Bilim Adamı mı Paralı Asker mi?
Kalp-damar hastalıklarının sebebinin “kolesterol yüksekliği”, bu hastalıkları önlemenin çaresinin de “kolesterolsüz diyet” ve “kolesterol ilaçları” (statinler) olduğunu iddia edenlerin sayısı hayli fazladır.
“Kolesterol teorisinin” akıl ve mantığa, bilimin ve tıbbın temel prensiplerine aykırı olması bir tarafa, bu iddialara destek olarak gösterilen yayınların da iler tutar tarafı yoktur.
Kardiyolog Dr. Murat Kınıkoğlu ve onun gibi düşünen hayvansal gıda muhaliflerinin “yumurtanın hamburgerden daha zararlı olduğu” iddialarına delil gösterdikleri yayınları incelemeye devam ediyorum (1).
BİR: Dietary cholesterol and egg yolks: Not for patients at risk of vascular disease yani “Diyetteki kolesterol ve yumurta sarısı: Damar hastalığı riski olan hastalar için uygun değil” (2).
Kınıkoğlu bu yayın için şunları söylüyor:
“Kendi alanlarında dünyanın önde gelen üç bilim adamı, kardiyoloji dergisinde bir çalışma yayınlayıp yumurta sarısındaki kolesterolün damarlar için zararlı olduğunu açıkladılar.
Sadece kalp damar hastaları için değil sağlıklı insanların da yumurta tüketimini sınırlamasını önerdiler.
Yumurta başta olmak üzere tüm hayvansal gıdaların damar daha tıkanmadan azaltılması veya kesilmesi gerekir”.
Bu ifade duyanda mevzubahis yayının çok “değerli bir bilimsel araştırma” olduğu intibaı uyandırıyor ama kaynağa bakıldığında bunun bilimsel bir araştırma değil bir “değerlendirme makalesi” (review) olduğu anlaşılıyor.
“Yumurta sarısındaki kolesterolün damarlar için zararlı olduğu” düşüncelerine kaynak olarak sundukları yayınlar, “bilimsel araştırma” vasfına sahip olmayan “sıradan yayınlar” niteliği taşıyor.
Bu yayının sonundaki dipnot çok ilgi çekici:
“Yazarların hiçbiri margarin veya yumurta satıcılarından finansman sağlamıyor. Dr. Spence ve Dr. Davignon kolesterol düşürücü ilaç üreten birçok ilaç şirketinden “honararia” ve “konuşma ücretleri” ve Dr. Davignon bir ateroskleroz sempozyumu için Pfizer Kanada’ dan “destek” almıştır; araştırması Kanada’ daki Pfizer, AstraZeneca ve Merck Frosst tarafından kısmen finanse edilmiştir”.
Bilimsel gerçekleri bize göstermeye çalışan bilim adamlarının ikisinin marifetlerini görüyorsunuz.
Bu dipnotta adı geçmeyen Jenkins’ i “cebine endüstrinin eli girmemiş bakir bir bilim adamı” sanmayın.
Onun ilaç ve gıda endüstrisi ile çıkar ilişkileri saymakla bitecek gibi değil (3, 4).
Honararia, bir hizmet karşılığı ödenen para demektir. Bu kâğıt üzerinde danışmanlık, seminer vb hizmetler için veriliyor görünür ama esasında ilacın satışının artmasına sağlanan katkı için verilen bir teşekkür ücretidir.
Bu paraların da üst sınır diye bir şey yoktur, milyon dolarları bulabilir (5-11).
Gelelim neticeye
İlaç şirketlerinden para alan kişilere bilim adamı denmesini, bunların araştırma ve yorumlarına itibar edilmesini doğru bulmuyorum.
Bunlar “ilaç şirketlerinin paralı askerleri” dir.
Bilimsel araştırmaları da “ilaç üreticilerinin menfaatlerine gelecek şekilde” plânlanan, yürütülen ve kaleme alınan çalışmalardır.
Paralı askerlerin ne araştırmalarına ne de değerlendirme makalelerine körü körüne güvenilmemeli, yazdıkları bin dikkatle okunmalıdır.
Kaynaklar
1. http://www.doktormurat.net/video/9/1237/yumurta-kolesterol-ve-kalp-krizi-riski
2. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC2989358/
3. http://www.pcrm.org/pdfs/health/diabetes/David-Jenkins-Glycemic-Index-in-Clinical-Practice.pdf
Çıkar ilişkisi konusunda okuma parçaları:
11. http://ahmetrasimkucukusta.com/2013/10/28/yazilar/elestirel-yazilar/ilac-endustrisi/tibbi-zina/