content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

25 Mar

Bilgi Akışı (II)

HİÇ BU AÇIDAN BAKTINIZ MI?

Geçen hafta duyu organlarının süzgecinden geçen bilginin, ikinci engele zihne takıldığını söylemiştik.  Bu yazımda bu konuya odaklanmak istiyorum. Zihnin birbirinden farklı birçok özelliği bulunur. Bu özelliklerden bir tanesi ise, zihnin ilgilendiği konuya sadece tek bir açıdan bakabilmesidir. Söz konusu probleme aynı anda değişik açılardan bakamaz.  Zihnin bu yapısını size bir örnekle açıklamak istiyorum. Elinize bir defter alın. Defterin ön yüzüne baktığınızda arkasını göremezsiniz değil mi? Çünkü gözler sadece belirli bir alanı görebilir. Zihin de aynen böyle yarımdır. Konuya sadece düz ve tek bir açıdan bakabilir, aynı anda farklı perspektiflerden bakamaz.  Sadece tek taraflı görebilen zihin ise göremediği tarafı otomatik olarak reddeder. Taraf tutmamızın, bildiklerimize sıkıca tutunmamızın nedeni de işte budur. Zihin, sadece kendisine daha önce verilmiş olan bilgileri kabul eder; bildiklerine zıt gelenleri ise anında sorgulamadan dahi reddeder.

Bu örnekte de gördüğünüz gibi, zihin her zaman yarımdır. Bu özelliği nedeniyle ise verdiği kararlar da, gördüğü şeyler de, tecrübe ettikleri de hep yarımdır... Neye inanırsanız inanın, biliniz ki tüm bu inandığınız şeyler gerçeğin sadece yarısıdır. Bildiklerinizin gerçeğin yarısı olduğunu fark etmeye çalışın. Şu gerçeği de bilmelisiniz ki, gerçek tüm bildiklerinize, gördüklerinize, inandıklarınıza tam terstir, hem de 180 derece ters.

Bizler aynı anda her iki yönü de görmeli, tecrübe etmeli, duymalı, inanmalıyız... Ancak o zaman zihnimiz tam olur. Aksi takdirde, her zaman huzurumuz, bilgimiz, zenginliğimiz, mutluluğumuz ve hatta acılarımız bile yarım kalacaktır.

Zihin bu şekilde beş duyu organından gelen bilgiyi kendisinden daha güçlü ve derin olan şuura aktarır. Şuur, da kendi kriterleri doğrultusunda gelen bilgileri değerlendirir. Güzel, hoşuna giden şeyleri alır, işine gelmeyenleri ise atar. Geriye kalan bilgiyi ise kendisinden daha güçlü olan akla aktarır. Akıl da aynı şekilde o bilgileri alır ve tekrar süzer, bilgiyi yine kesip budar ve daha içeriye, egoya yönlendirir. Ego da aynı şekilde hoşuna gitmeyen, kendisine dokunan kısımları silip atar.

Eee, şimdi ne oldu? Başlangıçtaki bilgiden geriye ne kaldı? İşte bu şekilde, dıştan içeriye giren ve şelale gibi akan bilgiden sadece birkaç damla bizlere ulaştı. Anlatmış olduğum akıştan çok daha güçlü ve zıt yönde hareket eden bir akış daha vardır. Ama ne yazık ki saymış olduğum tüm bu süzgeçler – beş duyu organı, zihin, şuur, akıl ve ego - aynı zamanda bilgili olan ruhun etrafına bir de duvar örer ve onun konuşmasına, gerçek bilgiyi aktarmasına engel olur. Çünkü “Ruh sessizlikte konuşur”. İşte bu nedenle de tüm bu süzgeçleri ortadan kaldırmalı, zihinden gelen sesleri susturmalı, egoyu devre dışı bırakmalı, duyuları doğru yönde kullanmalıyız. Ancak tüm duvar ve engeller, meditasyon yoluyla kaldırıldığında ruh konuşacak ve gerçek bilgiyi bize aktaracaktır.

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank