Bilemedik Aş, Ya Karın Ağrıdır Ya Baş!
Bütünşehir mi, Büyükşehir mi?
Daha ne olacağı belli değil.
Kanunun taslağı var sadece siyasiler konuşuyor.
Sokaktaki vatandaş ne olduğunu kestiremiyor.
Sebahat teyzem, Sadık amcam anlamıyor.
Birileri çıkıyor;
“ Çok iyi olacak, memleket rahatlayacak” diyor.
Bazıları karşı geliyor:
“ Memleket elden gidiyor, rejim bile tehlikede” davulları çalıyor.
Bazı yerlerde…
Sandıklar kuruluyor, sözde referandum yapılıyor.
Evet/hayır pusulaları dağıtıyor. Kim sayıyor bilen yok.
Genel de yüzde 95-98 “hayır” çıkıyor.
Yani, Bütünşehir belediye yasası istenmiyor.
*
Taslak, gündemi döviz gibi memlekette hala tartışma konusu.
Belediye seçimlerinin erkene alınacağı anayasa değişikliği yapılmadan çıkması zayıf ihtimal.
Belki eş zamanlı yapılır.
Belki de bu kadar tepki, savunma, kavga/gürültü varken ileri zamana atılır.
En yakın gerçek; hükümet partisinin bu yasayı çıkaracağı.
Sayısal gücüyle de uygulamaya koyacağı.
*
Tasarının gerekçesi aynen şöyle:
“ Kanun tasarısıyla, mevcut yerel yönetim yapısı ile yerel nitelikteki kamu hizmetlerinin etkin ve verimli şekilde sunulması olanağı kalmayan bazı illerde ideal ölçekte etkin hizmet sunma potansiyeline sahip yerel yönetimlerce sağlanması öngörülmekte ve bu doğrultuda düzenleme yapılmaktadır”
Anlayana aşk olsun.
Üç kere üst üste okuyan adamın başı ağrır.
Her şey varmış gibi hiçbir şey yok!
*
Tasarının en belli tarafı…
29 il özel idaresi, 1591 belde belediyesi, 1bin 82 köy muhtarlığı kaldırılacak.
Büyükşehir olacak şehirlerde, beldeler mahalleriyle ilçeye katılacak.
Köyler de mahalle olacak.
Muhtarlar, azalarıyla tarihe karışacak.
*
Ne getirecek, ne götürecek?
Bunu anlatan kimse yok.
Herkes kendi parti felsefesi, liderinin ağzına göre konuşuyor.
Emin olun.
Konuşanların çoğu da kendi söylediğine inanmıyor, anlamıyor.
Özüyle; maliyeti, malzemesi, emeği, kazancı sıfır olan laf salatası yapılıyor.
*
Eğer, çıkarılacak yasa;
Bürokrasiyi azaltacak…
Kaynak israfını en aza indirecek...
Vatandaşın yaşamını kolaylaştıracak…
Kapı kapı dolaştırmayıp, derdine çareyi hemen sunacak…
Yaşadığı yerde alınacak kararda fikri sorulacak, oyu aranacak…
“Böyle uygulamanın içine…” isyanına getirtmeyecek.
Demokratik seçimler yapılıp sonra sandıktan çıkan seçilmişin başına yeni yetme bir atanmış amir koyup, çile-zulüm çektirip, kavgalar yaratmayacak…
“ Sen bizden, ben sizden değilim” muhabbetini hortlatmayacaksa…
O zaman Bütünşehir yasasına tamam.
Ama Bütünşehir yönetim ayağına…
Kimse, kimselere kurban edilmesin.
Kimse, kimsenin de sırtından kurban kesmesin!
*
Büyükşehirler, Bütünşehir olacaksa…
Her yönüyle anlatılsın.
Fakir-fukara neden faydalanacak?
Öğrenci, işçi, memur, esnaf, ev kadını, emekli, tüccar, sanayici yaşadığı bölgede ne kazanacak, ne kaybedecek öğretilsin.
Bir kere de olsa…
“Kuzu gibi Maşallah” diye okşanan kafalarımız doldurulsun.
************************