Bıçak Sırtı…
Yazımı yazdığım saatlerde AKP %48-50 arası aldığı oyla hem oylarını artırdı, hem de iktidarlığını devam ettirdi. Bu ülkemiz tarihinde bir ilk oluyor. Demek ki AKP bütün eleştirilere ve(bana göre) otoriter bir rejime doğru gitmesine rağmen halkın desteğini artırarak devam ettiriyorsa; halkımızın tasvip ettiği çok şey yapmış demektir… Ya da halkımız eski otoriter rejimin renklerini taşıyan partilere henüz güven duymuyor demektir. Bir başka ifade ile AKP henüz halkın nefretini kazanacak yanlışlıklar yapmadı demektir.
2002 yılından itibaren halkımızın büyük çoğunluğu AKP’ye neden oy verdi? Öncelikle devlet denilen kurumlar zümresinin yukarıdan bakan, seçkinci, ayrıcalıklı ve vesayetçi tutumundan kurtulmak için oy verdi. Yine yüksek enflasyondan kurtulmak, göz göre-göre yapılan yolsuzluklardan kurtulmak ve bunun hesabını sormak için oy verdi. Dahası (MHP’nin beceremediği) 28 Şubat aşağılanmasının hesabını sormak için oy verdi.
AKP iktidara geldiği andan itibaren sistemli bir şekilde halkın istediklerini kısmen ama daha çok kendi istediklerini yaptı/yapmaya devam ediyor. Bütün bunları zaman-zaman sertleşmeler ve restleşmeler yaşansa bile fincancı katırlarını ürkütmeden yapıyor.
Yukarıda “halkın istediklerini kısmen ama daha çok kendi istediklerini yapıyor” dedim… Bunu biraz açalım.
AKP için halkın istedikleri sadece onların desteğini almak için önemli. Nitekim devletin hantallıktan, yolsuzluktan ve bürokrat oligarşisinden kurtarılması anlamında bir şey yaptığını görmedik. Mesela adalet mekanizmasını üst kademelerde (demokratikleştirmek adına) yeniden dizayn ederken hala adaletin sorumsuz, sorgusuz ve hantal işleyişine çözüm üretmedi.
Yine yirmi dört yaşındaki gence içkiyi yasaklarken, yirmi bir yaşındaki gencin silah taşımasına onay verdi. Ya da profesyonel takımları desteklerken gençlerin ruhen ve bedenen sağlıklı yetişmeleri için gerek projeler üretmedi. Üniversitelerin anti demokratik yönetilmelerine ve özellikle üniversite girişlerini rant kapısı olmaktan kurtarmadı. Ama YÖK’ü ele geçirerek kontrol altına almasını akıl etti.
Ordu üzerinde operasyonlar yaparken ne 35. maddeye dokundu,ne de 28 şubatçıların kılına halel getirdi!.
Başörtüsü, mezhepsel ve etnik haklar alanında gözle görülür şeyler göremedik.
Peki, AKP’nin yapmak istedikleri ne idi”? AKP’nin bütün amacı(vazifesi demek daha doğru olur) batı uygarlığı hayranı, milliyetsiz ve renksiz sistemin yerine daha muhafazakâr, İslami değerlere ve temellere oturan bir sistem oluşturmak. Dünya siyaseti gereği yeniden şekillenen Orta doğu dengelerinin ve projelerinin bir parçası olarak ülkemizin yeniden kurgulanmasını sağlamak…
Lakin bunları yaparken yeniden düzenlediği kurumların özünü yani yönetim huylarına(yani seçkinci huylarına) dokunmadan renklerini değiştirmek oldu. Yine tepeden bakmalar, yolsuzluklar, kayırmacılık ve özellikle kültürel bağnazlık(gelecek yazımın başlığı) aynen olduğu gibi sadece renk değiştirerek devam ediyor.
AKP bugüne kadar hep “gizli devletin” engellemelerinden yakındı, şimdi yakınacak bir şeyi kalmadı. Nihayet yazımın başlığına sıra geldi; AKP aslında kimliğinde ve kişiliğinde barındırmadığı halde hep savuna geldiği demokratik ve kültürel değerleri nasıl geliştirecek bakalım? Bekleyip göreceğiz…
