Beylikdüzü Belediyesi ve Katılımcı Demokrasi
Önceki akşam Beylikdüzü Belediyesi, Ramazan ayında yaptıkları etkinliklere destek veren yerel basın mensuplarına bir yemek verdi. Yemeğe Belediye Başkanı Yusuf Uzun’un eşiyle beraber katılması dikkat çekti.
Yaklaşık 15 gün önce ulusal basına aynı gerekçe ile aynı yerde bir yemek vermişlerdi. Haberi de gazetemizde yayınlanmıştı. Ulusal gazeteciler plaket verenler, yerel basın mensuplarına sade bir teşekkür ettiler. Bu da bizim dikkatimizi çekti.
İnanın plaket önemli değil, önemli olan yapılan uygulama. Her iki davete ulusaldan 5-10 gazeteci katılırken, yerelden 50’ye yakın gazeteci katılmıştı. Yine dikkatimizi çeken başka nokta ise şuydu: Beylikdüzü Belediyesi’nin çıkardığı tabloid boy bültende, ramazan etkinlikleri ile ilgili ulusal basında çıkmış haberlerinin kupürlerini ve gazetelerin logolarını konulurken, yerelden hiçbir şey olmaması dikkat çekiyordu.
Başından beri söylüyor ve yazıyorum; belediyelerin basın bürolarının varlığı bizlerden kaynaklanıyor. O kadar çok kadronun bulunmasının nedeni biz gazetecileriz. Yerelden arkadaşlarımızın kalitesini bu yazıda tartışmak istemiyorum. Eksiği ve fazlasıyla arkadaşlarımız gazetecilik yapıyorlar(!). İş plakete gelince, belediyelerin çıkardığı yayın organlarına gelince yok sayılıyoruz. Ayıp olan bu.
Basın büroları belediye başkanlarından bağımsız, yönetimden bağımsız hiçbir gazeteciyi yok sayamazlar. Say(a)mamalılar. Bir gazeteci arkadaşımızın yemeğe davet edilmemesi üzerine yemekte yaşanan tartışmada ise başkanın habersiz olduğu ortaya çıktı. Oraya gelmesinden de rahatsız olmadığını dile getirmesi ayrıca gazetecilerin eleştiri yapması gerektiğini söylemesi, yüreğimi rahatlattı. Kraldan daha çok kralcıların olması... Yazık…
Ayrıca dikkatimizi çeken bir şey var. Beylikdüzü’nde Basın Yayın Halkla İlişkiler Müdürü var. Basın Danışmanları da Müdüre bağlı. Tahmin ediyorum bu uygulama sadece Beylikdüzü’nde değil, birkaç yerde daha var. Örnek; Büyükçekmece Belediyesi gibi. Müdürlerin danışmanı olmayacağına göre ya danışman sıfatları kaldırılsın ya da danışmanların amiri müdürler olmasın. Böyle absürdlük olmaz. Danışmanlar başkanlara ya da kuruma yaparlar hizmetlerini. Mutlaka bunun düzeltilmesi gerektiğini düşünüyorum. Tabi yapılacak en doğru uygulama da basın danışmanı sıfatları kaldırılsın o arkadaşlarımızın statüleri müdürlük altında şeflik olsun… Komik duruma düşülmesin derim.
***
Toplantıda söz alıp birkaç konuyu gündeme getirdim.
Kent Meclisleri, Yakuplu ve Yeşil Vadi’de toprak dökümleri yapıldıktan sonra, şimdi de aynı toprakların kaldırılarak atık tesislerin kanallarının yapılması, Ramazan etkinliklerinin hesaplarının şeffaflaşması, Nostaljik Cafe’nin aylık 80 bin TL’den fazla kiraya verilmesi gibi…
Beylikdüzü’nde Kent Meclisi’nin (Kent Konseyi) Başkanı eski AK Partili meclis üyesi, yürütmenin tamamına yakını AK Partili. Son yapılan genel kurulunda oluşturulan divanda oturan üçü Beylikdüzü Belediyesi bürokratı, biri AK Partili diğerini de tanımıyordum. ‘Kent Meclisleri’nden neden belediye başkanları çekinir, korkar?’ anlamıyorum.
Kentte, kentlilik ve hemşerilik bilincini geliştirecek olan, aynı zamanda yerel yönetimi kentte yaşayanlarla paylaşacak, hesap verecek ve hesap sorulabilecek bir düzeye getirecek, yönetimi kentte yaşayanlarla paylaşacak, sürdürülebilir bir yaşamı gerçekleştirecek, kentte yaşayan hemşerilerini karar alma sürecine katacak yani; katılımcılığı sağlayacak… Bunun için var Kent Meclisleri.
Son dönemde belediye başkanları, yasal zorunluluk olduğu için Kent Meclislerini kuruyorlar. Muhalif unsurlardan arınmış, kendi yandaşları ile dolduruluyor. Halbu ki onlar her zaman başkanların etrafında. O yönetimde olması gerekenler, yandaşlar değil ki! Şeffaflık, katılımcılık, hesap verebilirlilik, sürdürülebilirlik, yaşanabilirlik, kenti kentte yaşayanlarla beraber yönetebilmek…
Yakuplu’da yapımı devam eden, 2.5 milyon insana hizmet verecek olan arıtma tesisinin bulunduğu araziye geçmişte toprak dökümü yapıldı. Şimdi kaldırılmaya çalışılıyor. Beylikdüzü’nde Yeşil Vadi toprak dökümü ile dolduruldu. Şimdi kaldırılarak kanal yapılmaya çalışılıyor. Kentleri yönetenlerin akılları, vicdanları, Allah korkuları, yönettikleri kentteki hemşerilerine karşı hiç mi sorumlulukları yoktur?
***
Beylikdüzü’nde Nostalji Cafe ihaleyi çıkarılıyor. Sahibi en yüksek bedeli veriyor. Ve her seferinde yakıyor. Geçen yapılan ihale aylık 80 bin TL’den fazla bedelle aynı işletmeci tarafından kazanıldı. ‘Durumu nedir?’ diye sorduğumuzda yeniden ihale yapılacağını açıkladı Başkan Uzun. Görülen o ki, aynı işletmeci kazandığı ihaleyi iptal etmişti. Başkan Uzun’a köşemizden soralım. Nostalji Cafe’nin gerçek sahibi AK Partili bir meclis üyesi mi? O’nun için mi sürekli iptal ediliyor? Araştırmasını diliyoruz.
Ramazan etkinliklerine sponsor olan firmaların katkılarının şeffaflaştırılmasını ve açıklanmasını istedik. Başkan adına yanıt veren bir gazeteci(!) arkadaşımız (kraldan çok kralcı); bağış verenler isimlerinin açıklanmasını istemezler miş! Neden? Bizim bu konudaki düşüncemiz çok açık. Kent yönetimlerinin hemşerilerine hesap vermekten kaçınmamaları gerekiyor. Şeffaflık ve demokrasi bunun için var. Katılımcı demokrasi demek hesap verebilirlik demek…
Beylikdüzü Belediye Başkanı Yusuf Uzun’a özellikle bir konuda teşekkür etmek istiyorum. Mehmet Mert arkadaşımızın gündeme getirdiği, resmi ilanların bölgede yayınlanan gazetelere gönderilmesi ile ilgili, “Bu konu önemli. Buradan söz ve talimat veriyorum. Kesinlikle bu olayı düzelteceğim. Benim belediyemin resmi ilanlarının herhangi bir yerde yayınlanan gazeteler yerine bölgemizdeki yetkili gazetelerde yayınlanmasını tercih ederim’ demesi önemliydi.
Teşekkürler Başkan…