Beygir Coşkun’un Vicdanen Beraatına…
BEYGİR COŞKUN’UN
VİCDANEN BERAATINA…
Sabıkasından ötürü adını ‘Coşkun’ koydular.İşlediği suçtan sonra sahipsiz kalmıştı.
Ne arayanı, ne soranı çıktı.
Beş cins yarış atının, üstüne emektar merkep Gülizar’ın tecavüz sanığı doru beygir, ”mağdur” çiftlik sahibi tarafından ahıra kapatılmıştı.
* *
Verilecek ceza düşünülüyordu.
Sahibi çıksa, dava açılacaktı.
Olur veya olmaz, belki tazminat alınacaktı.
* *
Cins kısrakların üçü gebe kaldı.
Diğer ikisinin akıbeti henüz meçhul.
Merkep Gülizar, uzak bir köye gönderildi.
Sahibine göre, ‘depresyona’ girmişti.
* *
Göndermişler ki, belki daha mutlu bir yaşamı bulabilirmiş!
* *
İzmir’in ılık bir gecesinde…
Boş tarlada otlarken, çiti aşıp…
Bebek gibi bakılan cins yarış taylarının soyunu lekeleyen…
Güzel gözlü Gülizar’ı da o karambolda kirleten Coşkun…
Cezasını tarla sürerek çekecek.
Atların sahibi Mustafa Akın, bir komşusuna Coşkun’u “ Al, istediğini yap… Beni bitirdi, yeter ki onu gözüm görmesin…” şartıyla bağışladı.
Oysa ilk infazı, at kasabına satışıydı.
* *
Canı “canan” çeken, ne var ki ölçüyü kaçıran, ırkının ötesine taşan beygir Coşkun, ömür boyu tarla sürme cezasını hak etti mi?
* *
Dili yok ki; söz hakkı olsun.
“Kendim ettim, kendim buldum” desin.
“Tahrik vardı, şeytana uydum” savunusu yapsın.
Hayvan hakları bildirisini kızgın insana anlatsın.
* *
Coşkun’un yerine haberini okuyanlar yorum yazmış.
Sayfalarca…
Kararları, neredeyse oybirliğiyle:
“Helal olsun… Vicdanen beraatına!”
*************
Sayın Erdal İzgi
Temmuz 27th, 2010 at 12:39Yazınızı okudum
Saygılarımızla
Çapar Kanat
Çiftçi-Çiğ Süt Üreticisi