Beyaz İhtilal ve Demokrasi (!) Bayramı
Mübarek Cuma günü idrak ettik; “Beyaz İhtilâl” in 60. sene-i devriyesini!..
Yani 14 Mayıs 1950’den itibaren on yıl süreyle “özüne ve anlamına uygun” bir sevinç, minnet, şükran, ihtişam ve coşkuyla kutlanan; Ancak, 27 Mayıs günü devleti gasp eden cunta tarafından süresiz yasaklanan “demokrasi bayramı”nın üzerinden tam 60 yıl geçti.
Dile kolay, bu ülkede tamı tamına elli yıldır demokrasi, adalet ve hukuk yok!..
Üstüne üstlük, 12 Eylül 1980’e kadar “27 Mayıs Hürriyet ve Anayasa Bayramı” adı altında tam bir garabet, hürriyet, hak, adalet, demokrasi ve hukuk düşmanlığı sergilendi; İnsan hakları, adalet ve demokrasiye inanmış ‘iyi, namuslu, dürüst, onurlu ve sorumlu” vatandaşları alçakça rencide eden törenler yapıldı. Çok şükür 12 Eylül idaresi bu utanca son verdi.
19 MAYIS VE 27 MAYIS
Lütfen dikkat edin!.. Türk milleti’nin şerefli ve şanlı tarihinin dönüm noktaları, medar-ı iftiharımız olan zaferler hep bu ay da yer alır. İstanbul’un fethi, Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkışı ile İstiklâl Savaşı’nın ilânı ve Demokrasi Bayramı…
Bu ay’a gölge düşüren, kara çalan ve sevimsiz kılan (aykırı) tek gün 27 Mayıs’tır.
İşte o gün bu gündür ülkemizde hak, adalet ve hukuk yok!..
Her şey bir aldatmaca, orijinal değil taklit, asıl değil kopya, hukuki değil, yasal!..
Hani evrensel hukuk normlarına göre: “yasa’lar anayasa’ya; anayasa’lar da insan’a ve insan haklarına” aykırı olamazdı.. Anayasa ve kanunlar, hakkaniyet, adalet ve eşitlik ilkesini; evrensel hukuk, din-ahlâk, örf-adet ve geleneklere uygun olarak tanzim, tertip ve tahkim eden temel “toplumsal sözleşmeler” (haklıların güçlülüğü, bon sens) idi!.. (Jean Jacques Rousseau)
Dünya genelinde “hâkim, hür ve hükümran devletlerde” zaten bu böyledir.
ANAYASA MAHKEMESİ !..
Özgür ve adil hukuk devletlerinde Anayasa Mahkemeleri “anayasayı koruma kurumu” işlevi görür. Demokrasinin güncel beşiği İngiltere de bir anayasa olmadığı gibi mahkemesi de yok. TC hariç diğerlerinde (örn. Ermenistan) anayasa mahkemesine mevcut milletvekillerinin (110 kişi/ %20) imzası, dayanaklı-gerekçeli dava dilekçeleriyle gidilmez. Milli egemenlik ve adalet ahlâkına uygun Anayasa mahkemeleri; kanunlar çıkmadan önce veya sonra otomatik kontrol, inceleme; Şeklen ve esastan denetimlerini yaparlar. Hukuki ve doğru olanı budur.
Düşünün bir kere; Eğer, şu yapı, görev-yetki ve işleve nazaran (meselâ bu dönem) akp 336 yerine, kadim Demokrat Parti gibi Mecliste 440 ve fazlası sandalyeye sahip olsa idi acaba ne olurdu? Örneğin halka açıkça düşmanlık, milli menfaatleri peşkeş, egemenlik haklarından feragat ve vatana ihanet boyutunda bir “yasa” çıkartılsa ve kimse Anayasa Mahkemesine baş vurmasa ve/veya zaruret arz etmesine karşın yeterli ve gerekli imza bulunamasa ne olur?...
Ve, aynı durumda, mevcut % 10’luk baraj ne sonuçlar doğurur?...
Vaki ve mezkür değişiklik tasarısında “hukuka uygun Anayasa Mahkemesi” ile makul, ahlâki ve hukuki bir baraj (temsilde adalet) yönünde bir hüküm var mı? Yok! Neden, niçin?.. Çünkü: Mevcut anayasa (!) mahkemesi darbe, dikta ve cunta ürünüdür. 27 Mayıs’a meşruat verecek kadar adalet düşmanı hukuk taciri istismarcılar tarafından; Objektif hukukun utanç ve yüzkarası yassı-ada tiyatrolarından mütevaris bir siyaset, icabında vesayet kurumu biçiminde kurgulanmıştır. Tıpkı siyasi va saçma kararları ile maruf AİHM ve Lahey Adalet Divanı gibi.
Siyaset elli yılda niçin bu kadar yozlaştı, çürüdü ve kokuştu dersiniz!..
Kuvvetler ayrılığı olmadığı ve doğal stabilizatörler dumura uğratıldığı için..
SONUÇ: Atmış yıl önce Cumhuriyet; Demokrasi ile buluşmanın coşkusunu yaşadı.
Halk Partisi zihniyeti, dikta, sulta ve cuntasına karşı verilen efsanevi mücadele sonucu “Beyaz İhtilâl” gerçekleşti. Derken bu mutlu ve kutlu gün “Demokrasi Bayramı” oldu. Ta ki; 27 Mayıs kâbusu ülke ufkunu karartıncaya, halkın üstüne mezar toprağı serpilinceye ve Türk istiklâli, özgürlük, bağımsızlık ve istikbali akamete uğrayıncaya kadar!..
Yeter!.. Söz milletindir…
***///***
Sayın Sınacı,yılmayan bir demokrasi neferi olduğunuzu yüzlerce kez yazılarınızla,davranışlarınızla ispat ettiniz. sizi kalben kutluyorum.bu yılda sözde demokratlar 14 mayısı anmadılar,anlayamamaıştılar zaten,onlar demokrat maskeli sahibinin sesi piyonlar,onlar nebbaş,işbirlikçi,ıslıkçı,ihbarcıdırlar.onların görevi DP'yi siyaset yapamaz köşesinde tutmaktır. KUTLUYORUM..............
Mayıs 17th, 2010 at 10:09Ülkemizdeki garabetliklerin haddi hesabı yok
Mayıs 17th, 2010 at 16:00Hangi birine ne yazacağımızı şaşırdık
Hele şu açılım zırvalıkları kabak tadı verdi
Sistemin kökten değiştirilmesi gerek bence
Bu hükümet de tam sivil bir anayasa fırsatını kısır çekişmelre feda etti