Beşikten Mezara Kadar Hizmet: Belediyecilik
Bu makale 29 Mart 2014 Cumartesi günü kaleme alındı. Şimdiyse artık, adına “seçim” (!) denilen “usulen tefhim ve fiilen icra” işlemi sona erdi. Buna göre: Seçmen vasfını haiz pek çok vatandaş; Milli irade/kamu vicdanı, demokratik usul, adalet ve hukukla hiçbir ilgisi, alâka ve bağlantısı olmaksızın salt “parti sahipleri” tarafından bulunup atanan Büyükşehir, il, ilçe ve belde belediye başkanı, belediye meclisi üyesi ve il genel meclisi adayları oylanmak suretiyle; İnsan hakları, adalet ahlâkı, demokrasi, hakkaniyet ve hukuk ilkelerine en aykırı tarzda.; Yani en açık dürüst anlatımıyla “devletin sahibi millete rağmen” belirlenmiş oldu.
Üstelik böylesine aykırı, kamu vicdanı ve millet iradesine ters tasarruf; Devlet bazı ve mahalli idare bağlamında “en değerli varlığımız ve hazinemiz olan” insan unsuruna doğrudan hizmet alanında ifa ve icra edildi. Daha açık ve net bir izahla: Görevi, beşikten mezara kadar “hiçbir karşılık beklemeden, sadece kamu yararı ve Yüce Yaratıcının rızası hürmetine” insan, hayvan, bitki, tarih, doğa ve kültüre hizmet olan bir alanda.; Vatandaşların, kendilerini idare, şehri ihya, tabiatı ikame ve insan hayatını idame ettirecek kişi ve kadroları bizzat seçmesine izin vermemek çok büyük bir insanlık ayıbı, insan hakları, adalet ve demokrasi düşmanlığıdır.
Maalesef bunların tamamı 01 Ocak 2014 ilâ 30 Mart 2014 tarihleri arasında oldu!..
MADEMKİ OLDU!..
Evet, mademki zorlama, dayatma ve millete rağmen., Bu atama, cebren, hile ve desise ile onaylatmalar oldu; Öyle ise, bari atamaları fiilen gerçekleşen eşhas belediyeciliği öğrensin, halka hizmet/hak’a hizmettir söyleminin ifa ve icra makamı olan Köy ve Mahalle Muhtarlığı, İl Genel Meclisi Üyeliği, Belediye Meclisi Üyeliği, Büyükşehir ve il/ilçe Belediye Başkanlığı görevlerini hakkıyla ve lâyıkıyla yapsınlar...
Artık bu dönemden itibaren kimse deli domuzlar gibi rüşvet almasın; İnsan altı yaratık ve şahsiyetsiz, haysiyetsiz mahlûkata özenip ayırıcılık, kayırıcılık, yolsuzluk, hırsızlık, kanun ve kitap dışı suiistimaller, ihmaller, ihanetler yapmasın. Başta ŞEHİR EMİNİ (Şehrin onurlu ve sorumlu kayyımı, yediemini) olmak üzere: Yardımcıları, Meclis Üyeleri, bilumum memur ve hizmetlileri namuslu, şerefli, dürüst, üretken ve çalışkan olsunlar. Şehir / Kent yönetimine kimse, günümüzün nefret, fetret ve sosyal illeti siyaseti sokmasın. Her ne kadar göreve gelme biçimi bu (antidemokratik, adalet, rıza ve ahlâka aykırı) olsa da.; İlerde sistemin düzeltilmesi, ıslah ve adalete iblâğı çabasını elden bırakmadan “adam gibi, insan gibi, namuslu, dürüst ve demokrat” bir faaliyet, gayret ve çalışma içinde olunması insanlık gereğidir…
PEKİ, NASIL BİR BELEDİYE VE BELEDİYECİLİK?..
Öncelikle tarihi, doğal ve kültürel dokunun tam bir kadirbilirlik, vicdan borcu, onur, erdem, sorumluluk sahiplik şuuru ve kıskançlıkla korunması; Mümkünse, “orijinaline halel” getirmeksizin ihyası, bütün belediyelerin olmazsa olmaz görevi olup; Buna pınarlar, bütün su kaynakları, çay, dere, deniz, nehir ve göl’ler ile her türlü duru / stabil ve akar suların mutlak bir özenle korunması, sürekliliğinin kesinlikle sağlanması, sair atık, lâğım ve pislik karışımına izin verilmemesi dâhildir. Aksi takdirde ilgili belediyede insan yok demektir.
BEŞİKTEN MEZARA KADAR HİZMET
Bir şehrin suyu tam bir güvenle içilemiyor, altyapısı mükemmel işlemiyorsa, belediye başkanı gâvur parası ile beş kuruş etmez demektir. Ayrıca imar-inşa, sanayi-ticaret, temizlik işleri, ürün sağlığı, gıda-hijyen ve genel sağlık konusunda disiplin; Hizmet, sanayi ve ticaret alanında kâr oranlarının denetimi, fahiş fiyat, stok ve spekülâtörlüğün kesinlikle önlenmesi, ölçüde adaletin sağlanması, reel bütçe, kapıların halka açık olması.; Fakir, yoksul ve kimsesiz, engelli vatandaşların sığınağı, kimsesizlerin kimsesi, çaresizlerin çaresi; Katılımcılık, öğrenci, sanayi, esnaf ve üniversite ile işbirliği, şeffaflık/saydamlık, halk eğitimi, kentsel dönüşüm; İlim, kültür, sanat ve edebiyatta ilerleme; Ücretsiz veya ucuz mezar,; Toplu taşım ve kent içi ekonomik ulaşım; Dini/milli bayramların geniş katılımla kutlanması; Asgari konforu haiz ucuz konut ve işyeri üretimi vs. belediyelerin görevidir.
Belediyeler asla kâr ve rantla uğraşamaz. Kâr ve rant sadece halkın hakkıdır.