Benzer İlaç Nedir?
Sosyal Güvenli Kurumu (SGK), işin vahametini geç de olsa anlamaya başlamış olmalı ki sağlık harcamalarını azaltmak için tedbir üstüne tedbir alıyor.Hürriyet gazetesindeki ‘Ya ilacından vazgeç ya da farkını öde’ başlıklı haberde bazı hastalıklarda molekülleri farklı ama etki açısından benzer olan ilaçlar için bir ‘eşik fiyat’ belirlenerek bu eşiğin en fazla yüzde 20 fazlasının ödeneceği bildiriliyor:
“Örneğin 5 liralık tansiyon ilacı da var 40 liralık da. Bu sisteme geçilmesi durumunda SGK, tansiyon düşürücü ilaçlar için örneğin 7 liralık eşik belirleyecek. Ve bu eşiğin en fazla yüzde 20 üzerine kadar olan ilaçları ödemeye devam ederim, diyecek.”
Benzer ilaç yeni bir tabir
‘Benzer ilaç’ tabirini ilk defa duyuyorum ve bu elbette ilaçların görünüm olarak birbirlerine benzemesi manasına gelmiyor.
Benzer ilaç, eşdeğer yani ‘muadil ilaç’tan da çok farklı bir şey.
Bu tabirle, bir hastalığın tedavisinde kullanılan farklı gruplardaki ilaçlar kastediliyor olmalı.
Mesela, hipertansiyon için diüretikler, beta-blokerler, ACE-inhibitörleri, kalsiyum kanal blokerleri, anjiotensin-2-antagonistleri gibi çok farklı gruplardan ilaçlar var.
Bu gruplarda yer alan ilaçlardan her biri diğer gruplardaki ilaçların benzeri kabul ediliyor.
Oysa bunlar etki mekanizmaları bakımından da aksi tesirleri bakımından da çok farklı kimyasal maddeler; tabii fiyatları da çok farklı.
Bunların tek benzer tarafları hepsinin de hipertansiyon tedavisinde kullanılıyor olması.
Hipertansiyon nasıl tedavi edilir?
Bizim öğrenciliğimizde başka pek çok hastalık için de geçerli olduğu gibi, hipertansiyon teşhisi konan her hastaya hemen ilaç yazılması doğru değildi.
Öncelikle hastanın tansiyonunun sağlıklı beslenme, egzersiz, fazla kiloların verilmesi, sigara ve alkolün terk edilmesi gibi tedbirlerle normale getirilip getirilemeyeceği değerlendirilirdi.
Bunlarla sonuç alınamadığında ilaç tedavisi gündeme gelirdi.
İlaçların da etki, aksi tesir ve fiyat bakımından en uygun olanı seçilir ve hasta takip altına alınırdı.
Birçok hastanın ilacı belirli bir süre sonra azaltılabilir ve hatta kesilebilirdi.
Tansiyon hastasına ilaç yazmamak tıbbi bir hatadır
Oysa günümüz tıbbı ‘o kadar ilerlemiş o kadar ilerlemiştir ki’ hastalıkların bazı tavsiyelerle ve basit hayat tarzı düzenlemeleri ile ilaç verilmeden tedavi edilmeleri artık mümkün değildir.
Doktora başvuran her kişiye hasta olsun veya olmasın mutlaka reçete yazılması hem Allah’ ın hem modern tıbbın emri olmuştur.
Üstelik bu reçetede en azından birkaç kalem ve öyle 40 seneden beri kullanılan herkesin bildiği değil ‘en son model ilaçlar’ yer almak zorundadır.
Hastalar da ‘Yeni bir tansiyon hapı çıkmış, komşum içiyor çok iyi gelmiş. Ben de ondan istiyorum’ tarzı ifadelerle doktorlarına yardımcı olmalıdır.
Ucuz ve eski ilaç yazma gafletinde bulunan ve hele de hastaların ‘ilaç seçme hakkına’ aykırı davranan bir doktorun başına gelecekler ayrı bir yazı mevzuudur; geçiyorum.
Benzer ilaç uygulaması hem doğru hem yanlıştır
Bizde de dünyanın başka ülkelerinde de hipertansiyonu önce hayat tarzı düzenlemeleriyle, bununla olmuyorsa en basit ilaçlarla tedavi etme dönemi kapanmıştır.
SGK’ nin kararı doğrudur; çünkü birçok hastaya gerekmediği hâlde üstelik de en yeni yani en pahalı (bu aynı zamanda en tehlikeli de demektir) ilaçlar yazılmaktadır.
Birçok hasta kendisi için hiç de gerekli olmayan bir ilacı almaktan ve bunun olumsuzluklarından kurtulmuş olacaktır.
SGK’ nin kararı yanlıştır; çünkü ister hipertansiyon ister başka bir hastalık için ‘eşik değer’ belirlenmesi gerçekten o ilaçları almak zorunda olan hastaları çok zor durumda bırakacaktır.
Çaresi var
SGK’ nin ilaca ödeyeceği paranın her geçen sene katlanarak artacağı ve iki sene sonra 20 milyarı bulacağı tahmin ediliyor.
SGK’ nin bu yükün altında ezilmesi kaçınılmazdır.
İlaç israfı polisiye ve ekonomik tedbirlerle bir yere kadar azaltılabilir.
Etkin ve kalıcı çözüm için tıp eğitiminin ‘gerçek hekim yetiştirecek tarzda düzenlenmesi’ ve ‘doktorlarla endüstri arasındaki ilişkinin sıfırlanması’ şarttır.
Gelelim neticeye
Bir taraftan ‘Benzerdi, benzemezdi’ derken hasta-doktor-eczacı üçlüsünün birbirini ‘benzetmesinden’ endişe duyuyorum.
Bir taraftan yeni bir molekül olmasa da ‘benzer ilaç’ icadımızla iftihar ediyorum.
Bir taraftan da SGK’ ya ‘Benzemez kimse sana, buluşuna hayran olayım’ diyorum.