Benim Aşka Bakışım..
Siyasetin en gürültülü olduğu şu günlerde içimden "aşk" üzerine yazmak geldi.
Türkiye'de "sesi, veriminden yüksek olan faaliyet" nedir, diye sorsak ne dersiniz?
a)siyaset b) bilim c) sanat d) araştırma
Sesi, veriminden çok yüksek meslek, kuşkusuz siyasettir ülkemizde.
Siyasetin nezaket ve edebiyat ölçüleri içinde yapılacağı günlerin özlemiyle, ben aşka döneyim;
Herkesin aşk anlayışı vardır.
Kimi bunu yaşamdan bilir, başından geçmiştir.
Kimi de okuduklarından, yazdıklarından öğrenir.
Kimileri de hem hayattan, deneyimden, hem okunup yazılanlardan, hem de söyleşi ve sohbetlerden, insanlık durumlarından yola çıkarak oluşturur düşüncesini..
Benim aşk anlayışım da şu; aşk: zamanın ve mekânın olmadığı veya unutulduğu bir sonsuzluk durumu.
Başlangıçsız ve bitişsiz bir, “bir olma” hali.
Bu duruma aşkın bütünlüğüne yükseliş de diyebiliriz.
Aşkı yaşamanın bir önkoşulu var mıdır?
Evet, aşkı özleyenler aşık olabilirler..
Özlemiyorsan aşkı kapıyı çalması biraz zor olabilir..
Aşk, bireyin ötekine kendini sonsuz verişi, iki ben’in iç içe geçişidir.
Aklın bittiği yerde aşk başlar der bazı ozanlar.
Divan şiirinde âşıkın sıfatlarından biri de, “Şeyda”dır.(çılgın, divane)
Aşk; yaşamasını bilen için bir başkaldırı, karşı çıkış’tır
Gönlü hiçe sayan anlayışlara, düzenlere karşı duruş’tur.
Can Yücel söylemiştir bu konudaki en güzel sözlerden birini de;
“Sevgi emekmiş,
Emek ise vazgeçmeyecek kadar,
Ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş..”
Aşkta âşıklar birbirlerinin her şeyidir. Başka hiçbir şeye ihtiyaç duymazlar..
Böyle bir durumu kim özlemez?..
Cinsellik bu temel özlem duygusunun bedensel ifadesidir.
Orgazm, “benliğin, senliğe aktığı”, mekânın ve zamanın sıfırlandığı bir an’dır.
İnsan belki de tarihsel ve toplumsal ya da doğal olarak hep bir tümleşme gereksinimi içindedir.
Bedensel, zihinsel, ruhsal, düşünsel, sözel ve entelektüel yönlerden tam bir bütünleşme arzusu ve arayışı içinde olabilir.
Her yönden” gelişmedir” bunun kısa adı.
Bir yandan tam bir “bütünleşme” anlayışı ve arayışı, bir yandan da arada bir,”havalandırmak” gerekli ilişkileri..
Örneğin, evliyseniz, arada bir ayrı odalarda yatmak ve özlemek gerek bedenleri, ilgileri, yaşanmış güzellikleri..
Nasıl zamanla evimizi, odalarımızı havalandırıyorsak, ilişkileri de “havalandırmak” , doğanın, bilimin ve sanatın ortak bahçelerinde açan güzellik çiçeklerinin serin esintilerine bırakmak gerekmez mi?
Elbette hayatınızda “yüz çiçek açsın” demiyorum ama yüz fikir de geçsin sofralarınızdan, sohbetlerinizden.
Filozof Niçe’ye iki genç yaklaşıp sormuş;
“Üstad biz evlenmek istiyoruz, ne dersiniz?” demişler.
Üstad;
“Ömür boyu sohbet edebilecekseniz evlenin” demiş.
Aşk ve sevgiler zamanla yerleşik olabilir.
Önemli olan yerleşik bir sevgi ve saygı içinde yaşam boyu söyleşebilmektir.
Aşk üzerine ne söylense, yazılsa çizilse az gelir, ilgi çeker.
Çünkü o dünyadaki en güzel ve en güçlü duygudur.
Hepimize aşk olsun ve ülkenin aşıkları bol olsun diyerek bitirelim bu söyleşiyi..
Aşk hepimize ve her daim olsun..