Ben İnsanım
İNSAN OLARAK YARATILDIM
Yaratılıp var edilen her varlığın bazı doğal hakları var. Çünkü hiç kimse kendi isteği ile sipariş doğmuyor. Allah’ın ilahi takdir hükmü gereğince “OL” komutunu alan her varlık can bulup dünya üzerine düşüyor.
Düşen her varlığın düştüğü yerden hayat bulup kurtulup yaşayabilmesi için Allah şekil biçim açısından her birini birbirinden farklı şekil ve biçimlerde birbirlerine benzer, fakat her birini birbirinden farklı ve değişik simalarda oluşturup, doğacakları yerin iklim ve şartlarına göre de her birini kendi benzerlerinin boyasıyla boyayıp, her birisini yine birbirine benzer olmayan farklı imkan ve şartlara sahip dünya denilen mekan üzerinde kurulu birbirinden değişik yuvalarda doğup, Hakk’ın adaletiyle yeryüzünde tutunup yaşayıp var olmaları için dünyanın tek sahibi olmaları hakkı verilmiştir.
İşte bu yüzden de adalet mülkün temelidir. Deniler bu temel üzerine günümüze kadar birçok haklar kazanılıp elde edilmiş olmasına rağmen iki ileri bir geri giderek bu hala istenilen düzey ve seviyede değildir.
Hak adaleti, adalet vicdanı, vicdan da Hak’tan yana doğruluğu ister. Doğru için akıl, ilim, irfan, idrak ve inanç gerekir. Çünkü hakikate ulaşmanın tek yolu varsa; O da ilimdir. Yoksa Allah bize ne den ”oku” yun desin. Öyle değil mi?
Şu an da dünya üzerinde yaşayan herkesin Allah’ın adaleti üzere; aşağı yukarı 8 Milyarda bir hakkı var.
Çünkü Hak; Adaletin birine ayırdığı paydır. İşte herkesin yaratılıştaki bu büyük haktan dolayı herkesin bir kadri, kıymeti, değeri var.
Yaratıp var eden Allah’tan başka yaratılan her bir varlığın yaratılıştaki ilahi hikmet ve sırrına hiç kimsenin erişip gerçek anlam ve manada varlığı kuşatıp kapsayıp, ölçüp biçerek, değerlendirip takdir edip kıymet biçip, hakkını Hak adına adaletle verecek hiç kimse yoktur.
Bu değerlendirme ölçüsü sırf benim ve senin için değil, hepimiz içindir. Bu Hakk’ı hak adına yapacağı arı, duru, saf bir değerlendirmedir.
Sonuç, itirazsız, sıfır hatadır. Hiçbir vicdan sahibi sonuca itiraz etmez. Çünkü vicdan denilen ilahi mahkemenin savcısı, hâkimi Hak’tır. O da tekdir. Ayrılık olmaz.
İte bu hak anlayışıyla yeryüzünde yaşayacağımız bu ağır, çekilmez hayatı doğru yaşayıp onurla taçlandırıp şerefle bitirip ölmekten başka, bir insana yüklenmiş bundan daha büyük görev, bundan daha büyük sorumluluk yoktur.
Bu görev ve sorumluluğun büyüklüğünü ve ağırlığını idrak etmeliyiz. Bu idrak üzere de doğru bir hayat yaşamak için her gün yaşadığımız hayatı başa sarıp, yeni baştan okuyup düşünüp değerlendirerek yaşamalıyız ki, hatası az olan daha doğru bir hayat yaşayabilelim.
17.01.2014
Cahit KARAÇ