Ben İnsanım, Türk Olmadan Önce-Kerim Balcı
Kimlik vurgusunda ifrat da tefrit de kişiliksizleştirir. Kimliklerini kaybedenler kişiliklerini de kaybederler. İşgal altındaki milletlerin, millet onurunu kaybedenlerin durumu budur. Kimliğini gereğinden fazla vurgulayan, kimlik kartını elbise yapıp giyenler de kişiliklerini kaybederler. 'Neyim?' sorusunun cevabı, 'kimim?' sorusunun cevabından kronolojik olarak da hiyerarşik olarak da daha önce gelir. İnsan olmayanın Türklüğü de, Ermeniliği de, Hamasçılığı da, El-Fetihciliği de kişiliksizdir.
Kimlikler doğaları itibarıyla dışlayıcı, değilleyici, ötekileştiricidir. Oysa kişiliklilik bütünleştirici, uzlaştırıcı, köprü kurucudur. Biri anilmerkez, diğeri ilelmerkez güç oluşturur. Topyekün kimliksiz; ama kişilik sahibi kimseler fevrî ve ferdî kalırlar. Erdemleri toplumsallaşamadığından, başkalarına, başka kuşaklara aktarılamaz.
Çok bilen; ama öğretmeyen, öğrenci yetiştirmeyen dahiler gibi kaybolur giderler. Hrant Dink'in cenazesinde 'Hepimiz Ermeni'yiz!' diye bağıranlar, umulur ki kimliklerinin değil, kişilikliliklerinin ifadesini dışa vuruyorlardı.
Bu, bir milletin âlicenaplığıdır. Muhtemeldir ki o kalabalıkta, nefretlerini, düşmanlıklarını, sistem karşıtlıklarını bu sloganın arkasına saklayanlar da vardı. Bu da kişiliksiz bir kimlik ifratıdır. Pek zannetmem, ama belki kendini hakikaten Ermeni hissetmiş, soykırım sahtekârlıklarına inanmaya meyletmiş,
Hrant'ı vuran bizdense belki bizim atalarımız da onların atalarını katletmiştir kanısını benimsemiş, adını, milletini, milliyetini sorgulamaya başlamış talihsiz fıtratlar da vardı o kalabalıkta. Bu da kimliksizliği içinde kişiliksizleşme tefritidir.
Gazze'den bağır yakan haberler geliyor. Cabalye Kampı'ndan insan olan insana 'Ben Filistin'im!' dedirtecek, 'Vurduğunuz benim! Benim sevdamdır öldürdüğünüz!' diye haykırtacak haberler geliyor. On günlük bebe Vaad'ı katlettiğinde İsrail, 'Sesimi duyar mısın Vaad?' diye seslenmiştim ona.
Şimdi iki yaşındaki, altı yaşındaki Gazze'li çocukları katledenler kendi kanından, kendi soyundan, kendi dininden, milletinden, milliyetinden insansılar olunca, ben şiirimi kime yazayım? Evet işgal, kimlikleri önce çıkarır ve kişiliksizleştirir. Suçun büyüğü yine işgaldedir; ama bu Hamas'ın da, El-Fetih'in de kişiliksiz bir iç savaşın içinde oldukları gerçeğini değiştirmez. Irak'tan ciğer yakan haberler geliyor. Kimlikler kından çıkmış, kılıç olmuş çatışmakta. 'Kerkük Kürt'tür!' diye bağıran unutmuş ki, Kerkük şehirdir öncelikle; 'medine'dir, medeniyet ister. Bağdat gibi, Basra gibi, Fellûce gibi, Süleymaniye gibi...
İnsan haklarını savunmadan önce azınlık haklarını savunanlar, insanın özündeki güzelliğe inanmadan önce kendi ırkında güzellik arayanlar, ölene bir insan olduğu için değil ölümü başımıza bela açacağı için, milletimiz hakkında kem nazarlar hasıl edeceği için üzülenler, bir fevrînin ameliyle bir toplumu yargılayanlar, demek ki Türkler böyleymiş diyenler bilsinler ki problemlerimizin hepsi insan kaynaklıdır; ve çözümlerin hepsi de insanlığa dönüşle, insanlığa yatırımla olacaktır. Ben insanım, Türk olmadan önce; ve bu benim Türklüğümü güzelleştirir. Güzel Ermenilerle, güzel Kürtlerle, güzel Yahudilerle, kimliğini kişiliğiyle güzelleştiren insanlarla birlikte yaşamak isterim bu ülkede...