Ben Çocukken Bayram Akşamları
Yüreğimizde ki o çocukluk günlerindeki Bayram heyecanını görmek nerede kaldı diye düşündürüyorum. Neydi o çocukluk dönemimizin bayramları öyle? Bayram geldi mi sevinçten ve heyecandan yerimizde duramazdık. Çocukken Bayram akşamları yatamazdım. Sabahlara kadar tüm heyecanla Bayramın ilk gününü sevinçle ve heyecanla beklerdik.
Yeni elbisemizi, yeni ayakkabımızı yatağımızın başucuna koyup yatardık. Çünkü sabah olduğunda Bayram olacaktı ve biz o çocuk halimizle anne, babalarımızın ve büyüklerimizin ellerini öpmeyi heyecanla beklerdik. Harçlıklarımızı toplardık, komşularımızı gezip, şeker ve para toplayacağız. Hele yeni alınan elbiselerimizi ayakkabılarımızı giyecek olmamız başka bir heyecanlandırırdı bizi.
Çocukken bayramlarımız çok neşeli ve heyecanlıydı. Şimdi öyle değil maalesef çok değişti bayramlar. Hayatın bize getirdiği meşgaleden dolayı olsa gerek diyorum çoğu zaman. Bize bayramı, bayram gibi yaşatmıyor gibi geliyor bana, bayramı bayram yapmaktan geri bırakıyor. Bırakın bizi, şehirlerimizde yaşayan çocuklarımız bile bizim yaşadığımız bayramı yaşayamıyorlar. Çocukken yaşadığımız bayramları yaşayamıyorlar artık.
Her bayramda dört gözle beklediğiniz çocuklarımız, kapımızın zilini bile çalamıyorlar. Oysa çocuklarla daha bir neşeli oluyordu bayramlar. Kurban Bayramı deyince benim aklıma o çocukların çocuksu sevinçleri geliyor gözlerimin önüne. Kurban bayramını biran onlara has kılıyorum.
Bu bayramda da kapımızın zilini çocuklar çalacak mı? Bekleyelim görelim derim. Onlar olmadan bayramımızın tadı tuzu olmadığı bir gerçek, onun için kapımıza gelen her çocuklarımıza en güzel şekerleri verelim, onları sevindirip mutlu edelim ufakta olsa hediye, harçlıkla sevindirelim ki bir daha ki bayrama da bizleri unutmasınlar kapımızı çalsınlar. Çocuklarımız yakınlarımız bayramlarımızın neşe kaynağı olmaya devam etsinler. Unutmasınlar onlar bizim her şeyimiz…
Bizlere gelince, sanırım bayramı en kötü yaşayan bizleriz. Yıllardır rutin şekilde yaşamaya çalıştığımız Bayramlarımız artık yavaş yavaş ellerimizden kayıp gidiyor, gitmesine izin vermeyelim. Bayram heyecanlarımızı koruyalım hep birlikte.
Hayat meşgalesine vurmuşuz kendimizi, ne yapmaya çalışıyoruz ki, dur diyelim bayramlarımızı bayram olarak yaşayalım. Bayramları bayram gibi yaşayamamızın sebebi kendi bencil dünyamızdan mı yoksa artık büyüdüğümüz gerçeği mi? Büyümenin bizden götürdüğü saf bakışlarımız yerine kuşkucu bakışlarımızın yer alması mı? Yoksa artık biz yetişkinler artık bir şeker bir bayramlıkla mutluluğu yakalamayı beceremeyecek hale mi geldik? Yoksa bayram mutluluklarının yaşanabilmesi için mükemmeliyetçi dünyamızda en mükemmelinin olmasını mı bekler hale geldik?
Her bayramda evde oturmayı tercih ediyoruz yada 5 yıldızlı tatil köylerinde tatil keyfi yaşamaya, tatil turlarına kaçıyoruz. En yakınımızda ki bir dostun gelip kapımızı çalmasını bekliyoruz, ya da kapsını çalma girişiminde bulunmuyoruz. Onu bile çalmaktan aciz hale geldik. Bayramlar dost ziyareti demektir. Bayramlar, büyüklerin gönlünü almak, küçükleri sevindirmek demektir. Tüm bu hayat koşuşturması arasına dost ziyaretlerini, büyüklerimizi ziyaret etmeyi unutur da olduk. Halen en azından bunları anımsamamıza ve yapmamıza bir olanak olarak karşımıza geliyor bayramlar. Eski Bayramları ararken aslında kendimizi arasak çok daha iyi olur diye düşünüyorum.
Bayram adına güzel cümleler kurmayı çok severim çocukluğumdan beri. Bugün sevinç günü, kederleri bir yana bırakıp mutlu olalım. Kurban Bayramını doya doya yaşayalım. Her şeye kadir olan Yüce Allah, bizleri, doğru yoldan ve sevdiklerimizden ayırmasın! Bayramımızı elimizden geldiği kadar bayram gibi yaşamaya özen gösterelim.
Bir bayram gülüşü savur ki göklere, eski zamanlardaki gülücükleri getirsin, öyle içten öyle samimi gül ki, gözyaşlarını bile tebessüme çevirsin. Damağınızı, ruhunuzu ve çevrenizi tatlandıran, gerçekten güzel ve bereketli bir Kurban Bayramı geçirmenizi dileriz. Bayramınız Kutlu, Mutlu Olsun…