Ben Bir Bilim Travestisiyim
Son senelerde ‘bilim adamı’ yerine kulakları tırmalayan, son derecede kötü ‘bilim insanı’ ve ‘bilim kadını’ terimleri icat edildi.
Mesele kadınların başının altından çıkıyor olmalı. Çünkü çevremden biliyorum; bilimle uğraşan kadınlar kendilerine bilim adamı değil ‘bilim kadını’ densin istiyorlar. Açıkçası, bilim adamı teriminden ‘kıllanıyorlar’.
Kadınlar hem haklılar hem değiller.
Önce neden haklı olmadıklarını söyleyeyim. Haklı değiller, çünkü Türk Dil Kurumu’ nun internet sitesindeki sözlüğüne göre ‘adam’ kelimesinin bir numaralı karşılığı ‘insan’ olarak veriliyor. Buna göre bilim adamı dendiği zaman, tabii olarak anlaşılması gereken zaten ‘bilim insanı’. Bunun için de bilim adamı sözünden huylanmaya hiç gerek yok.
Adam kelimesinin diğer anlamlarına baktığımız zaman bu sefer de kadınlara hak vermek gerekiyor. Çünkü adam kelimesinin ikinci anlamı ‘erkek kişi, kadın karşıtı’ olarak bildiriliyor. Buna göre bilim adamı dendiğinde tabii olarak da erkekler akla geliyor.
Adam kelimesinin daha başka anlamları da var. Meselâ: Birinin yanında ve işinde bulunan kimse… Birinin yararlandığı, kullandığı kimse… Birinin sözünü dinleyen, nazını çeken, kayırıcı… Görevli kimse… iyi huylu, güvenilir kimse… Bir alanda derin bilgisi olan kimse… gibi. Bunlarda da adam, ya insan ya da açık olarak belli değilse de erkek anlamında. Üstüne üstlük adamın bir de halk ağzında ‘koca, eş’ şeklinde karşılığı var.
Adam kelimesinin geçtiği deyimlerimizde de durum farklı değil. İşte birkaç örnek: Adamdan saymak veya adam yerine koymak: Bir kimseye değeri olmadığı hâlde değer vermek. Adam etmek: Bir kişiyi yetiştirip topluma yararlı duruma getirmek. Adam evlâdı: İyi bir ailenin iyi yetişmiş, iyi eğitilmiş çocuğu. Adamına düşmek: Yapılacak bir iş güzel bir tesadüfle iyi bir adama, uzmanına verilmiş olmak.
Bu örnekleri daha da çoğaltabiliriz, ama neticede ‘adam’ kelimesi tümünde de insan veya erkek anlamında kullanılıyor veya erkeği çağrıştırıyor. Eh, o zaman da bilim adamı sözünden memnun olmayan bilim kadınlarına mecburen hak vermek gerekiyor.
Bilim adamlarının hemen hepsi erkek
Aslında, bilim adamı teriminin bu kadar yaygın olmasının makul izahı var: Bilim adamlarının neredeyse tamamına yakını erkek. Sadece ülkemizde değil tüm dünyada çok az sayıda bilim kadını var. Mesela, fizikte, kimyada veya tıpta Nobel almış kaç kadın vardır dersiniz? Ya da müzikte, edebiyatta, sosyolojide sivrilmiş, deha, virtüöz seviyesine erişmiş kişilere bakarsanız, bunların içinde de parmakla sayılacak kadar az kadın çıkar.
Durun; hemen ‘Ama üniversitelerimizdeki kadın doçentlerin, profesörlerin sayısı her geçen gün artıyor. Birçok fakültede erkekten çok kadın öğretim üyesi var’ demeye kalkmayın.
Bilim adamlığı başka şey öğretim üyeliği başka şey. Her profesör bilim adamı olmadığı gibi, bilim adamı olmak için de illâ profesör veya doçent olmak da gerekmez. Üstelik de yüksek okula veya meslek liselerine dönmüş üniversitelerimizin perişan hâli ortada iken.
Bilgin, âlim, bilimci… olabilir mi?
Bilim adamı yerine cinsiyet içermeyen bilgin, âlim, bilimci, ulema gibi karşılıklar da tavsiye edilebilir ama bunların da kadınları tatmin edeceğini sanmıyorum.
Nasıl hâkim, polis, doktor diyince hepimizin aklına erkek geliyorsa ve bunu aşmak için kadın hâkim, kadın polis, kadın doktor diyorsak, bu sefer de kadın bilgin veya kadın âlim veya kadın bilimci gibi bir sürü abuk-subuk terim ortaya çıkacak.
Gelelim neticeye
Hem bilim insanı hem bilim kadını sözlerinden muzdaripim. Hadi, madem bilim insanı var, o zaman ‘bilim hayvanı’ da olmalı diye cinslik yapmayalım ama yarın oğlanlar, lezbiyenler, travestiler, onun bunun çocukları ve daha bilmem kimler ayaklanırlarsa ne olacak?
‘Biz ne bilim adamıyız ne bilim kadını. Biz ‘Bilim lezbiyeni’ yiz veya biz ‘Bilim transseksüeliyiz’ diye herkes kendi terimini yaratırsa kim ne diyebilir?