Belediye, Okul, Cami ve Emniyet Uyarsa..!
İnsanlar başta olmak üzere bütün canlıların hayatlarını allak bullak eden aşırı ses ve gürültü konusunda, Gürültü kirliliği konusunda başta belediye olmak üzere, okullar, camiler ve emniyet yetkilileri üzerlerine düşeni en az hata ile yerine getirilerse, değirmende kavga olmaz demiş atalarımız.
Dünya sağlık örgütü tarafından yapılan araştırmaya göre Gürültünün insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri hem sağlık açısından hem davranış bozukluğu şeklinde ortaya çıktığına göre gürültü konusunda herkes ve her kesim üzerine düşen azami hassasiyeti göstermek mecburiyetindedir.
İnsanoğlu üzerinde saydığımız olumsuzluklara vesile olan gürültü konusunda çıkan yasaları uygulamakla görevli kişi ve kuruluşlar gürültü yasağına uymazsa sade vatandaş ne yapsın saygıdeğer okurlar.
Dünya sağlık örgütünün gürültü konusunda akıl izan sahibi insanları uyarmasına gerek yoktur ve olmamalıdır. Çünkü adı üzerinde gürültünün azı ve çoğu olmaz. Gürültü her halükarda insanı rahatsız eder. Sağlığını bozar. Gürültü ve her türlü ses insan sağlığını fizyolojik ve psikolojik olarak etkiler. İnsanlarda sinir, saldırganlık, hipertansiyon, yüksek stres, kulak çınlaması ya da kulak uğuldaması, duyma kaybı, uyku bozuklukları gibi pek çok sonuç doğurabilir diye açıklanan gürültü ve istenmeyen bu sesler diğer canlılarda ne gibi olumsuzluklara sebep olur yorumu sizlerindir saygıdeğer okurlar!
İnsanları ve bütün canlıları olumsuz bir şekilde etkileyerek hayatlarını allak bullak eden gürültüye karşı her yaşta ve her yerde hassas olunması gerekirken, özel, önemli ve çok hassas olan gürültü konusunda kime ne görev düştüğü konusunda kafalar karmakarışık saygıdeğer okurlar.
Bu toplumda söz sahibi olan herkes özelliklede ilim irfan sahibi kişi ve kuruluşlar. Bunların başında şehirlerin merkezinde yer alan okullar, birbirlerine birkaç adım mesafede olan Camiler, düğün salonları ve eğlence yerleri, özelliklede daha çok önem vermesi gereken düğün konvoyları, tüm araçlar ve sürücüleri, bazen de yalandan yere siren çalan ambulans ile emniyetin ve belediyenin trafik araç ve gereçlerinden yapılan yüksek sesli anonslar gelmektedir.
Yerleşim yerleriyle iç içe olan okullar ve kulların zil sesleri, belediyelerin yüksek sesle ve sık aralıklarla genelde Türkçenin katline varan anonsları, ezanın minarelerden çok yüksek volümle okunması, cami içlerinde iki sıra cemaate çıplak sesle hizmet verilebilecek iken mikrofon kullanılması, bir diğer önemli husus ise küçük yerleşim yerlerinde camiler birbirlerine çok yakın oldukları için vakit namazlarından ziyade Cuma günleri cemaatin cami avlusunda namaz kılması sebebiyle hoparlörler normalinden daha çok açıldığı için bir cami yetkilisinin sesi diğer cami cemaati ve cami yetkilisini olumsuz etkileyerek, namazı zayıflattığı şeklinde yapılan dedikodular ayyuka çıkmaktadır.
Bugüne kadar bir camideki imamın ve müezzinin sesiyle diğer camideki cemaatin cami imamını beklemeden diğer camiden gelen müezzinin sessiyle namaza erken başlaması görülmemiş bir vaka olabilir. Ama böyle devam ederse olmaz diye bir kayıt var mı bekleyip görmek lazım diyesi geliyor insanın.
Gürültü üzerine sayılan bütün bu olumsuzluklar yaşanmadan inşallah gürültüye karşı herkes, her kurum ve her yetkili üzerine düşeni bir an evvel yerine getirerek kimsenin canı acımadan gürültünün yarattığı bu olumsuzluk kendiliğinden son bulur.
İnsanlar iki günlük fani dünyada birbirlerine karşı olan hayata dair sorumluluğunu gürültü konusunda yerine getirerek hayatlarını gürültüden uzak ve akıl izan sahibi insana yakışır biçimde Allah’ın yarattığı bütün canlılar ile birbirlerini üzemeden idame ettirirler diyor, saygılar sunuyorum.
Ahmet Yenin
Belediye,Okul,Cami ve Emniyet Uyarsa..!