Bedelli Askerlik Yanlıştır
Siz hiç askere gönderilen bir gencimiz için yapılan bir merasimde bulundunuz mu?... Birazcık millî duyguya sahipseniz; heyecanlandığınızı, içinizin titrediğini ve gözlerinizin yaşardığını hissedersiniz... Genç 'Mehmetçik', kucaklara, omuzlara alınır; havaya fırlatılır; yakınları, arkadaşları, 'En büyük asker, bizim asker!' diye bağırırlar. Davullar, zurnalar çalınır, halaylar çekilir; nazlı nazlı dalgalanan ay yıldızlı albayrağın altında İstiklâl Marşı söylenir... Şimdi kabirlerinde sükûn içinde uyuyan binlerce şehidimiz de işte askere böyle gönderilmişti.
Bizde, askerlik hizmeti için 'vatanî vazife' deyimi kullanılır. Dünyanın hiçbir lisanında böyle bir tâbir yoktur. Türk insanının en başta gelen görevi, asırlar boyunca hep askerlik hizmeti olmuştur. Köyde, kasabada, şehirde, sade vatandaşımızın en fazla değer verdiği hâtıraları, 'asker ocağı' ile ilgilidir. Yaşlı bir dedenin, köy kahvesinde askerlikten bahsedilince, nasıl heyecanlandığını ve gözlerinin nasıl parladığını görürsünüz. O, hayatının en önemli tecrübesini asker ocağında kazanmış; orada çok şey öğrenmiş; komutanını, arkadaşlarını, üniformasını, karavanasını çok sevmiştir.
***
Ben, 'bedelli askerlik'ten yana değilim. Bu sâyede elde edilecek para için milletimizin köklü bir geleneğinin yıkılması ve sosyal terbiyemizin tahrip edilmesi fevkalâde yanlış bir uygulamadır. Yurt dışında eğitim gören ve hizmet veren vatandaşların bedelli askerliği dışında, bedelli askerlik uygulaması kaldırılmalıdır. Aksi takdirde, askerlik hizmeti ve vatan savunması, sadece 'fakirlere' mahsus bir iş hâline gelecek; 'mukaddes vatanî vazife' kurumu yaralanacaktır.
Bu arada şu hususu esefle kaydedeyim ki, terörle mücadele sırasında şehit düşen Mehmetçikler arasında, generallerin, üst rütbeli subayların, iş adamlarının, yüksek yargı mensuplarının ve üst düzey bürokratların çocukları yoktur. Zira bu zümre, çocuklarının ya bedelli askerlikten faydalanmasını sağlamakta ya da bir yolunu bulup onları çatışmaların vukubulduğu Güneydoğu'ya göndertmemektedir. Bu durum maşerî vicdanı derinden yaralamaktadır.
***
'Bedelli askerlik' uygulaması birçok bakımdan yanlış olacaktır. Şöyle ki:
Bedelli askerlik, Anayasa'nın 'Kanun önünde eşitlik' ilkesini düzenleyen 10. maddesine açıkça aykırıdır. Bu uygulamayla, vatandaşlar arasında ayırım yapılmakta ve bedelli askerlik hakkı verilen kişiye imtiyaz tanınmaktadır.
Bedelli askerlik, Anayasa'nın 'Vatan Hizmeti'ni düzenleyen 72. maddesinin özüne de aykırıdır.
Bedelli askerlik uygulaması, toplumdaki sosyal adalet duygusunun ve maşerî vicdanın zedelenmesi bakımından da çok hatâlı olacaktır. Bir avuç kişinin şahsî menfaati için binlerce şehidimizin ruhu muazzep olacak, gazilerimizin ve şehit ailelerinin gönülleri kırılacaktır.
TSK, bedelli askerliğin haklı olarak karşısındadır. Bu durumda askerlik müessesesi bozulacak ve zarar görecektir.
Türkiye, artık dünya politikasında söz sahibi olan gerçekten güçlü bir ülkedir. Gelecek için stratejik hedefleri ve büyük planları bulunan iddialı bir Türkiye'nin, sırtını dayayacağı güçlü bir orduya ihtiyacı vardır. 'Güçlü ordu', ancak asker ocağında yetişmiş ve askerliği 'vatanî vazife' bilen insanımızla yaşatılabilir.
***
'Türk Milleti'nin ortak kültürü olan askerlik, erkeklere en az '4 ay' (4-9 ay) ve 'zorunlu' olarak uygulanmalıdır. Zengin-fakir ayrımı yapılmadan, her Türk vatandaşı, bu temel vatan görevini eşit şekilde yerine getirmelidir.
Askerlik döneminde temayüz eden ve üstün başarı gösteren istekli gençlere; 4 aylık dönemden sonra maaş bağlanarak, hâlen kısmen uygulanan 'profesyonel uzman kadrolar' teşkiliyle, TSK'da daha dinamik bir yapı oluşturulmalıdır.
Hülâsa, 'bedelli askerlik', istisnalar dışında kaldırılmalı; 'Vatanî vazife' herkes için ayrımsız şekilde binlerce yıllık bir gelenek olarak uygulanmalı; her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı da bu sosyal ve askerî terbiyeyi almalıdır.