Bazı ‘Cumhuriyet Savcıları’ Sorunu
Geçen hafta bu sütunlarda “Cumhuriyet’in Savcılarına Suç Duyurusu” başlıklı bir açık çağrı ve mezkür taleple ilgili bilumum esaslı karineleri muhtevi makalemiz yayınlandı. Yayını müteakip, haklarında soruşturma ve kovuşturma açılması istenen kesim “adam kaldırma, açık ve hain saldırı, cinayet ve ihanet gibi seri suçlarını sürdürdü. Buna rağmen; Cumhuriyet Savcı ve iddiacı kurumlarda çıt yok. 12 Eylül referandumu ile “vesayetten kurtuldu, asli cevherine döndü, artık bağımsız, tarafsız, hür ve hâkim oldu” denilen adalet cihazı; Yoksa, iyice dumura uğradı yahut vesayet altına mı girdi nedir?!...
Bakıyoruz “adalet mülk’ün temelidir” evrensel gerçeğine rağmen; Bu hakikate hayat vermesi, ayakta ve hayatta tutması gereken unsurlar şapır şapır dökülüyor. Millet adına ve bir anlamda millet hizmetkârı hükümetler üstün göreve memur, mes’ul ve mükellef Cumhuriyet Savcı nam bazı eşhas;, “Haberleşme ve özel hayatın gizliliğini ihlal, görevi kötüye kullanmak, soruşturmanın gizliliğini ihlâl, adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs, delil niteliğindeki evrak üzerinde tahrifat ve sahtekârlık” gibi “yüz kızartıcı” iddialarla, haklarında soruşturma açılması ve dava ikamesi talebiyle, suç duyurularına muhatap oluyor, görevden alınıyor ve yargılanma istemiyle Yüksek Mahkemeye sevk ediliyorlar…
Buna mukabil bazı “Cumhuriyet Savcılarının”:
“Delil mahiyetinde olmayan özel görüşmeleri iddianame içerisine aldıkları, ilgisiz ve irtibatsız tutanakları iddianame ekine koydukları;, Cumhur’u, (halkı) Cumhuriyet’i ve hukuku korumak yerine, siyasi iktidarın talimat, tavsiye ve telkinleri doğrultusunda görev yapar hale geldikleri, asla tanık sıfatını haiz olamayacak kadar rezil, pis-pespaye, perişan, ruh hastası, ins bozması bazı prototipleri “gizli tanık” olarak kaale aldıkları” medyada yer almaktadır.
Eğer gerçekse malum savcılar, işlem ve uygulamalarıyla; yargının saygınlığı, hukukun üstünlüğü ve devletin güvenilirliliğini yok etmişlerdir. Herhalde bu nedenle olsa gerek; Bizim “Cumhuriyet Savcılarına Suç Duyuru” muz dikkate alınmadı, “suçluların tedip ve terbiyesi ile adaletin tecellisi, gerçeğin tespiti, iyi insan ve iyi vatandaşlarımızın korunması, “hain, zalim ve kötülerin cezalandırılması” adına bu anlayışa sahip Savcı ve Yargıçlara harekete geçmedi.
Mezkür mazarrat hakkında onur ve sorumlulukla müteyakkız gerçek Cumhuriyet Savcıları’nı tenzihle; Anayasa Mahkemesi Başkanı Hakkında bile;, “Anayasa Mahkemesi Başkanlığı görevinin vakar ve şerefiyle bağdaşmayan, hizmetin aksamasına ve ihlâline yol açan, Türkiye Cumhuriyeti organlarını ve anayasal kurumlarını Büyükelçilere istihbar eden, yargının bağımsızlığını ve güvenirliliğini ayaklar altına alan eylem ve davranışları sebebiyle” 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ve Genel Hükümler çerçevesinde yasal işlemin yapılması talebiyle; (CHP Konya Milletvekili Atilla Kart) Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu’na (30.09.2011 günü) “şikâyet ve suç duyurusu” başvurusunda bulunulduğu bir dönemde…
Her gün daha da azgınlaşan, canavarlaşan, küstahlaşan ve pervasızlaşan saldırganlara, organize suç örgütü eşkıya, katil ve kancıklar ile yardım, yataklık, yaltaklık unsurlarına karşı yasal ve anayasal zeminde gerekli takibi yapmak yerine; Seyirci kalmak yeğleniyor. Olacak şey değil!.. Bu müthiş bir onursuzluk, sorumsuzluk, gaflet, dalâlet ve hıyanettir. Hainler her ortamda rahat dolaşır ve her türlü katliam ile iştigal ederken; Devlet, halk ve meşru hükümet adına dava açmaya mecbur “Cumhuriyet Savcılarının” kayıtsızlığı milleti kahrediyor.
TEKRAR “HATIRLATMA” VE GÖREVE DÂ’VET:
Başta YCBS, kamu vicdanı bilinci gereği hür, hâkim, hükümran, kadim TC’nin bütün Cumhuriyet savcılarına, yetkili, onurlu ve sorumlularına, buradan açık ‘suç duyurusunda’ bulunuyorum: Yasadışı, illegal; Anarşi, terör, tedhiş ve tehdit unsurlarının legal/açık örgütü BDP’nin yöneticileri, TC Anayasasında devletin temel ilkesi üniter ulus devletin ''bölünmez bütünlüğü'' ile mevcut anayasal ve yasal düzeni yıkmak için, vatana ihanet suçu ''demokratik özerklik'' ilan etmek ve uygulamaya geçirmekle anayasal suç işlemektedirler..