Bayram ‘Aile’ Demek
Bayramın son günü.
Umarım ailelerinizle birlikte keyifli, neşeli, eğlenceli geçiyordur şeker bayramı. (Ülke gündemi ne kadar müsaade ederse tabii) Ve bu bayram biraz aslına rücu oldu benim için. Mutlu olmak; illa yurt dışı sınırlarını aşmak, komşu ada turları yapmak demek değil işte.
Kocaman bir aile ile birlikte olmanın mutluluğunu yeni şehirler, yabancı diyarlar keşfetmeyle eşitlemeye çalışmanın alemi yok. Galiba bayram biraz da ‘aile’ demek.
NASIL TÜYSEK?
Daha dün gibiydi. Yeni kıyafetler, rugan ayyakkabılarla büyüklerin ellerini öperken, uzun ve gürültülü sofraların neşesiydik. Büyüdük ve bu kez bayramları aile ile geçirmek pek sıkıcıydı. Her gelene onlarca kez kahve yapmak, durmadan sırıtmak da bir o kadar yorucu... İçim şişerdi! Her bayramda tüymeyi marifet saydık!.
İlk üniversite zamanları başladı kaçış planları.
Evlilik can simidi oldu. Arife günü büyüklerin elleri öpülür ve pır....
Aman Allahım ne kadar da özgürdük!.
Aile büyüklerini de çok seviyorsun ki hele benim gibi kalabalık bol hala, amca, dayılı ve yığınla kuzenli ailelerde büyüdüysen. Lakin bayramda onlarla olmak ne kadar banaldi!
İlerleyen yıllarda ya özel gün dinlemeyen basın mesleğinde çalıştım ya da yur dışına kaçış fırsatı oldu bayramlar. Nasılsa gittiğin yerden de, aile büyüklerine bir mesaj göndermek mümkün. Hatta ‘canım, oralardan da bizi unutmadı’ gibi nidaları duymak pek güzeldi.
ÇOCUĞUM BİLSİN
Ve o da geçti, yeni bir döneme yelken açtık. Aklın seni dört gözle bekleyenlerde kalıyor.
İstiyorsun o erken kalkıp hazırlanmalar, yeni giysiler, mis kokan börekleriyle kuş sütlü sofralar, günler öncesinden harıl harıl uğraşılan tatlılardan çocuğunun da haberi olsun.
Büyüklerini görmeyi, onlara değer vermeyi bilsin, kendilerini yalnız hissettirmemeyi öğrensin. Şimdi, yeğenlerin, kuzenlerin, gelen komşu çocukların elimi öpmesi bile hoşuma gidiyor! Hatta onlar için önceden renkli şekerler ve gıcır 10’luklar ayarladım.
Yaşlarına göre bir, iki, üç adet veriyorum.
‘Büyüdükçe bayramlar unutulacak’ endişesi mi bu yoksa içten içe yaş kemale eriyor, onun tezahürü mü?
Yaşım henüz ne ki!!!
Hissettiğim şey, ‘aile’nin önemli olduğu.
Biraz da, Habertürk TV’nin başarılı İzmir muhabiri Gülçin Ayçe’nin bir huzurevinden gerçekleştirdiği yayının da etkisiyle yazıldı bu yazı.
O kadar yalnız, öyle naçar mutlulardı ki...
Bakışları, Romalı düşünür Seneca’nın ‘Hafif acılar konuşulabilir ama derin acılar dilsizdir’ sözü gibiydi. Evet, bayram kesinlikle ‘aile olmak’ demek...
KÖRFEZ KÖPRÜSÜNÜN ADI SULTAN ALPARSLAN MI ?
Bayramlaşmak için İzmir’e gelen Başbakan Binali Yıldırım, Körfez’in iki yakasını birleştirecek köprünün adının Sultan Alparslan olmasının istendiğini belirtti. Körfez geçişi ile ilgili Yıldırım, ulaştırma bakanıyken konuyu kentin değerlendirmesine bırakmıştı. Hatta ‘İzmirliler başla derse başlarız’ noktasındaydık. Desteğin olduğu belliydi ama isim verme noktasına gelindiğini bilmiyorduk. Sultan Alparslan adı öne çıkmış bile. Alparslan’ın tarihi başarılarıyla göğsümüzü kabarttığına kuşku yok da hayır ne bu acele? Köprü bir başlasaydı İzmirliler için ad koymak kolaydı...