Bay-Kuş!..
Hz. Süleyman tüm hayvanların dilini bilir, kuşlarla iletişim kurarmış. O kadar ki, kuşlar için bir tekke bile yaptırmış. “Tekke-i Mürgân” adı verilen bu yerde kuşlar yılda bir kez toplanır, bir hafta eğlenir ve Hz. Süleyman’a dua ederlermiş.
Rivayet odur ki: “Hz. Süleyman'ın karısı kız gelin ediyormuş; kuş tüyü yataklar yaptırmak istemiş.” Hz. Süleyman, bütün kuşlara tüylerini dökmelerini emretmiş. Yarasa hemen tüylerini dökmüş; öbür kuşlar düşünceye dalmışlar. “Bay-kuş” o zaman sadece kuşlardan bir kuş imiş.
Hz. Süleyman'ın katına gelmiş. “Efendimiz, biz kuşların tüylerimizden başka bir şeyciğimiz yok; onunla soğuktan, sıcaktan, fırtınadan korunuruz; onunla uçarak rızkımızı ararız. Sizin ise her şeyiniz var. Yine de eşinizin sözüne uyup tüylerimizi istiyorsunuz.”
Bu sözler adaleti seven Hz. Süleyman’ın hoşuna gitmiş.
Benzerlerinin haklarını iyi savunuyorsun sen, bundan sonra kuşların bay’ı sen olacaksın; adın da “Bay-kuş” olacak.” demiş, Onu kuşların padişahı yapmış.
Efsane böyle!
Haklarında en çok batıl inanç duyduklarımız da yine baykuşlar: “Gece baykuş sesi duymak kötüye işarettir; baykuş damda öterse evden cenaze çıkar; baykuş ötüşü uğursuzluk getirir; tilki görülünce uğur, baykuş görülünce uğursuzluk sayılır; bir evin başında baykuş öterse, o evde biri ölür ya da bir yıkım olur...Vs..” Bu söylentilerin tamamı asılsız olup Şamanizm’in hurafeye dönüştürülmüş yaşayan izleridir.
Hz. Süleyman ile Baykuş arasında geçen bir söyleşiden müstefit olacağımızı düşündüğüm anekdotlar. Bir gün Hz Süleyman gökte tahtı ile dolaşırken kendisine selam veren baykuşun selamını alıp ona sormuş:
-"Ey baykuş ben biliyorum ki arpa, buğday yemezsin, acaba neden?" Baykuş:
-"Ya nebiyyallah, Adem ile Havva o hububatı yedikleri için dünyaya sürüldüler. Ben de onun için yemem."
Baykuş değil sanki koskoca evliya mübarek...
-"Ben biliyorum ki, sen su da içmiyorsun, neden acaba?"
-"Ey Allah'ın peygamberi, Nuh peygamberin kavmi suda boğuldu. Ben de suya tevbe ettim."
-"Peki niçin mamur yerlerde değil de harap yerlerde yaşarsın?"
-"Harap yerler Allah'ın mirasıdır, sahipsizdir. Ben insanların sahip olduğu binaya konmam".
-"Harabelerde niçin ötersin?"
-"Ey dünya nimetlerine aldananlar, bulunduğum harabeyi görüyor musunuz? Siz de bir gün bunun gibi harap olacaksınız, demek isterim".
-"Peki evlerin üstünden uçarken ne diye ötersin? Ne demek istersin bununla insanlara?"
-"Ey Ademoğlu yazıklar olsun sana. Arkanda bu kadar isyan ve günah, önünde de bu kadar keder ve bela varken nasıl dünya nimetlerinden lezzet alıp neşelendiğinize şaşarım."
-"Niçin gündüz uyur da gece uyumazsın?"
-"Ey Allah'ın nebisi, gündüz ademoğullarının nefislerine uyup zulümlerinin çoğaldığı zamandır. Onlardan kaçarım ki zulümleri bana erişmesin. Gündüz uyurum ki, onların yaptıklarını gözlerim görmesin."
-"Ya sabaha kadar ne zikredersin?"
-"Ey insanlar, uykunuzu ve gafleti bırakın artık. Ahiret için tedarik görüp, azık hazırlayın. Sonra beni yaratan Allahü Azimüşşanı noksan sıfatlardan tenzih ederim."
-"Ey baykuş, senin kadar insana merhamet eden ve nasihatte bulunan yokmuş. Neden insanoğlu seni uğursuz sayar anlamadım.”
Kıssadan Hisse alanlara Sevgilerimle..