Batıya Kış Geliyor!
Zamanıdır, bunda şaşılacak bir şey yok denilebilir.
Hayır.
Bu kış öyle sandığımız kışlardan değil.
Tabi kışın ağır geçeceği tahminleri var.
Eğer gerçekten kış ağır geçerse, Batı için ısınmak çok pahalıya mal olacaktır.
Ama Batının tek derdi ısınmak değil.
Batıya ekonomik kış bastırdı.
Ürettiğini satamıyor.
Elini açmış ah…
Şu Çin’de, büyüme daha çok alsa da, Çin daha çok üretim yapmak için Batıdan daha çok ithalat yapsa diye…
Londra Belediye Başkanı Avrupa Birliğinden çıkalım diye, bas bas bağırıyor.
İspanya’nın durumu belli. İşsizlik %25 olmuş.
İtalya’da işçiler ayakta.
Portekiz’in durumu İspanya’dan farksız.
Fransa’yı unutmayalım.
Bira yabancı sermayenin elinde olduğu için, biraya % 160 vergi koymuş. Şarabı kendileri ürettiğinden, şaraba dokunmamışlar.
Bira; Fransa’yı kurtarmaz.
Avrupa’da 15 ila 29 yaş arasında, 15 milyon kişi ne okuyormuş, ne de iş arıyormuş.
Eğitimsiz, iş aramıyor, ne yaptığı, ne olduğu belli olmayan bir güruh…
Yunanistan’ı kurtarmaları(eğer kurtardıysalar) Laz fıkralarına benziyor.
IMF Yunanistan’ın kurtarılması için bir rapor hazırlamış.
Raporu okuyunca şaşırdım.
Diyor ki Yunanistan’a insafsız faiz uygulanmış.
Piyasada % 1,5-2,5 olan faizler Yunanistan’a ortalama % 16,21 seviyesinde uygulanmış.
Bu bir soygundur. Faizlerin 2,5’e indirilmesi gerekir demiş.
Böyle olunca da, Yunanistan’ın borçlarının yarısı silinmiş.
Yeri gelmişken biz IMF’ye borçlarımızı 10,81 ortalamadan ödemişiz.
Bazen % 125 ödediğimiz borçlar da olmuş. Her yıl elli miyar dolar faiz ödüyoruz.
Neyse konumuz Batıya gelen kış.
Asıl ekonomik kış Amerika’ya geliyor.
Amerika’nın 16 trilyon dolar borcu var.
Her yıl bir trilyon dolar, bütçe açık veriyor.
İşsizlik, bir türlü %9’un altına düşmüyor.
Orta sınıf çökmüş. Yani orta direk yok.
Zenginlerin çocukları iyi eğitim alıyor. Fakirler eğitim paralı olduğu için iyi eğitim alamıyor.
Uçurum büyüdükçe sosyal gerilim de büyüyor.
Bunlardan daha önemlisi; Amerikan doları her geçen gün itibar yitiriyor.
Ticaretteki kullanımı gittikçe azalıyor.
Yani para basıp sorunları öteleme imkânı azalıyor.(Her ay kırk milyar dolar basıyorlar)
Amerika için en kötüsü ise; Amerika’da karar vericiler, kendi aralarında ikiye bölünmüşler. Karar üretemiyorlar.
Kendi bankaları kendi bastıkları dolarlara güvenmiyorlar. Altın topluyorlar.
Dünya da tüm bankalarda ve spekülatörlerde altın toplama telaşındalar.
En meşhurlarından olan, renkli devrimlerin destekleyicisi Soros, kendi stoklarının %49’unu altına dönüştürmüş.
Çin; 12 büyük bankasına talimat vermiş. Altınla ticaret yapın diye…
Tam bu sırada Amerika bizim üzerimize çökmüş, ille İran’dan enerji almayacaksınız diyor.
Kendisinin İran ile 2011 yılında yaptığı ticaret ise 212 milyar dolar.
Almanya son dört yılda 14 milyar dolarlık ürünü İran’a satmış.
Yazdım ama bir kez daha yazayım.
İran’a ambargo, aslında Türkiye’ye ambargodur.
Bize altınla ticareti yasaklatanlar, Amerikan işbirlikçisi faiz lobisidir.
Cari açığın azalmasını istemezler. İstemezler ki, kendilerinden yüksek faizle borç almaya devam edelim.
Hükümetin şimdilik sözünde durduğu anlaşılıyor.
Ama Washington Times, Erdoğan için, önce tersini söyler ama sonra yola gelir diye yazmış.
Batıya kış bastırdıkça, ısınmak için üzerimize çullanıyorlar.
Yaşayıp göreceğiz.
