Batı’nın, Bağımsız Her Devletle Sorunu Vardır
Merkez sağda ve sosyal demokrat düşüncenin önderlerinde, şöyle bir endişe vardır. NATO’ya karşı olursak, Batı ile olan ilişkilere de, karşı olmuş oluruz.
Zihinler şuradan karışıyor.Batı ile ticaret yapmazsak halimiz ne olacak?
Buradan giderek, bağımsızlıkçı, milliyetçi olanlara, sanki Batı ile ticarete karşıymış gibi düşünüyorlar.
Batı ile ticaret yapmak başka, Batı’nın şirketlerinin gelip, işbirlikçileri vasıtasıyla, iç işlerinize karışması başkadır.
Sol ve bağımsızlıkçı düşünceyi, halktan tecrit etmek üzere kullanılan bu imaj; Soğuk Savaş döneminde komünizm umacısı ile sağlanırdı.
Altında,emperyal maksatlar taşımayan, toprak bütünlüğü ve birliğimize müdahale etmeyen tüm ilişkiler, bağımsızlıkçı ve ulusalcıların özlemidir.
Ancak, emperyalist ülkelerle böyle ilişkiler kurmak, mümkün değildir.
İlle sizi yönetmek üzere ilişki kurar.
Ulusalcıları ticarete ve her ilişkiye karşıymış gibi göstererek değersizleştirme, işbirlikçilerin uyguladıkları en ince stratejilerden biridir.
Bu hatırlatmayı şunun için yaptım.
İran ile ilgili olarak Amerika’da derin bir tartışma sürüyor.
İki temel görüş var.
Birinci görüş; İran’da 70 milyon nüfus var. Batının ürünlerine aç, Irak, Libya ve Yugoslavya gibi ülkelerde yaptığımıza benzer şekilde, askeri olanaklarımızı kullanalım. İşgal edelim. Kendi finans sitemimizi (Dolar/Euro) yerleştirelim ve yolumuza devam edelim.
İkinci görüş; Kendi finans sistemimizi savaş yapmadan yerleştirelim. Eğer Amerikan devleti bırakırsa, şirketler bu işi halleder.
Hatta ikinci görüş daha da ileri giderek; Fransa’nın ambargoya rağmen, başka yollardan İran’a giriyor. Oto sanayinde faaliyet gösteriyor.
İkinci görüşü kabul etmeyen savaş yanlıları; bu yolun uzun bir yol olacağını, İran’ın denetiminde yürüyeceğini, fazla işe yarar bir yol olmadığını söylüyorlar.
İran’a söz vermiş olmalarına karşın, her gün, ambargoda bir hafifleme olmadığı çağrısı yapmaları, İran’a girecek ABD şirketlerinin önünü açmak içindir.
Bir taraftan savaş tehdidini canlı tutarak, öte yandan emperyal amaçlarını yürürlüğe koyma stratejisini yürütüyorlar.
Türkiye’ye gelince; Türkiye bu savaşı, NATO, OECD, DB, Gümrük Birliği, ABD ile ikili askeri anlaşmalara girerek, çoktan kaybetti.
Yani “paralel devlet” çoktan Türk devletinin içinde, neşri neva buldu.
Yani İran elini verirse, kolu da gider. Bizden söylemesi…
Bülent Esinoğlu
bulentesinoglu@gmail.com