Batıdan Gelen Saldırı Yeniden Yoğunlaşırken…
Rusya ve Çin ekonomik sonuçları olan, yeni bir ekonomik gerçeklik inşa ederken, Batı sorunlarını silahla çözmeye çalışıyor.
Amerika’nın Rubleye saldırısının altında yatan gerçek de budur.
Ya dünya, Batının inşa ettiği finans sitemiyle( haraç düzeni) devam edecek ve istikrarsızlığın çukurunda kalacak, ya da bu haraç sistemine direnecektir.
Amerika kurduğu haraç sisteminin devamını sağlamak için üç noktadan saldırıya geçti.
-Ukrayna
-Suriye/İran/ Birleşik Kukla Kürdistan
-Pasifik
Ukrayna’da, artık bir Ukrayna devletinden söz etmek imkânsızdır. Ukrayna’da devlet koltuğunda artık bir Amerikan valisi oturmaktadır.
Rubleyi teslim almak isteyen ABD’nin, tek endişesi var.
Denk olan nükleer güçler.
Yeni örtülü savaşın, şimdilik, soğuk savaş, ticaret savaşı ile sürdüğünü söylemek yerinde olur.
Avrupa’nın Rusya’ya karşı açtığı savaş, Avrupa’nın da bir ABD projesi olduğunu ifşa etmiş oldu.
Avrupa’daki demokrasinin de, bir kurgudan ibaret olduğu ve tekellerin müsaade ettiği ölçüde özgür olduğu ortaya çıktı.
Tüm Avrupa halklarının aleyhine olan bu savaş, sadece Avrupa ve ABD tekellerinin ihtiyacıdır.
Tarihin hızlandığı bir döneme girdiğimizi söyleyebiliriz.
İçinde yaşadığımız 2015 yılının, bir kaos yılı olacağı, 2014 yılı işaretlerinden belliydi.
Rusya’nın, Batının bu saldırısına karşı, Avrupa’ya olan borçlarını(123 Milyar dolar) ödememesi durumunda, Avrupa bankalarının çoğu batacaktır.
Avrupa’nın bir piyon gibi kullanılması; bölge istikrarının hızla bozulmasına sebep olmaktadır.
Piyasa ekonomisi diye halklara yutturdukları sisteminde, serbest piyasa olmadığı, bir kez daha ortaya çıkmıştır.
Asıl karar alıcıların, anlatıldığı gibi piyasa olmadığı, uluslararası tekeller olduğu bir kere daha kanıtlandı.
Anlayacağımız küresel masal da bitti.
Rubleye yapılan bu ani saldırıdan ders çıkarmalıyız.
Rusya gibi, 150 milyon insan kaynağı, enerjisi, kömürü, altını, kıymetli madenleri olan bir ülkenin, neden uluslararası yağmacıların saldırısından etkilendiğini anlamalıyız.
Oh olsun Ruslara diyerek bir şey çıkaramayız.
Rusya’daki oligarkların devlet üzerindeki olumsuz etkisini görmeliyiz.
Ülkemizde, 37 adet dolar milyarderi var diye övünenler, bu milyarderlerin böyle bir saldırı durumunda ülkelerine ihanet ettiklerini görmeliyiz.
Küreselleşme safsatasıyla, ulusal pazarlarınızı uluslararası tekellere açarsanız, ülkenizin değil ekonomisi varlığı tehlikededir.
Gelelim ülkemize…
Rusya 123 milyar dolar borçla bu zor duruma düştü.
Ya biz?
450 milyar dolar dış borçla olacakları, düşünmek bile istemiyorum.
Planlı ekonomi döneminde, dünya kaç kere krizlere girdi çıktı. Türkiye etkilenmemişti. Ya da çok az etkilendi.
Yağımızla kavrulup, varlığımızı ve bağımsızlığımızı koruyarak çıkmıştık.
Şimdi ise; Cumhuriyetin tüm varlıkları, yani ulusal pazarlar yabancı tekellere satılmış durumda…
Rusya’ya yapılan finans saldırısı bize yapılmış olsaydı, şimdi benzin kuyruklarında üşüyor olacaktık.
Çare ve çözüm; Acilen bölge ülkeleri ile ittifaklar oluşturup, gelecek türbülanslara karşı tedbirler alınmalıdır.
Bankaları devletleştirmek, üretim ekonomisine geçmek alınacak ilk tedbirlerdir.
Ekonomiyi sabote etme gücüne sahip, yabancı ortaklı stratejik kuruluşlar derhal devlet denetimine alınmalıdır.
Tersine de bir yaklaşım var
Uluslararası tekellerin tüm taleplerini karşılamak. Eyaletlere bölünmek ve bir ABD valisinin atanmasını beklemek.