“Batı İran’ı Kandırdı mı?” Diye Sormuştum
Lozan’da bağıtlanan anlaşma Washington’da bozuldu. Meselenin buraya geleceğini 3.4.2015 tarihli yazımda ifade etmiştim.
Özet olarak ta, şu ifadeyi koymuştum. Nükleer denetim bahane edilerek, nükleer yerine, İran denetlenecektir. Ambargo denetime dönüşecektir. Demiştim.
Aradan geçen süre zarfında, Amerikalı yetkililerden gelen ifadeler “Yaptırımların aşamalı olarak kaldırılacağı” yönündedir. Yani İran’ın beklentilerini karşılamayacak bir yere, anlaşma evrilmiştir.
Gelen bu açıklamalar, zaten diken üzerinde olan İranlı yöneticileri daha da tedirgin etmektedir.
Bir de muhalif çevrelerde, anlaşmaya karşı yükselen protestolar dikkate alındığında, işlerin daha da sıkıntılı bir sürece gireceği anlaşılıyor.
Bu süreç böyle giderse, yani ABD İran’dan daha fazla şey istemeye devam ederse, ki bunu yapacak. İlk tahminim; P5+1 Anlaşmalarını Batı ile sürdüren Cevat Zarif’in başını yer.
Bir önceki yazımda belirtmiştim. ABD anlaşmayı uzattıkça uzatacak ve İran içinde yeni denetim mekanizmaları kurana dek, yaptırımları devam ettirecektir.
Amerika’nın asıl derdi, İran’ın nükleer sisteme sahip olup olamaması değil, nükleer konusunu kullanarak, İran’ı denetim altına almasıdır.
Tartışmalar sırasında diyorlar ya, İran’ın Batı sistemine entegre edilmesi asıl maksattır diye…
Elbette İran yöneticileri de, bu sürecin tehlikesini görüyorlar. Ellerini verirlerse kollarının gideceğini biliyorlar.
Nitekim Hasan Ruhani, bugün bir açıklama yapmış. Yaptırımlar imzalar atılır atılmaz kalkmazsa, biz işimize devem ederiz diyor.
Ben de dâhil, herkes, İsrail etmenini hafife aldık. Lozan’da anlaşmaya varılıp, Washington’da işin sulandırılması tabi ki İsrail sebebiyledir.
İsrail’in ABD yetkilileri üzerindeki etkisi bir kez daha ortaya çıkmıştır.
İsrail’i, bir taraf bırakalım, Batının her türlü ahlaksızlığı yapacağı, uygulanan yaptırımların kendisinden bellidir.
Şimdi ABD’nin planı şudur; İran’a yaptırımlar bir süre daha uygulanacak. İran halkında oluşacak huzursuzluklar gözlenecek. El altından yeni tavizler koparılmaya çalışılacak.
ABD süreyi ne kadar uzatırsa, kazancı o kadar çok olacak.
Zaten düşen petrol fiyatları, İran’da iç dengeleri yeterince hassaslaştırmaktadır. Yaptırımlar bir veya iki yıl daha uzatılabilirse, ABD bu süre içinde elde ettiklerine bakacak, sonra da, devam veya tamam diyecektir.
Bu süre zarfında ABD’nin kaybedecek bir şeyi yoktur.
Bölgeye barışın gelmesi o kadar kolay olmayacak. Biz ne dersek diyelim, ABD hala bölgemizdedir. Bunu gözden uzak tutarak, yapılan analizler, ya eksik ya yanlıştır.
9.4.2015, bulentesinoglu@gmail.com