Batanları Sevmem!
Her insan, hangi kültür ve inanç toplumunda bulunursa bulunsun; mükellef çağına ulaştıktan sonra, doğru muhakeme gücüyle bütün kainatın bir Sahibi ve Yaratıcısı olduğunu bilmekle ve iman etmekle mükelleftir.
Allah’ı bulmak ve bilmek aklın vazifesidir.
Ancak kendilerine Peygamber tebliği ulaşmayanlar, imanın diğer erkânı ve ibadetler hususunda elbette sorumlu olmazlar.
Kuran’da Hz. İbrahim’in (as) akli muhakeme yoluyla Allah’ın varlığını nasıl bulduğu hikâye edilir. Yıldızlara, Ay’a ve Güneş’e tapan bir toplumda Hz. İbrahim'in (as) yıldızları, Ay’ı ve Güneş’i sorgulayarak ve muhakeme ederek, yakini bir bilgiye ve imana ulaşması, insanlık tarihi açısından önemli bir ibret levhasıdır.
Kuran, Hz. İbrahim’e (as) yakini bilgiye kavuşması için böyle bir sorgulama usulü ile göklerin ve yerin hükümranlığının gösterildiğini kaydeder. ( En’am Suresi, 75) Hz. İbrahim (as) bir gün, “Gece basınca bir yıldız gördü. ‘İşte benim Rabb’im.’ dedi. Yıldız batınca, ‘Batanları sevmem.’ dedi. Ay’ı doğarken görünce, ‘İşte bu benim Rabb’im!’ dedi. Ay batınca, ‘Rabb’im beni doğruya eriştirmeseydi, andolsun ki, sapıklardan olurdum!’ dedi. Güneşi doğarken görünce, ‘İşte bu benim Rabb’im! Bu daha büyük!’ dedi. Güneş batınca, ‘Ey milletim! Doğrusu ben ortak koştuklarınızdan uzağım!’ dedi.” (En’am Suresi, 76,77,78)
Genç bir muhakeme ve zekâ fırtınasına sahip olan Hz. İbrahim (as) bir yandan etrafındaki hâdiseleri sorguluyor, diğer yandan da kavmine “doğru muhakemeyi” öğretiyordu.
Muhakemesinde her kademede bir adım daha Allah’a yaklaştı.
Birinci kademede batanların ve ufûle gidenlerin Rab olamayacağına intikal eden Hz. İbrahim (as), diğer kademelerde bu kanaatini artırdı ve yakinini güçlendirdi. Ay’ı daha parlak gördüğünde “belki bu olabilir mi?” demişti.
Fakat Ay da batınca biraz daha düşündü ve Allah’ın kendisini doğruya eriştireceğine dair bilgi ve kanaatini güçlendirdi, Ay’dan vazgeçti.
Üçüncü kademede Güneş daha parlaktır, daha caziptir, daha göz alıcıdır. “Belki bu olabilir mi?” derken, Güneş’in de batışı Hz. İbrahim’in (as) dimağında bomba gibi fırtınaların esmesine neden oldu. “Rab olan batar mı? Yaratıcı olan ufule gider mi? Hükümran olan tasarruftan vazgeçer mi? Sahip ve Malik olan, varlıkların tedbirini ve idaresini başka ellere bırakır mı?”
Hz. İbrahim (as) Güneş’in batmasıyla birlikte kendisine geldi ve “Ey kavmim! Siz batanları ilâh edinmişsiniz.
Oysa Allah her an hâkimdir, batmaz, hayatı son bulmaz, bizden ayrılmaz, ufule gitmez.” manasını hissederek “doğru imana” yakinen ulaştı, kavmine de doğru imanı gösterdi.
ATATÜRK KÖŞESİ Türkiye Cumhuriyetinin temeli kültürdür. DÜŞÜN-TAŞIN - Savaşın iyisi, barışın kötüsü yoktur.
GÖNDERMELER
-Adana Valisi Hüseyin Avni COŞ’un; "El birliğiyle, bu seçimlerin, (inşallah) Adana’mıza ve Türkiye’mize yakışır bir şekilde en uygun, en özgür, en tarafsız ve huzurlu bir şekilde yapılması için bütün tedbirler alınmıştır.” Mealindeki güven veren mesajını duymayan var mı?
-Söylenenlerin aksine, Atatürk caddesini Kenan Evren’e bağlayan Şehit Mustafa SARI adının verildiği Alt Geçit’in Adana Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Zihni ALDIRMAZ tarafından mütevazı bir törenle trafiğe açıldığından haberiniz var mı?
-Bir seçim sürecinin daha sonuna geldiğimizi, bu seçimlerin Vatana, Millete barışa vesile olması temennimize katılamayan var mı?
-Dün Sürmanşete konuk olan Adana Şehremini Aytaç DURAK’ ın bazı yorumlarına CHP’lilerden aşırı derce de eleştiriler geldiğini biliyor musunuz?
-Bu seçimde Savaş ve Barışı oylayacağız diye köşe yazsısı yazan Cendere Üyesi Hüseyin BAYRAK’ın, bu ajite başlıklı köşe yazısından bile akıl sağlığının a-normal olduğunu bilmeyen var mı?
-Her gün köşe yazısı yazdığım, Adana Medya Gazetesine gönderdiğim Özel Haber’lerimin patronu paranteze alırsam personel tarafından özenle dikkate alınmamasının hikmet ve sebebini merak ettiğimi bilmeyen var mı?
-Ak Parti Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Abdullah TORUN’un paket olarak yayınladığım programına canlı zannederek yüzlerce mesajlar geldiğini biliyor musunuz?
-Kur’an’ın zinhar gündeme getirmediği ve 4 şahit prensibiyle adeta yasakladığı namahrem olayları sosyal medyada arz-ı enam ettirenlerin DİN ile, İMAN ile, İRFAN ile, İZAN ile uzaktan yakından alakalarının olmadığını bilmeyen var mı?
-Yıllardır öpüşmeme yasağı konusunda bir fenomen olan Adana Şehremini Aytaç DURAK’ ın, kendisini tebrik eden hanım bir hayranı tarafından kameralar önünde yanaklarından öpülmesinden sonra bu yasağı serbest bıraktığı duyumlarımız doğru mu?