Başkent Fahişeleri!
Öyle anladığınız fahişelerden değildir bunlar...( Zaten artık o malum işi para karşılığında yapanlara da ''AŞK İŞÇİSİ'' tabirini kullanmaya başlasak! hiç fena olmayacak...)
Bunlar, gayet şık, gayet temiz, gayet beyefendi/hanımefendi...
Hani argoda derler ya ''ON NUMARA!''
Briyantinli saçlarını geriye vurdura,vurdura koşar adım sabah mesaisine yetişir bunlarda aynı bizim gibi...
Ama bir fark vardır...
Onlar fahişedir!
Hem de şu ruhunu satan cinsten...
Parama mara almazlar bu hizmetleri karşılığında...
Sadece üzerine oturdukları yağlı popocukları biraz daha sağlam basar altlarındaki koltuğa...
Başlığa bakıp, aldanma!
Bir tek Başkent'te yaşamaz onlar...
Onlar bürokrasinin olduğu her yerde!
Niyetleri gizli ve komplikedir...
Nasıl bakacağını bilemezsen eğer, göremezsin asla o fahişeleri...
Erkek olanlarını, Cuma namazlarında, gerçekten Dindar olan insanların arasına kaynamış görürsün...
''Başkanım, Müdürüm, Şefim! Bakın bende buradayım...
Bende sizler gibi aynı saflardayım!'' diye haykırana kadar, kimse göremez onları , yaranmak istedikleri kişilerden başka!
Ha tabi bir de Allah görür onları; ama aldırış etmez bu fahişeler, yüce yaratanın bile onları GÖRMESİNE!
Sıfatlar takarlar birbirlerine...
Kraldan daha çok kralcıdırlar...
Kapıkulu zihniyetine aşina, el pençe divan durmaya alışıktırlar...
Kendinden başka hiçbir şeye değer vermezler...
Başkent'in fahişeleridir onlar...
Çok iyi anlaşırsınız onlarla...
Lakin muhabbetleri sıkmaz sizleri...
İçlerine BUKELAMUN kaçmıştır çünkü!
Rengarenk bir Dünyaları vardır...
Öyle hızlı renk değiştirirler ki, anlayamazsın bile...
Çözene kadar emekli olur gidersin...
Senden bir tane daha gelmez, ama onlardan peşi sıra...
Sürüsüne bereket! misali yedek klübelerinde de birçok meslektaşları beklemektedir zira...
Zaten aralarında yaparlar koltuk değiş-tokuşlarını...
Her devrin adamıdır onlar...
Sessizdirler...
Asla isyankar değildirler...
Çarpık düzenin yılmaz savunucularıdır onlar...
Altıoku görünce Kemalleşirler...
Ampulü koklayınca liboşlaşacakları tutar...
Kurdu görünce, ulumaya başlarlar...
Ama asıl amaçlarını hep içlerinde gizlerler...
Bir sıcak selamı dahi esirgerler eğer menfaatleri yoksa...
Düdük kimdeyse ona biat ederler...
Her ay yatan maaşları kesmez asla onları...
Hep ASLAN PAYINI isterler!
ATM makineleridir onların tellalları!
Kim güçlüyse onunla aynı yatağa girmek uğruna, bir yarış başlatırlar kendi aralarında...
Bu yüzden fahişedir onlar...
Hem de piyasanın en iyi fahişeleridirler...
Ama hepsini tanıdığımız için...
Bir tek bizden EKMEK yiyemezler...
Biz kimiz?
Fahişe olmayı reddenler!
Sevgili Ali Rauf bey,
Uzgunum. aci ama hepsi gercek...
Bu insanlar bizim icimizden ciktigina gore ragbet ediliyor demek ki:))
Bunlar arz ve talep dengesini kurmaya calisan kisilerdir.
Onurlu yasamak ta bir sanattir.
"”Başkanım, Müdürüm, Şefim! Bakın bende buradayım…"
Ya hu o yoneticlerininde cogunun ezanda kulagi olmayanlardan,Onlarda ibadetlerini kameralar karsisinda yapanlardandir...
"Sn.Cumhurbaskanim.Basbakanim.Bakanim iste medyada gordugunuz gibi ben burdayim..."
"Çarpık düzenin yılmaz savunucularıdır onlar…
Altıoku görünce Kemalleşirler…
Ampulü koklayınca liboşlaşacakları tutar…
Kurdu görünce, ulumaya başlarlar…"
Aralık 5th, 2010 at 03:55Cok guldum.Yaratan da sizi guldursun.
)))
Güzel. Başlık okuttu yazıyı...
Bir de başkentin komisyoncularını yaz bari Ali Rauf.
Sağa sola ben falancanın bakanın yardımcısı, falanca başkanın danışmanı diye lanse edip te kötü emel enjektörlüğü yapanları yaz.)) Ben de yazarım da hem zamanım yok bu aralar hem de senin dilin kalemin ve tecrübenden çıksın.
Başkentin Baş Satıcıları (Komisyoncu Fahişeler)
Aralık 5th, 2010 at 10:45böyle bir başlık uydur işte.))))
Merak etmeyin Sn. Fidan...
Bir hafta sonra ona benzer bir yazı gelecek...
Diğer yandan, aslında bu fahişelerin ana besin kaynağı olan Lidya menşeili icadında öyküsünü anlatmaya çalışırım...
Daha sansasyonel olur:)
Aralık 5th, 2010 at 10:58Bu arada az kalsın unutuyordum...
Fazilet Hanım'a da içten ve samimi temennileri için çok teşekkür ederim...
Yüzümüzde tebessüme yarayan aparatlarımız inşaallah hiç arıza yapmaz:)
Aralık 5th, 2010 at 11:06Enfes bir yazı,
Aralık 5th, 2010 at 13:21Bu tür insanları her dönem bulmak mümkün. Hatta aynı insanları farklı iktidarlarda da aynı koltuklarda bulmak mümkün.
Çok iyi anlaşırsınız onlarla…
"Lakin muhabbetleri sıkmaz sizleri…
İçlerine BUKELAMUN kaçmıştır çünkü!
Rengarenk bir Dünyaları vardır…
Öyle hızlı renk değiştirirler ki, anlayamazsın bile…
Çözene kadar emekli olur gidersin…"
yazının hepsi çok güzel!
Aralık 5th, 2010 at 13:41Bir bürokrasi/ve türevleri'nin tahlili bu kadar mı iyi yapılır!?