Başkanlık Sistemini Destekliyorum, Ancak…
Başkanlık sistemini destekleyen başta AK Partililer’e ve diğerlerine bir soru soracağım.
Şuan Kemal Kılıçdaroğlu, Devlet Bahçeli, Selahattin Demirtaş’ın başkan seçilmesi mümkün olsa aynı kararlılıkla destekler miydiniz?
Ya da Cumhurbaşkanlığı
seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan’ın yerine Ekmellettin İhsanoğlu seçilseydi yine aynı ısrarla ve gözü kara bir şekilde başkanlık sistemini (b ve c şıkkı olmadan) savunurmuydunuz?
Yetmez, mesala Doğu Perinçek’in başkan seçilme ihtimali olsaydı başkanlık sistemine karşı çıkmak için neler üretir, ‘olmasın’ diye bin dereden su getirmek için kaç takla atardınız? Ve başkanlık sisteminin genlerimize uygun olmadığına dair neler söylerdiniz? Hem de bugünkünün tam zıttı olan şeyleri…
****
Başkanlık sistemi ile ilgili sözümüzü söyleyelim.
Destekliyorum.
Ancak başkanlık sistemini, Türkiye’nin 100 yıllık idari sistemini tartışmadan, merkezi sistemini tartışmadan, adaletsizliğini, hukuksuzuluğunu tartışmadan, üstünlerin hukuk sistemini tartışmadan, bürokratik oligarşiyi tartışmadan konuşmanın anlamsız olduğunu söyleyelim.
Yetmez, yaşadığımız coğrafya otoriter yapıyı destekliyorsa, (ki Asya’nın temel özelliği budur) iktidarlar, milletin başı olanlar, hatta milletin kendisi; ülkenin birliği, beraberliği, devletin ve milletin bekası için “hukuku, insan haklarını, özgürlükleri, adaleti yok sayan” anti demokratik zihniyeti kabul etmeye, alkışlamaya hazırsa; tartışılan ve kabul edilmesi istenen başkanlık bu demokrasiyi, hukuku, özgürlükleri değil anti demokratik iklimi destekleyecek ve büyütecektir.
Milletin adına düşünen, milletin adına karar veren, her dediği doğru kabul edilen, sorgulanmayan bir başkanın hele bir de göklerden gelen ilahi kararın sadece o’nun için geldiğini düşünen, kesin itaat edilmesini baştan kabul eden milletimiz ile geleceği doğru emin adımlarla yürürüz(!) Ki, başımız beladan asla eksik olmaz…
Aynen bundan önceki Kemalist ideolojinin topluma pompaladığı, egemen olduğu, sorgulanmadığına benzer yeni bir ideolojik sisteme bir 20-30 yıl daha katlanmamız gerekir.
Bilin ki başka 15 Temmuzlar’a gebe oluruz.
****
Başkanlık sistemini desteklediğimi baştan söyledim.
Başkanlık sistemi olacaksa şunlar da olmalı ki sistemi tartışabilelim.
100 yıllık otoriter, bürokratik, hukuktan yoksun, milleti yok sayan idari yapıyı değiştireceksiniz.
Merkezi devleti derhal adem-i merkeziyetçi bir sisteme dönüştereceksiniz.
Belediye meclislerini yerel parlemantoya dönüştereceksiniz.
Vali’yi seçimle belirleyeceksiniz.
Atananların egemen olduğu, bürokratik oligarşiyi demokratik bir personel reformu ile tasfiye edeceksiniz.
Yeni bir demokratik anayasa yapmadan başkanlık sistemini a harfini bile telafuz etmeyeceksiniz.
Önce bir başkanı seçelim, anayasayı sonradan yaparız demeyeceksiniz.
Ayrıca kimsenin bilmediği “üniter yapının korunarak başkanlık sistemini” detaylı tartışmadan, çoğunluğa dayalı belirler ve mutabakatla belirlemezseniz yeni çatışmalara davetiye çıkarırsınız.
****
Ayrıca şunun da altını çizelim. Fedaratif bir yapı, adem-i merkeziyetçi yönetim modeli üniter yapının korunmaması demek değildir. Sınırların değişmesi, topraklarımızın başkalarına peşkeş çekilmesi de değildir. Aksine bu topraklarda yaşayan herkes ile; ayrımsız, adil, eşit bir hukuk, adalet, özgürlük ve kardeşlik modeli oluşturmak demektir.
Son söz: 15 Temmuz sonrası oluşmuş olan Yenikapı ruhunu, çoğunluğun istekleri olarak görmeye devam edilirse, bu ülkede başka bir bahara kadar demokrasiyi arar dururuz.
Yaşam Vadisi ve Cevat Güleç Ortaokulu ile ilgili anımsamalar!
“Ekrem İmamoğlu bir adım önde” başlıklı dünkü yazımla ilgili arayan okuyucularımın hatırlatması ile benim de unuttuğum kimi konuları paylaşmak istiyorum.
1- Yeşil Vadi Projesi yani Yaşam Vadi Projesi Beylikdüzü Kurucu Belediye Başkanı Vehbi Orakçı’nın zamanında hayat bulmuş bir projedir.
2- Bin dönümlük arazinin mülkiyet sorunu geçmişte çözülmüş, Orakçı ve Uzun döneminde kimi yeşil alanlar da yapılmıştır.
3- Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 1 milyon m2 olarak açıkladığı 300 bin m2’lik parkın mayıs ayında açılacağını söylediği projenin yani Yaşam Vadisi’nin alt yapısı İSKİ tarafından yapılmıştır.
****
Kimi okuyucularım Yaşam Vadisi’nin Yusuf Uzun’un kazandırdığını hatırlatmışlar. Ancak baştan söyleyelim, Uzun değil Orakçı’dır kazandıran.
İki, proje demek hayata geçmiş demek değildir. Asıl olan projeyi hayata geçirenleri yazar hayat. Ve sonuçta Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu Beylikdüzü seçmenleri başarılı bulursa, 2019 yılında bir kez daha beş yıllığına yetki verecek.
Millet beğenmediklerine yetki vermiyor, inandığı kişilere yetki veriyor.
Şayet seçilmeden önce verdiği sözleri yerine getirmeyenlere de bir daha yetki vermiyor.
Temsili demokrasinin de en güzel tarafı budur.
****
Rahmetli Cevat Güleç hayatta iken zamanın Belediye Başkanı Vehbi Orakçı’nın teklifi ile bir okul yapmaya karar vermişti. Okul ile ilgili Valilikte protokol imza töreni de düzenlenmişti. Ancak o dönemde Rusya’da bulunan fabrikası ile ilgili çok büyük bir sorun yaşayınca Cevat abi, projeyi askıya almıştı.
Cevat abinin hayalini hayata geçirmek; eşi ve çocuklarına nasip oldu. Ne mutlu onlara… Cevat abi huzur içersinde uyuyacaktır. Ne mutlu çocuklarına, ne mutlu Cevat abiye…
Huzur içinde uyu, mekanın bir kez daha cennet olsun abi…
Uzun yıllar ismini taşıyan okulda çocuklar geleceğe hazırlanacak, aileleri ve oradan mezun olan çocuklar dualar edecekler.
Ne güzel bir hayırdır, ne güzel birşeydir geleceğe okul bırakmak, eser bırakmak…
Allah herkese nasip etsin…