Başkanlık Sistemi ve Türkiye
Sevgili dostlar, Başbakan'ın ''başkanlık sistemine'' geçme konusunda ki fikrini ortaya attıktan sonra Türkiye'de büyük bir tartışma başladı. Kimileri başkanlık sisteminin çok faydalı, Türkiye'ye yarar getirecek bir sistem olduğundan bahsedip duruyorlar. Yazdıklarına bakılırsa süper bir şeymiş şu başkanlık denilen sistem!
Hatta örnek olarak da ABD'yi gösteriyorlar.
Oysa ki dünya'da Sudan, Tanzanya, Uganda, Zambia gibi yaklaşık 38 ülke'de başkanlık sistemi yer alıyor ve bunların arasında ABD hariç hiç bir ülkenin durumu iyi değil.
Ve hiç birinde demokrasi sınavı geçilemiyor.
Hiç birinde tam anlamıyla bir huzur ortamı yok.
Büyük çoğunluğunda iç çatışmalar ve kaos hakim.
Hemen hepsinde halkın büyük bölümü açlık ve sefaletle boğuşuyor.
Bu şartlar altında önümüze ABD modeliyle gelenler neden geri kalan 37 ülkeyi görmemezlikten gelir şaşılacak şeydir doğrusu.
Sevgili dostlar, eğer samimiysek, gelin doğruları konuşalım. Bugüne kadar hiç bir Avrupa birliği ülkesi başkanlık modeline sıcak bakmamış ve bu sistemi onaylamamıştır. Çünkü başkanlık sistemi Başkan'ı olağanüstü yetkilerle donalttığı için her zaman diktatörlük endişesi taşımakta ve bu yüzden dünyanın çeşitli bölgelerinde ki gelişmiş ülkeler tarafından diktatörlüğe yol açacağı endişesiyle her zaman red edilmiştir.
Peki ya Türkiye başkanlık sistemine geçerse bunda ne derece başarılı olur.
Ne kazanır, ne kaybeder.
Buyurun düşünün, ölçün, biçin ve kararınızı verin.
Ölçüp biçecek düşünüp taşınacak bir şey yok.
Başbakan, 23 Nisan'ın temsili başbakanı çocuğa diyor ki: Yetki sende ister asarsın ister kesersin.
10 yaşındaki bebeye bu nasihatı veren başbakan başkan olursa muhtemelen yerine geçecek ilk temsili başkana diyecek ki:
yavrucuğum, mühür sende, ister asarsın ister kesersin istersen fazladan yakabilirsin de...
Sizin aklınıza başka bir ihtimal geliyor mu?
Nisan 26th, 2010 at 09:38