Başkanlık Sistemi Tek Adamlık mıdır?
Başkanlık sistemi denilince tek adamlık mı akla gelmelidir? ABD başkanı tek adam mıdır? Başkanlık sistemi nedir? Başkanlık sistemini programına koyan ilk ve tek parti olan Liberal Demokrat Parti genel sekreteri sayın Özcan Aslan açıklıyor. Özcan Aslan'a göre başkanlık sistemi tek adamlık değildir, yarı başkanlık sistemi tek adamlıktır.
Başkanlık sisteminde olmazsa olmaz diğer bir kuralın da dar bölge seçim sistemidir. Dar bölge seçim sistemi olmadan başkanlık sistemini doğru bir şekilde uygulamak mümkün değildir. Sayın Özcan Aslan bu konuda şunları söyledi;
Türkiye'nin en iyi şekilde yönetilebilmesi, yıllardır süregelen siyasi kavgaların sona ermesi, halkın huzur ve mutluluk içinde yaşayabilmesi ancak siyasi istikrar ve temsilde adaletin birlikte yürütülmesiyle gerçekleşebilir.
Liberal Demokrat Parti olarak, Türkiye'de Liberal Demokratik sistemi tesis etmek üzere yola çıktığımız 1994 yılından bu yana ısrarla üzerinde durduğumuz "Başkanlık Sistemi" her ne kadar dünyada liberal demokrasiyle yönetilen ülkelerin olmazsa, olmaz koşulu değilse de; Türkiye'nin kendine has şartları mevcut parlamenter sistemin sürdürülmesine imkan tanımamaktadır.
1950 yılından beri yerleştirilmeye çalışılan çok partili parlamenter sistem artık iflasın eşiğindedir. Parlamenter sistem her ne kadar Batı demokrasilerinde pek fazla sorun yaratmadan uygulanmakta ise de, Demokrasi kültürünün gelişemediği ülkelerde bir türlü istenilen sonuç alınamamaktadır. Ülkemizde de 60 yıldır denenmektedir. Ve sonuçları da ortadadır.
Günümüze kadar yapılan uygulamada milletvekili olan kişilerin hükümette de görev yapmaları sebebiyle Anayasamızın temel ilkelerinden olan KUVVETLER AYRILIĞI prensibi daima ihlal edilmiştir. Yine günümüze kadar Adalet Bakanı ve bakanlık müsteşarının Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nda Adalet Bakanının kurul başkanı ve Adalet Bakanlığı müsteşarının ise kurulun tabii ve daimi üyesi olarak görev yapmaları ise yürütme kuvvetinin yargı kuvvetine etki etmesine yol açmıştır ki; bu durum Mevcut Anayasamızın 159. maddesindeki kuvvetler ayrılığı prensibinin ihlal edilmesi demektir.
Geçmiş yıllarda kurulan koalisyonlar nedeniyle içinde yaşadığımız siyasi istikrarsızlık veya halkın oylarının büyük bir kısmının mecliste temsil edilememesinin yarattığı "Temsilde Adaletsizlik" parlamenter sistemin, Demokrasi kültürünün gelişemediği ülkemizdeki zafiyetini iyice belirgin hale getirmiştir.
Günümüzde ise %10 gibi son derece adaletsiz olan seçim barajlarıyla Yönetimde istikrarın, Temsilde Adalete tercih edilmesi suretiyle sağlandığı sanılan İstikrarın bir süre sonra da yeniden istikrarsızlığa neden olduğu da açıkça görülmektedir. Zira her hükümet döneminde henüz seçim zamanı gelemeden, erken seçim tartışmalarının gündeme gelmesi, bunun açık bir göstergesidir.
Gerçek demokrasinin tesisi için Temsilde adalet şarttır. Bunun için ise Barajın tamamıyla ortadan kaldırılması gerekir. Ancak bu durumda 3, 4, 5, partiden, hatta Türkiye gibi 50 küsur partinin bulunduğu bir ülkede çok daha fazla 25, 30 partiden oluşan koalisyonların otaya çıkması mümkündür. Batı demokrasilerinde bunun birçok örnekleri görülmüştür. Gerçekçi olmak gerekirse bazılarında da başarılı olmuştur.
Türkiye gerçeğine baktığımızda ise; Henüz Parti içi demokrasisini dahi sağlamada başarılı olamamış olan siyasi sistemimizde bunun başarılı olma şansı olduğunu düşünmek bile naifliktir.
60 yıldır seçim barajıyla ileri, geri oynayarak çareler aranmış, her türlü yol denenmiş ama bir türlü ne istikrar, ne de adalet sağlanabilmiştir.
Böyle olunca, zaten geleneksel olarak vatandaşların ekonomik faaliyetlerine, yüksek vergileriyle, bürokrasisiyle ayak bağı olan Devlet, vatandaşa karşı temel görevlerini de aksatmakta ve bunun sonucu büyük bir mutsuz vatandaşlar kitlesi ortaya çıkmaktadır. Yani, bugünkü siyasi sistem, en iyimser tabirle, işlemez haldedir.
Bugünlerde geç de olsa dile getirilen Başkanlık sistemi LDP programındaki gibi tam Başkanlık sitemi olacaksa, parti olarak bizlere düşen, bu girişimi var gücümüzle desteklemek olmalıdır.
Yok, eğer sözü edilen "Yarı Başkanlık Sistemi" ise! buna şiddetle karşı çıkarız. Zira Yarı Başkanlık Sistemi; mevcut parlamenter sistemi mumla aratacak kadar beter, yozlaşmış bir parlamentarizmi doğurur.
Liberal Demokrat Parti olarak bizim önerdiğimiz Başkanlık Sisteminin, mutlak koşulu dar bölgeli, iki turlu seçimle oluşacak bir meclis ve halk tarafından seçilen, yürütmenin yetkilerini elinde bulunduran bir Başkan olmalıdır.
Böylelikle Seçmenler için daha fazla seçme olanağı sağlanacak, Seçmenler olası hükümet seçeneklerini önceden görerek oy verecek ve seçilmişlere hesap sorma araçları daha çok artacaktır.
Başkanlık rejiminde yasama meclisi üyeleri, hükümetin varlığının devamı kaygısı olmaksızın yasalar üzerinde bağımsız karar verebilecekler, Başkanlık rejimi yürütmenin istikrarını, bu da rejimin istikrarını sağlayacaktır.
Böylelikle, Güçler ayrılığı ve sınırlı iktidar bireysel özgürlüklerin garantisi olacaktır.
Yeni sistemler bulunabilir ve denenebilir.
Sayın başbakan İNÖNÜ nün führer badem bıyıklarına söyemediğini bırakmazken kendisindeki SARI BADEM BIYIKLARI neden aynada hiç görmüyor ki ?
Sorun sanırım siyasilerin ayna kullanmamalarıdır
AKendndeki führer hırsını keşfetmiş olacak
Ağustos 27th, 2010 at 12:28ayna kullansalar işler rayına oturacak
Başkanlık sisteminde olmazsa olmaz kuralı dar bölge seçim sistemidir. Dar bölge seçim sistemi olmadan başkanlık sistemini doğru bir şekilde uygulamak mümkün değildir.
Ocak 31st, 2011 at 00:56