Başkadır Karadeniz’de Eylül
EYLÜL... Sen ne kadar güzel, sen ne kadar hoşsun. Gizeminde bile ayrı bir lütuf gizli. Hüznünde ayrı bir güzellik, ayrı bir
mutluluk saklı. Sonbaharın başlangıcı, toprağın tohumu, yeni fidanlar yeşertmeye hazır, uslanmaz gönüllerin usta mevsimi Eylül...
Bitişlerin başlangıcı, yeniden doğuşsun. Yeşilden sarıya dönerken tabiatın renkleri en güzel tonlarıyla ruhları okşar. Özellikle güzel Karadeniz'imizi güz mevsimi daha bir güzel kılar.
Sarıdan turuncu, kızıla doğru, kahvenin açıktan koyuya tüm renklerine rastlamak mümkündür. Ruhları okşayan ılık esintisiyle saçları, etekleri uçuştururken,
gönülleri de kanat çırparak uçuşturur aktığı kalplere doğru...
İnsanın yüreğini ılıtan bu esintiler pekmez kokusunu da beraberinde getirir. Uzaktan duyarız kazanlar kaynarken yanan çalının çıtırtısını... Derin derin soluyarak içimize çekeriz pekmez kokusunu.
Yağmuru da başka olur. Islanmak gelir içimizden. Aşk yağmuru gibi içimizi yakan, dışımızı ılıtan...
Eylül tarihte de yerini almıştır. 9 Eylül İzmir in Kurtuluşu.
Aynı zamanda "Süvariler Günü" Bu vesileyle tüm süvarilerimizin süvariler gününü kutluyorum.
Yapraklar sararmaya yüz tutsa da yürekler hep yeşersin. Her ömre bir Eylül düşse de hüznünü değil, aşk kokan havasını yaşasın ömürler.
Herkesin eylülden kalma sayfa aralarında kurumuş bir yaprağı ya da gülü vardır. Ama onlar yüreğimizde hep aynı güzellikte yeşerir.
Deniz sefalarının son bulacağı bu hazan mevsiminde dolunayınız eksik olmasın. Aşkla dolsun gönüller. Kalplerinize hep dolunay doğsun. Eylülünüz hep başka olsun Karadeniz'de...
Not: Dönüş hanım, Mir Kuzey Gazetesinde 09.09.2014 tarihli köşe yazım. Bu tarihle yayınlar mısınız? Selamlar.