content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

24 Nis

Basın Mensuplarına Teşekkür Kültürdür!

Basın gerçekten mürekkebi kuruyuncaya kadar anılan bir meslek dalıdır... Ancak basına tanınan "mürekkep kuruma süresi" her haber ve detayda ayrı

ayrı yoğrulup sunulduğu için bu mürekkep asla bitmez ve hep ıslaktır. Onun için de güncelliğini korur, kutsaldır. Alın teri vardır, bilgi birikim vardır, emektir. Beden yorgunluğundan ziyade beyin yorgunluğu esastır. Ham alınır, ayıklanır, süzgeçten geçirilir, yoğrulur, pişirilir ve sunulur...

Gazetecinin emeği, bir kişinin (bu kim olursa olsun), çıkıp kağıttan okumasına, ya da doğaçlama yapmasına asla benzemez! Benzemez diyorum çünkü özellikle doğaçlama yapan bazı kişilerin sözcüklerinin ne kadar ipe sapa gelmediğini, ne söylediğini anlamakta güçlük çekildiğini bilirsiniz! Laga luga kelimeleri yuvarlar ve bir konuşma sunduğunu sanır, işi biter. Üstüne bir de katmerli YALAKA ALKIŞI alır!

Basın mensubu kişi ise bu HAZRETLERİN, "şunu şunu DEDİ" diyebilmek için ağızlarının içine girmesini, kıçları sıra dolaşıp bir iki kare resim, ya da KAMUOYU ile paylaşılacak bir satırcık söz almasına çalışmasının ne derece zor bir iş olduğunu, bunun için nelere katlandığını, HAZRETLER ne yazık ki anlayamamaktadırlar! Yaramaz bir çocuğun arkasını toparlayan bir anne misali HAZRETİN, "her tarladan bir kese" şeklinde savurduğu sözlerini anlaşılır, usturuklu hale getiren, toparlayıp kalıba sokan, kültürle yoğurup sunan  basını takmaz bile!

Saatlerce konuşmadan ele avuca sığar bir iki SAĞLIKLI cümle bulmakta bile zorlanırken basın mensubu; HAZRETLER, (!) sözlerinin sonunda, birilerine YALAKALIK da yaparak eniğine - cücüğüne, eşine - dostuna, hatta hiç alakası olmayana SIRF YAĞCILIK yapmak adına TEŞEKKÜR sıralarken, basın mensubunu akıllarına bile getirmezler...

Eleştiriler de nedense hep onlardan gelir, "benim adıma bir şey yazmamışsın!", "ben şöyle şöyle dedim", "siz de gazeteci misiniz", "resmim bile yok" ...  Daha bir sürü TIRI - VIRI - ZIRVA... Hatta abone iptali!

Uzun bir süredir basınla uğraşırım. İstanbul'da, İzmir'de, Konya'da, Manisa'da, Denizli'de, Ankara'da, Bursa'da ve Aydın'da çeşitli seminer ve toplantılara katıldım. Gittiğimiz yerlerde edindiğimiz basın arkadaşlarla olsun, semineri tertipleyen yaygın basından üst düzey yazar - çizerlerle olsun bir çok konuda fikir alışverişinde bulunur, karşılıklı il, ilçe içerisindeki faaliyetlerden bahsederiz... Yerel yönetimlerden, mülki idarelerden, kurum ve kuruluşlardan, halktan, siyasi partilerden basına karşı tutum ve davranışları konuşuruz...  Ne kadar tarafsız olunabileceğini, haber ve yorumun nasıl ayrılacağını, hangisinde özgür ve bağımsız, hangisinde tarafsız ve objektif olmak gerektiğini uzun uzun tartışır, kendimize pay çıkarmaya çalışırız. İlginçtir en İLKELİ bizde çıkıyor! Kaldığımız otellerde bile BASINA GÖSTERİLEN ilgi alaka çok farklı... Bunu tüm basın arkadaşlarımız biliyor! Şahit olmuştur bu İNCELİK ve NEZAKETE, İLGİ ve ALAKAYA...

Sözün Özü!

Bunun bir KÜLTÜR İŞİ olduğu kesin.! Basına TEŞEKKÜR ilçe dışında hiç bir yerde ZÜL değilken, tam aksine KÜLTÜR olarak değerlendirilirken; biz de teşekküre ANGARYA olarak bakılması gerçekten KİŞİNİN KÜLTÜRÜYLE doğru orantılı. Aldığı EĞİTİMLE doğru orantılı. Onun için kınamıyorum! Okurlarımız bunlara dikkat etsinler!

Evet basın kutsaldır. Seçilmişlerle, atanmışların, vatandaşla aralarındaki bağı kuran, iletişimi sağlayan, haber almasını, bilgilendirilmesini üstlenen, köprü olan basın mensuplarına yaklaşımınız, KÜLTÜRÜNÜZÜ öne çıkaracaktır!

Düzelir umuduyla...

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank