Basın Bayramı!!
Bir taraftan içi boşaltılan, "KUTLANMIŞ SAY" anlamına gelen bayramlar...
Diğer taraftan, gerçekten 4.güç olan, ancak onun da PASİFİZE edilerek, SUSTURULARAK, sadece PADİŞAHIN SOYTARISI (!!)mantığıyla hareket edilmesi sağlanarak gücünün düşürülmesine çalışılan, ŞİRİNLİK adına kutlanan bayramlardan biri de BASIN BAYRAMI oldu...
Bu nasıl bir "basından sansürün kaldırılmasının yıl dönümüdür?" Hem de 104'üncü yıldönümü! Yani üzerinden 1 asır geçmiş... Amma gelinen noktadaki görüntü maalesef 1 asra yakışmıyor...
Bu nasıl bir "Sansür anlayışıdır?" Ki; hâlâ şunu yazma, buna dokunma, onu deme, bunu söyleme denmesine rağmen; SANSÜR YOKMUŞ, bayramlık elbisesini giyen cicili-bicili çocuklar gibi, Kanun koyucular tarafından BASIN BAYRAMI adına her şey GÜLLÜK GÜLİSTANLIKMIŞ gibi şen-şakrak açıklamalar yapılabiliyor? Kutlanabiliyor?
Bu nasıl bir "Fikir özgürlüğüdür?" Ki; hiç bir basın mensubu özgürce yazıp, çizemiyor ve düşüncelerini kağıda dökemiyor?
Bu nasıl bir "demokrasilerin güçlenmesinde araçtır?" Ya da "amaçtır?" Ki; dayatmalarla, zorlamalarla demokrasi güçlenecek?
Yazdıklarından ve düşündüklerinden dolayı içeride bir sürü basın mensubu, yazar - çizer var! Oysa gerçekten de haber alma ve haber verme, demokrasilerin vazgeçilmez unsuru olmalı ve bunun da sağlanması, özgür basın-yayın organlarıyla mümkündür...
Gerçekten anlaşılması çok, amma çok zor bir BASIN BAYRAMI kutluyoruz. İçeriği boşaltılan Cumhuriyet Bayramı gibi, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı gibi... 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı gibi... 30 Ağustos Zafer Bayramı gibi...
Sözün Özü!
Aslında yaş da kurunun yanında yandı gibi bir şey!
Görevini gerçek anlamda yapanla yapmayanın oluşturduğu, tabiri caiz KOKTEYL sonucunun, böyle olacağı belliydi. Bazılarının ihalelerden tutun, karalama kampanyalarına, asılsız haberlerden şantaja varıncaya kadar eline geçirdiği fırsatları fütursuzca ve şuursuzca basın adına harcar, laf ebeliği yaparsa, 4. kuvvet diyerek vatandaşın özeline destursuz girerse, olacağı buydu!! Pekte yadırgamamak gerekirdi... Ancak bu söylediklerimizin sayısı bir elin parmaklarını geçmez! Oysa içerideki çok değerli gazetecilerimizin tamamı ne yazık ki aynı kefede değerlendirilmiş ve hatta suçsuz - sebepsiz bekletilmekteler... Ya da varsa suçları muhalefet etmekten öte gitmemektedir.
İşte bunun için diyoruz ki nerede demokrasi? Nerede fikir özgürlüğü? Nerede haber alma ve verme hürriyeti? Ve işte kutlanan şey ne? Basından sansürün kaldırılışı nerede?
Yine de basın camiamızın bayramı kutlu olsun.