Başbakan’ın Konuşmasındaki Gerçekler
Ne kadar iyi niyetli, saf bir insanmışım ki, dünkü Kazlıçeşme mitinginde Başbakan Tayyip Erdoğan'ın mantıklı, izanlı, insaflı bir şeyler söyleyeceğini umdum. Ummakla kalmadım, gündüzden ilan ettim; "gece, Başbakan'ın konuşmasını yorumlamak üzere ikinci bir yazı yazacağım." diye...
Üstelik Başbakan'ın akıl sağlığını kaybettiğini, cinnet getirdiğini bile bile...
Yine de sözümü tutacağım ve konuşmasını yorumlayacağım. Daha doğrusu konuşmasındaki yüzlerce yalan, abartma, iftira, hayal ve paranoya arasından, cımbızla doğruları seçerek.
Doğru bir : "CHP ulusalcıdır." Hele şükür. Koca Türkiye'de siyaset kürsüsünden bunu söyleyen biri çıktı. "Solcudur", "sosyal demokrattır" hatta "sosyalisttir" diyenlerin yanında, Başbakan doğruyu söyledi; "CHP ulusalcıdır."
Doğru bir buçuk : Bunun yarısı doğru. "Eskiden gazeteciler, yazarlar bazı konuları özgürce yazamıyorlardı." Şimdi yazabiliyorlar evet. Yazıp, hapse tıkılıyorlar. Yıllarca tutuklu yargılanıp hapislerde çürüyorlar. AKP döneminde cezaevleri üniversite kampüsüne döndü, gazetecilerin, yazarların hapisten yazdığı kitaplar külliyat oluşturdu.
Konuşmayı baştan aşağı iki kere dinledim. Tespit edebildiklerim bu kadar.
Kusura bakmayın artık...