content

ikradan-mahyaya-aydinlanma

24 Şub

Başbakana Yargı Darbesi -II- Neler Olmuş?

10 YILDA NELER YAŞANDI? 

 

2002 yılının son haftalarında kurulan Ak Parti hükümeti ile birlikte birilerince hazırlanan ve fakat tutmayan bir dizi plan ve komplo bugünlere kadar sürmektedir.Bugün olup bitenleri onlardan ayrı tutar isek isabetli bir sonuca varamayız. O yüzden öncelikle son 9–10 yılı çok hızlı bir şekilde ama dikkatlice gözümüzün önünden geçirelim;

 

Eğer R. Tayyip ERDOĞAN’ın başbakan olmadan birkaç ay önce (28 Temmuz 2002 günü) Kayseri’ye gitmek üzere havalanan uçağının kapısının açılmasını ve beraberindeki 5 kişi ile ölümden dönüşünü bir teknik arızaya bağlıyorsanız başımıza gelecekleri beklemeye devam edelim.

 

Ve,

 

Eğer 2002 Aralık ayında ilk askeri şûrâ toplantısına Başbakan sıfatıyla katılan şimdiki cumhurbaşkanı Sayın Abdullah GÜL’ün MGK Genel Sekreteri Tuncer KILIÇ’ın kendisine "yerinde olsam karının örtüsünü çıkarırım" demesi üzerine "Haddini bil" diye uyarmasını sıradan bir olay gibi karşılıyorsanız başımıza gelecekleri beklemeye devam edelim.

 

Eğer Türkiye’nin 3 aylık hükümetinin (görünürdeki çabasına rağmen) 1 Mart 2003’te ABD’nin Irak’ı işgaline TBMM’de tezkereye onay çıkaramaması ile başlayan süreci bizler unutmuş olabiliriz de Neo-Con’ların da unutmasını bekleyenlerden iseniz o zaman başımıza gelecekleri de beklemeye devam edelim. (Sakın bana OBAMA’nın Sayın başbakana hayranlığından bahsetmeyin)

 

Eğer 2003 ilkbaharından itibaren Tayyip Beye gelen TSK içindeki cunta faaliyetlerini, darbe hazırlıklarını “geride kaldı” diye geçiştirirseniz başımıza gelecekleri beklemeye devam edelim.

 

Eğer 2004 Mart seçimlerinden sonra üst düzey komutanlar tarafından hazırlanan darbe planlarını “ama failler içerde” deyip rahatınıza bakacaksanız başımıza gelecekleri beklemeye devam edelim.

 

Eğer 2004–2006 yılları arasında defalarca Ak Parti için büyük bir lütuf olan dönemin Genel Kurmay Başkanı Hilmi ÖZKÖK’ün komuta kademesinden “yeminli” birileri tarafından darbe için sıkıştırıldığını “yok canım engellediler ya” diye önemsemezseniz başımıza gelecekleri beklemeye devam edelim.

 

Eğer 2006’dan itibaren başlayan cumhurbaşkanlığı tartışmaları ve yine bu sürece denk gelen Danıştay cinayeti, Hrant DİNK ve diğer cinayetlere “sadece Türkiye içindeki mihrakların hükümete yönelik işi” deyip asıl kaynağını kulak ardı ederseniz başımıza gelecekleri beklemeye devam edelim.

 

Eğer 2006 sonu darbe planlarının artık elleri tetiğe götürecek boyutta olmasını “nostalji” addederseniz başımıza gelecekleri beklemeye devam edelim.

 

Eğer Danıştay baskını sonrası Kuvvet Komutanı bir generalin “bunlar irtica’i faaliyetlere göz yumma sonucu olan cinayetlerdir” sözüne Sayın başbakanın “edebini bil” diye çıkışmasını “aamaaaan, oldu ve bitti işte” diyerek bir kenara bırakacaksanız başımıza gelecekleri beklemeye devam edelim.

 

Eğer 2007 cumhurbaşkanlığı seçimi esnasında Türkiye’ye yüz karası 27 Nisan e-muhtırasını, akabinde 367 faciasını “oldu ama iyi geldi” deyip pragmatist bir değerlendirmeye tabi tutarsanız başımıza gelecekleri beklemeye devam edelim.

 

Eğer 2008’deki Ak Partiyi kapatma davasının sadece “içerdeki laikçi-Ergenekoncuların işi” olduğunu düşünürseniz başımıza gelecekleri beklemeye devam edelim.

 

Eğeeeeer, 2009’da Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN’ın “daha da gelmem Davos’a” deyip İsrail Cumhurbaşkanına tarihi çıkışını “İsrail Cumhurbaşkanının orada yaptığı terbiyesizliğe” bağlıyorsanız inanın başımıza gelecek felaketleri beklemeye devam etmekten başka çaremiz kalmamıştır.

 

Eğer 2009’da, yani DAVOS, ONE MINUTE yılında dönemin Genel Kurmay Başkanı çıkıp halkın yarısının (1. Derecede) seçtiği hükümetini devirmek için onbinlerce kardeşin kanını akıtmak isteyenlerin sakladıkları law silahını eline alıp gözümüzün içine sokarak “BORU bu BORU” demesine, “ama o içerde” deyip her şeyin hallolduğunu, tehlikenin geçtiğini düşünüyorsanız başımıza gelecekleri beklemeye devam edelim.

 

Eğer 2010 Mayıs’ının 25’inde MİT Müsteşarı olarak göreve getirilen Hakan FİDAN’a İsrail’in 27 Mayıs’ta, göreve başlamasının ilk gününde saldırmasını (hem de Ehud BARAK tarafından) “olur böyle şeyler” diye geçiştirirseniz sıkı durun;

 

Eğer bundan 4 gün sonra (31 Mayıs 2010 günü) evet sadece 4 gün sonra bütün dünyanın gözleri önünde İsrail korsan devletinin uluslar arası karasularında Gazze’ye insani yardım götüren Mavi Marmara Gemisine askeri saldırı sonucu 9 kardeşimizi şehid edilişi için “özür dilemediler, tazminat verirler kapanır” diyenlerdeyseniz başımıza gelecekleri beklemeye devam edelim.

 

Eğer olan biteni Hakan FİDAN’ın “MİT arşivlerini açacak” demesine de bağlamıyorsanız, “MİT vatandaşını takip etmeyecek ve dışa açılacak” demesine ve son bir buçuk yıllık icraatlarına bağlayın. Var olan kavganın bununla da ilgili olduğuna inanmıyorsanız başımıza gelecekler beklemeye devam edelim.

 

Eğer 2011 seçimleri öncesi Kastamonu’da sayın başbakanın konvoyuna düzenlenen saldırıyı doğru okuyamazsanız başımıza gelecekleri beklemeye devam edelim.

 

Eğer Eylül 2011’de basına sızan MİT-PKK/KCK görüşmesinin “sadece görüşmeleri sekteye uğratmak için” olduğunu düşünüyorsanız başımıza gelecekleri beklemeye devam edelim.

 

Eğer Fransa’nın insan haklarını gözyaşına boğan “Ermenilerin jenoside uğramadıklarını ifade edenlere cezai müeyyide yasasını” sadece SARKOZY gibi birisinin yeniden Fransa cumhurbaşkanı olmasına bağlıyorsanız başımıza gelecekleri beklemeye devam edelim.

 

Eğer cumhurbaşkanı Abdullah GÜL’ün görev süresinin 5+5 mi, 7 yıl mı olmasını sadece ERDOĞAN-GÜL çekişmesine yönelik olduğunu düşünüyorsanız başımıza gelecekleri beklemeye devam edelim.

 

Eğer Uludere’de gerçekleşen ve hiçbir şekilde kabul edilemez katliamı sadece “PKK ile barış olmasın” diye okuyorsanız başımıza gelecekleri beklemeye devam edelim.

 

Eğer sayın başbakanın ikinci kere ameliyat olmasına “hasta işte, herkes gibi” deyip geçiştiriyorsanız ben sizin başınıza gelecekleri beklemeye devam etmeyeceğim…

 

Şimdi bunları dünkü yazımızla beraber bir daha okuyalım,

Çünkü yarın kaldığımız yerden devam edeceğiz…

Twitter: AhmetAY_

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank