Başarısız Olduğunu İkrar Eden Belediye Başkanı Gördünüz mü?
Seçimler yaklaşınca herkes aynı şeyleri konuşuyor. İster iktidar partisinden olsun, isterse muhalefetten olsun...
'O aday olursa ne olur, bu aday olursa ne olur, ben aday olursam ne olur?'
Ne olacak elinin körü olur.
Sonuçta bir tane belediye başkanı, 31 ile 50 arasında meclis üyesi seçilecektir.
Yarısından fazlası iktidara diğer yarıya yakın olan da muhalefete düşecektir.
Yüzlerce hayal kuranın hayali bir başka bahara ertelenecektir.
Ah bir meclis üyesi seçilsem diyenleri millet gördüğü için, sonrasında olanları da göreceğinden bir fark olmadığını, iktidar olanların ellerini indirip kaldırdığını, kendilerine 'neden olumsuzluklara tavır koymuyorsunuz?' diye sorulduğunda grup kararı alındığı için tavır koyamadıklarını aynı soruya ise muhalefet olanların da 'çoğunluğumuz yok' diye sürekli ağladığına şahit olacaksınızdır.
****
Muhalefet olan belediye başkanlarının, 'kaynağımız yok, iktidar ayrım yapıyor' diye ağladığına..
Eh be kardeşim iktidar partisinden mi aday oldunuz, sonuçta muhalefetin adayısınız, bilmiyor musunuz bunları sorusuna bir türlü mazeret duyacaksınız.
Ve beş yıl ahlaya vahlaya geçecek.
En kolay olan ise yönetim değişmişse eski yönetime çakılacaktır. 'Kaynakları tüketmiş, borca batırmış' diyerek ağlama duvarında sabah akşam ağlayan başkanları duyacaksınız.
****
Sonuçta seçimlerde belediye başkan adayı olmak, meclis üyesi adayı olmak isteyenler kendilerinde bir keramet gördükleri için aday olmak isterler. Bunun için önce aday adayı olunacaktır.
Kendilerine göre adaylıkları kesindir.
Ve kesinlikle kendileri olmadan seçimler kazanılamayacaktır.
Şayet partinin bir bilenleri kendisini aday göstermezse sandıkta parti hüsrana uğrayacak ve karşı parti kazanacaktır.
Tüm konuşmalar bundan ibarettir.
'Ben olursam seçim kazanılır, ben olursam parti zafere ulaşır.' 'Ben olursam kenti uçururum...' Projeler hazırdır, tek eksik olan mazbatadır.
Önce aday adayı ardından aday sonra seçimlerde zafer.
Senaryo yazılmıştır. Kesin kazanılacaktır, kaybetmek diye birşey yoktur.
Seçmen garanti oy verecektir.
Seçmen 'o' bir aday gösterilse diye yanmaktadır.
Gece o'nunla yatılmakta, sabah o'nunla kalkılmaktadır.
O aday olmadığında ortalık yanacaktır.
Seçmen küsecek sandığa gitmeyecek, sandığa gitse de karşı adaya oy verecektir.
****
O aday gösterilmediğinde istemediği aday kazanırsa söz hazırdır. 'Destek verdik, kazandı.'
O aday gösterilmediğinde istemediği aday kaybederse de söz hazırdır. 'Yanlış aday tercihi yaptılar kaybettiler.'
****
Sahi siz başarısız olduğu halde, 'başarısızım' diyen bir belediye başkanı gördünüz mü, duydunuz mu?
'Beş yıl bir şey yapamadım artık evime dönüyorum' diyeni gördünüz mü?
'Yeter artık yenileri gelsin' diyeni gördünüz mü?
Göremeyeceksiniz, görmeyeceksiniz.. Duymayacaksınız...
Başbakan Erdoğan ne
yapmak istiyor?
Merak ediyor musunuz? Başbakan Recep Tayyip Erdoğan neden 17 Aralık operasyonundan sonra Ergenekon, balyoz davalarının yeniden görülmesi için darbecilerin hukukçusu olan Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu ile görüştü.
Sizce Başbakan Erdoğan bu hamleyi neden yaptı?
Bence cemaate mesaj verdi. 'Böyle yapmaya devam edersiniz, darbecileri bırakırım... Sizlerle onlar hesaplaşır.'
Ne darbecilerin serbest bırakılmasını Başbakan Erdoğan ne de cemaat ister. Ne de demokratlar...
Ancak büyük bir af ile süreç işleyebilir. Yoksa davaların yeniden görülmesiyle serbest bırakılması bugün için sadece karşılıklı birer siyasi hamledir.
Senaryo böyle...
Ergenekoncular ve KCK tutukları af edilecek. Cezaevinde bulunan binlerce PKK'lı serbest bırakılacak. Yeni Türkiye mutabakatı oluşturulacak.
Dediğim gibi davaların yeniden görülmesi sadece bir fantezidir.