Başarının Bedeli
Bu gün yine binlerce öğrenci sınava girecek. Haftaya son sınavlara hazırlanan öğrencilerde heyecan son dorukta! Çalışmalarının bedelini alacaklarını temenni ediyorum.
Ancak kendilerinin farkına varmaları ve şüphe etmedikleri takdirde sonuçların istedikleri gibi olacaklarına inanmaları gerekiyor.
Yaşam, en önce kişinin kendine farkına varmasını gerektiriyor. Çalışmalırının karşılığını almak için; Çalışmak ve azmetmek başarının bedelini en olumlusunu kazandıracaktır.
Kişinin yaşamda hedefini belirlemesi gerekir.
Hedefe kilitlenme ise kendini bilme ve kendine inanmayla başlar. Başarmakla ilgili güzel bir örneği geçenlerde kemoterapi gören ve zayıflayan hücrelerinden dolayı nefes darlığı çeken, nefes dersi verdiğim sınava hazırlanmasına yardım ettiğim öğrencime anlattım.
Şu an hasta, kanser… Zaman zaman çaresizliğe düşüyor. Tedavisinin olumlu seyir etmesi dahi onu ümitsizliğe düşürüp gücünü gün be gün aşağı çekiyor...
Ona sınava ve sonunda ne olursa olsun başarıya ulaştıracak olan hedefine kilitlenecek gücü bulmasında yardımcı oluyorum.
Hedefine kilitlenen insanı hiçbir güç yolundan alıkoyamaz. Sıkıntı yaşayacaksa hala yılmadıysa eğer, bedelini ödeyecektir. Ve bedelini ödeyen, başarıyı hak edecektir.
Bu başarı bazen bir altın madalya ve olimpiyat şampiyonu bile yapabilir. Sporda bedenin sağlığı ne kadar önemlidir bilinir.
Engelli koşunun yıldızlarından Gail, Üniversite son sınıfta okurken bir dizi engelle karşılaşır. Hiç geçmeyen bir migreni vardır. Kısmi körlük söz konusudur. Zaman zaman belliğini yitirir. Sarsılarak kendinden geçme nöbetleri geçirir. İki yıl acılar içinde kıvranır. Sonunda doktorlar Graves hastalığı tanısı koyarlar.
Bir tür tiroit sorunu! Doktorlar iki hafta daha tedavisiz kalsa durumunun kansere çevireceğini söyler.
Gail, genç yaşta radyasyon ve kemoterapiden geçer. Ayakları şişip su toplar. Cildi çatlayıp soyulur. Ağrıdan yürüyemez.
Emeklemeye çalıştığında dizlerinin derisi yüzülür. Bir doktor kendisine, yürümeye çalışmakta ısrar ederse iki ayağını da kesmek zorunda kalacaklarını bildirir. Bu olaylar 1992 Barselona Olimpiyatlarından on sekiz ay öncedir.
1991 Olimpiyatlarında engelli yarışa katılır.
Engelleri aşıp geçerken öyle bir hızla koşar ki, rakipleri hayli geride kalır ve Gail altın madalyaya kavuşur.
Ve bu göz kamaştırıcı başarıyı filozofça bir edayla şöyle değerlendirir; “Başıma gelenleri çektikten, yaşamın önüme çıkardığı zorlukların üstesinden geldikten sonra, aşamayacağım engel yoktu…”
Bizim gelişmemizi sağlayan birer lütuf olduğunu fark edebilmek, baktığımızda görebilmek, gördüğümüzde anlamak, anladığımızda bir şeyler öğrenmek ve öğrendiğimizi yaşamımıza geçirip, mutlaka uygulamaktır.
Çoğumuzun engel diye gördükleri, gücümüzü bilen fırsatlardır aslında.
Ve eğer pes etmezsek, o engelleri aşabilecek gücü her zaman kendimizde bulabiliriz.
Tıpkı yaşamdaki engelleri, spordaki engelli koşu başarısına dönüştüren Gail gibi…
Sınavda başarı, çok çalışanın olsun. Başarılarınızın ve emeğinizin karşılığını almanız dileği ile…
Sevgiyle mutlu kalın