Baş Köşede Yer Alanlar
Tahtadan yapılmış pinokyonun bile yalan söylerken burnu uzuyor. Nedense günümüz insanının yalan söylerken yüzü bile kızarmıyor. Öyle yalanlar dinliyoruz ki hem de herkesten. Seçenden seçilenden, yönetenden yönetilenden kim kimi kandırabilirse almış başını gidiyor. En yakışıklı yalanı söyleyebilenler sanırım başköşede yer alıyorlar. Her dönemde destek buluyor taraf kazanıyorlar.
Hani derler ya yüzüne tükürsen yağmur sanıyor onun gibi.
İnsan karakterleri o kadar değişmiş ki kimin ne olduğu bilinmez olmuş. Kime dost kime düşman diyeceğini sezemiyorsun.
İnsanlığı bu duruma getiren nedir acaba? Hayat şartlarımı, geçim sıkıntısı mı, eğitimdeki sistemimi?
Görünüşe göre bununda içinden çıkmak mümkün değil. Bir tarafta ekmek için alın teri dökenler, bir tarafta sokaklarda sürünenler, diğer tarafta dem sürenler. Bunları da görebiliyoruz.
İşte o zaman kafamız iyice karışıyor. Yalan söyleyip malı götürenler mi, dürüst olup hakkına razı olanlar mı, yoksa her geçen gün bozulan eğitim sisteminden nasibini alamayanlar mı? Gel de çık işin içinden.
Büyüklerimizi dinliyoruz her şey güllük gülistanlık diyorlar, halkın içindeyiz onların söylediklerini dinliyoruz insanın içi sızlıyor. Çevremize bakıyoruz günü gün edenler de var. Bu insan biçimlerini bir birinden nasıl ayırmalıyız sanırım bir uzmanlık konusu olsa gerek.
Çıkarılan aflardan kimler yararlanıyor ve azını daha çok yapıyor, vergisini ödeyemeyenlerden kimler ceza görüyor, eğitim sisteminden şikâyetçi olanlardan kimlerin dedikleri oluyor ya da olmuyor. Kim kimin kalesi ya da kim kimin ardında belli değil.
İçimizden isyan etmek geliyor, geliyor gelemsine de kime karşı? Her sorunun bir cevabı var susturuluyorsun. Bizim öyle milletimiz var ki sanki gözleri kör olmuş gerçekleri görmüyor. Görmek istiyor belki de engelleniyor, avutuluyor, uyutuluyor.
Daha nereye kadar diyoruz, nereye gidiyoruz diyoruz tabiî ki onunda cevabı hazır. Bu gidişle sonuçtan endişeliyim kendi adıma.
Önümüzde genel seçimler var. Yine meydanlar da nutuklar atılacak, vaatler verilecek ve herkes yaptıkları ile övünecek diğerleri de yapacakları vaatleri sıralayacaklar. Bizde koyunun kaval dinlediği gibi dinleyeceğiz onları yıllardan beri yaptığız gibi.
Sonuç pek değişmeyecek yine ezenler ve ezilenler aynı olacak. Ancak düzenin ve sistemin değişmesi belki herkese hitap edebilecek, toplumun her kesimi memnun olabilecek.
Biz insanların beklentisi, yalanın ve yalancıların itibar görmediği, haklının haksızdan ayrılabildiği, adaletin herkese eşit dağıtılabildiği, milli gelirden herkesin payına düşeni alabildiği en önemlisi insanın insan yerine konulduğu bir düzen bir sistem istiyoruz.
Bizi yönetenler seçim meydanlarında verdikleri sözleri unutmasınlar ya da yerine getirmeyecekleri sözler verip bizi umutlandırmasınlar.
Cennet güzeli ülkemizde dostça, kardeşçe barış içinde yaşamaktır isteğimiz bunu bize çok görmesinler. Bizi biz yönetelim başkaları değil. Bu toprakların kolay vatan olmadığını unutmayalım ve bu vatanı bize emanet edenlerinde kıymetini bilelim. Yalan üzerine kurulan hayaller bizi mutlu etmeyecektir. Özümüz doğru olsun yeter.
Unutmayalım ki Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur.