Bu uğurda CHP’nin zayıflamasında bile mahsur görmüyorlar. CHP’de çoktan razı, yeter ki bu topal rejim aynen kalsın, Türkiye bölgesel veya küresel aktör olmasın.
“Nasılsa iktidar olmam mümkün değil, o halde yüz elli milletvekili olacağına, yüz olsun ama yeter ki Erdoğan başarmasın” diyen CHP’nin de tek hedefi bu.
Geçmişte yaptıklarının iktidar olmasının önünde büyük bir engel olduğunu CHP’de gayet iyi biliyor. Hayali vaatlerine halkın pirim vermeyeceğinin de farkında…
Son yayınlanan veriler, bu seçimde anket şirketlerinin de “savaş”ın daha açık tarafı olduklarını gösteriyor. Denge ve Genar, Ak Parti için yüzde 47, HDP için en yüksek 9 veriyorlar.
Gezici ve Metropoll ise, Ak Parti’yi 38-41aralığına çekerken, HDP’ye bonkörlük yapıp, yüzde 10,4-11’i layık gömüşler.
Mak ve Sonar’ın anketlerin de, Ak Parti 43-45 bandında, HDP ise 9,15-9,60. Yani Gezici ve Metropoll HDP için ümit pompalarken, Mak ve Sonar “biraz daha bastırın” der gibi.
HDP’yi yüzde 11,CHP’yi ise 28’lere uçurup, Ak Parti’yi de 38’lere çekmek, sadece HDP’ye koltuk çıkma faaliyeti değil, aynı zamanda arsız bir algı yönetimi. Çelişkiler bunlarla da sınırlı değil.
Saadet+BBP’ye, Sonar yüzde 1,8 verirken, Gezici 4,1 vermiş. MHP konusunda ise hemen hepsi ittifak etmiş gibiler.
Trend Araştırma’yı yönetmemizin üstünden tam yirmi yıl geçse de, araştırmalardaki tarafgirliği, yönlendirmeyi ve gaz vermeyi görmek için ehil olmaya gerek yok. Zira her şey açık seçik ortada ve kör göze parmak sokarcasına, HDP'ye ihtimam gösterilmesi suçüstü olmak için yetiyor.
Doğru bir araştırma yürüten ve dürüst davranan bir araştırma şirketi, seçimin sonucunu binde 3-5’lik sapma ile şimdiden tespit edebilir. Yeter ki istesin…
“HDP barajı aşar mı, aşmaz mı” elbette herkesin merak ettiği bir soru. HDP barajı aşarsa asla kendi tabanının oylarıyla değil, yukarıda zikrettiğimiz tarafların taşıma suyu ile mümkün olacak.
Seçime az bir zaman kala -açık ya da gizli- CHP içinde kavga çıkarıp, çeşitli yerlerde kimi CHP’lilerin seçimden çekilmesini isterlerse şaşmamak gerek.
Bazı çevreler paraysa para, kavgaysa kavga, terörse terör yani ne gerekiyorsa esirgemeyeceklerdir. Yeter ki Ak Parti iktidardan uzaklaşsın, Recep Tayyip Erdoğan ve onu seven kitlelerin istediği olmasın.
Gezicisi, çapulcusu, sermayesi, dönmesi, Cizvit’i bu uğurda elinden geleni ardına koymayacak.
Vakıa o ki, önüne yüzde 35 hedef koyan CHP’nin, 25’i bile aşması zor gözükürken, MHP’nin önündeki soru şu olmalı: “Ak Parti mi, HDP mi?”
Böyle bir tercihle karşı karşıya kalan MHP, her ikisinin de olmadığı bir seçenek daha bekliyor olabilir, ama bu mümkün değil. Bu yüzden seçimin en talihsiz partisi MHP…
“Ak Parti olacağına, HDP olsun” arzu edenler az da olsa MHP’de de vardır. Ama Devlet Bahçeli, “Mecliste HDP’yi göreceğimize, Ak Parti’ye razı oluruz” diyecektir.
Malum MHP bu seçimde sahaya pek inmeyecek. Öte yandan Ak Parti’ye de sert dalışlar yapmayacak. Sadece Ak Parti’yi değil, CHP’yi hatta HDP’yi de sert eleştirmeyecek. Hangisini eleştirse, bundan HDP’nin karlı çıkacağının farkında.
HDP’yi Kürtlerin değil, Kandil’in temsilcisi gören MHP’nin, HDP’yi mecliste görmek istememesi son derece doğal. Hatta yeni anayasanın Ak Parti+HDP yapımı olmasını kolay kolay kabul etmez de.
Bu seçim herkes için varlık yokluk meselesi değilse de, çok düşünüp, doğru adım atma seçimi.