Barış Yurdu Anayasası
Barış Yurdu Anayasası Önerisi Neden Hazırlandı?
Nihayet, dışarıda akıllı bir yaşamın belirtileri var. Modern süper güçler tarafından “Orta doğu” olarak adlandırılan bölgede yaşayan insanlar, içlerinde bulundukları durumu değiştirmek amacıyla kendilerini değiştirmeye karar verdiler; bu insanlar diktatörlük, adam kayırma, rüşvetçilik, baskı ve zulme karşı ayaklanıyorlar.
Ağırlıklı olarak Sünni ve Şii nüfusa sahip ülkelerde hissedilen bu özgürlük ihtiyacı emsalsizdir. Yozlaşmış ve baskıcı Şah rejimine karşı 1979 yılında gerçekleştirilmiş benzeri bir ayaklanmanın mollalar tarafından nasıl çalınıp çarpıtıldığını ve bir kaç yıl içerisinde nasıl tersine çevrildiğini biliyor, bu gün de Orta Doğu’da gelişerek yayılmakta olan devrimlerin aynı saptırmalara, aynı yozlaşmalara ve anti-devrimlere karşı savunmasız bir halde olduğunu görüyoruz.
Küresel hegemonya bir zamanlar sömürge hükümetler sayesinde daha koyu renkli deriye sahip olan insanların kaynaklarını sömürdü ve talan etti, sonra aynı güçler sömürgecilik sürdürülemez hale geldiğinde ülkelerin elit tabakasından seçtikleri kendi kukla diktatörlerini diledikleri yerlere yerleştirdiler. İnternet kullanımı, bilgiye kolay erişim ve iletişim teknolojilerinin hızlıca yayılmasının bir yan ürünü olarak, kukla diktatörlerin dönemi kendi hayat süresini doldurdu; bu düzeni devam ettirebilmek artık el yakacak kadar pahalıya mal oluyordu.
USA-Inc ve Avrupa gibi emperyalist dış güçler ve gerici iç güçler (Sünni ve Şii şeriat yasalarının savunucuları) gelişerek yayılmakta olan bu devrimleri saptırmak ve boşa çıkarmak için birbirleriyle yarışıyorlar.
İnsanlık tarihinin en büyük savaş makinalarını ve ordularını yöneten çokuluslu şirketler, tıpkı Irak’ta, Afganistan’da ve Batı Şeria’da işgal ettikleri topraklarda yaptıkları gibi “seçilmiş kukla rejimler” üreten sahte demokrasiler kurmaya çalışacaklardır.
Buna ek olarak, revaçta olan devrimleri gasbetmek için çaba sarf eden ekonomik, milliyetçi ve dini iç faktörler de vardır. Mesela, Sünni ya da Şii teokrasilerinin savunucuları Suudi Arabistan’da (Selefi modeli), İran’da (Şii modeli) ve Afganistan’da (Sünni modeli) oluşturdukları dünya-cehenneminin bir benzerini daha var etmeyi umuyor olabilirler. Gerici güçler, baskıcı teokrasilerin kurulabilmesi için nüfusun dini kesimlerini yanıltmaya ve onları ikna etmeye yönelik çalışmaları arttıracaklardır.
Özgürlükleri, geçim ve onurları için ayaklanan kitleler, hem içteki hem de dıştaki zararlı güçlere karşı kararlı durmalı, özgürlük, barış ve adalet getirecek bir sistemi kurmalıdırlar.
Rasyonel bir monoteist olduğumdan bu yana bu gelişimlerin oluşması için dua etmekteyim. Bu yüzden, Orta Doğu’daki umut verici gelişmelerle birlikte bir anayasa taslağı hazırlamaya karar verdim. Rüya görüyor olabilirim ve hatta bana gülenler olabilir ama, insanlık tarihinde yer almış tüm önemli gelişmelerin genellikle alçakgönüllü ve gözlerden ırak olan adamların hayalleri ile başladığını biliyorum. Bu projede bana katılmanız için sizleri davet etmek istiyorum. Mısır, Libya, İran, Bahreyn, Suudi Arabistan, Yemen, Ürdün, Suriye, İsrail ve Lübnan halkları bu projeye beklenen ilgiliyi gösteremeyebilirler, ancak, bunu denemesek bilemeyeceğiz. Üstelik, bu umut veren dönüşüm hareketini desteklemeyi kendi görevim olarak görüyorum ve sizin de aynı şekilde bunu dikkate almanızı umuyorum.
Barış-savaşçılarını bilgi ve tecrübelerimizle desteklememiz gerekir. Bizler, hem Doğu’yu hem de Batı’yı tanımakla bir avantaja sahibiz ve böylece, kim bilir belki de sadece“şansına”, her iki tarafın da iyiliklerini ve zayıflıklarını takdir edebilecek daha iyi bir konumdayız.
Bu projenin amacı, otoriter ve yozlaşmış rejimler ve onların Batı’daki emperyalist efendileri tarafından uzun bir süredir baskı ve zulme maruz bırakılan “Orta Doğu” daki entelektüel nüfus için bir basamak oluşturmak veya bir destek sağlamaktır.
Bir grup arkadaşla istişare yaparken Layth Salih al-Shaiban adlı arkadaşım Irak için hazırladığı Anayasa Taslağını bana hatırlattı. Bundan haberdardım, fakat unutmuştum. Böylece onun hazırladığı taslağı aldıktan sonra bazı değişiklikler ve eklemelerde bulundum.
Bu taslağı, 2011 yılının Nisan ve Mayıs ayında bir grup akademisyen ve araştırmacının kritik değerlendirmesine sunduktan sonra Mısır ve Tunus‘taki aktivistler ve kamu oyu ile paylaştık, paylaşıyoruz. Bu Anayasa taslağının Türkiye için düşünülen yeni bir anayasa için yapılacak tartışmalara önemli katkılarda bulunacağına inanıyoruz.
Not: Bu taslak önerisi tarihten alınan dersler, insan deneyiminden çıkarsanan bilgiler, doğa ve Kuran ile, tümdengelimli ve tümevarımsal mantık üzerine kuruludur. (Kuran 17:36; 4:174; 8:42; 10:100; 11:17; 74:30-31; 35:28; 4:162; 9:122; 22:54; 27:40; 29:44,49). Bu Anayasa taslağının teolojik arkaplanını öğrenmek isteyen ve argümanları merak edenlerinizi Quran: a Reformist Translation ve İslami Reform için Manifesto kitaplarını incelemeye davet ediyoruz. İnglizce orijinalinden Türkçe’ye çeviren Ensar Üzümcü adlı arkadaşa teşekkür ederim.
Edip Yuksel
Mayıs 2011
Barışyurdu Anayasası
Bizler, Barışyurdu’nun insanları, bu vesile ile herkes için barış, özgürlük, adalet, eşitlik, güvenlik ve mutluluğun gerçekleşmesi adına bu Anayasayı kuruyoruz. [1]
MADDE I
Bu anayasa ve içerdiği müteakip yasalar, mevcut olan tüm anayasaların, mevzuatların, anlaşmaların, yürürlükteki yasa, tüzük, yönetmelik ve/veya yasaların yerine geçer ve onları geçersiz kılar.
Bu anayasa, uluslar arası hukuk ve antlaşmalar ile tanımlanmış olan Barışyurdu’nun tüm eyalet, il ve bölgelerinde yürürlüğe girecektir.
Cumhuriyet içerisinde bulunan tüm insanlar ve tüzel kişiler, anayasanın XIV. Maddesi uyarınca yenisi ile değiştirilene kadar, bu anayasayı ve getirdiği yenilikleri her zaman korumak ve devam ettirmekle yükümlüdürler. [2]
Barışyurdu içerisinde doğan veya yasayla vatandaşlığa alınmıştüm kişiler yurttaş kabul edilirler.
MADDE II
Bu ulusun tüm vatandaşları Barış-gönüllüsü olarak çağırılırlar.[3]
Yurt içinde barış, diğer uluslarla barış ve doğa ile barış bu ulusun en yüksek idealidir. [4]
Barış, ancak onur ve yaratıcılık, eleştirel düşünce ve güvenilir bilgi yoluyla güçlendirilmiş bireyler aracılığı ile adalet ve hürriyet ortamında gerçekleşebilir ve sürdürülebilir.[5]
Barış-gönüllüleri hükümeti, topluca küresel barışı teşvik eder. Bu hedefe yönelik erişilebilir bir adım olarak, ülkeler birbirini izleyen 4 ay süre ile küresel ateşkes sürecine katılmaya davet edilecek ve bu süre, kademeli olarak gelişen küresel barışla birlikte nihai sonuç olan 12 aya uzatılacaktır.
Savaşlar, sadece askeri saldırılara veya savaş ilan eden gruplara karşı savunma amaçlıdır. Anlaşmazlıklar için barışçıl çözüm arayışlarına girilmeli ve savaş hali ilânı öncesinde tüm çözüm arayışları tüketilmiş olmalıdır.
Savaş teşvikinin azaltılması için, Barışyurdu içindeki özel şirketlerin silah tasarımı, imalatı ve satışı yapması yasaktır.
Barışyurdu vatandaşlarının dünyanın herhangi bir yerinde Paralı-Askerlik yapması yasaklanmıştır. Hükümet başka uluslara silah satamaz veya bağışta bulunamaz ve Barış-gönüllüleri silahlar ve savaşlar üzerinden kazanç elde edemez.
Adalet, barış ve hukukun üstünlüğü diğer tüm bağlılıkların üzerindedir. [6]
MADDE III
Barış-gönüllülerinin hak ve özgürlükleri bu Anayasada maddeler halinde sayılı olanlarla sınırlı değildir. Aşağıdaki hak ve özgürlükler, cinsiyet, etnik köken, ulusal, ve dini veya siyasi farklılıklar gözetilmeksizin, cumhuriyet içerisindeki her yetişkin birey için vardır. Bu hak ve özgürlükler askıya alınamaz, etkileri azaltılamaz, sınırlandırılamaz, engellenemez.
Konuşma Özgürlüğü ve Aktivizm
Her insanın serbest konuşma özgürlüğü, medya özgürlüğü, toplanma ve barış içerisinde protesto yapma özgürlüğü vardır. [7]
Medyanın özel etki gruplarınca tekelleştirilmesini engellemek ve medyada çoksesliliği gerçekleştirmek için, dergi, radyo, televizyon, İnternet, elektronik kanallar ve diğer yayın organlarının kullanımı yasalarla düzenlenecek ve katılım teşvik edilecektir.
Gereksiz oto-sansürün engellemesi için, politikacılara, ünlülere ve kamu görevlilerine yönelik eleştiriler ve hakaretler, belirli iftiralar haricinde, şahsa hakaret içeriyor diye cezalandırılamaz.
Yazılı basın istisna olmak üzere, genel seçimlerden bir ay önce kablolu, elektronik, uydu veya radyo frekansları kullanan tüm medyanın hergün, prime-time dilimlerinde, politik tartışmalara birer saatlik yer ayırmaları zorunludur. Aynı düzenleme yerel seçimlerden iki hafta öncesine kadar, yerel medya tarafından da sağlanmalıdır. Seçim bölgelerinden en az %2 oy almış veya imza toplayabilmiş adaylar, halka açık bu tartışma programlarına eşit süre ile katılmaya hak kazanacaklar. Halkın içindeki popüler ve popüler olmayan tüm fikirlerin özgür bir ortamda tartışılabilmesi fırsatının sağlanması, halk için halk tarafından oluşturulmuş bir halk hükümetinin en önemli şartıdır.
İnanç ve İnkar Özgürlüğü
Tüm insanlar herhangi bir inanç edinme ve uygun gördüğü bir dine bağlı olma hakkına sahiptirler. Bu inanç özgürlüğü tapınaklar, camiler, sinagoglar, kiliseler, okullar, vakıflar ve benzer amaçla kullanılan diğer tüm yapı ve derneklerin kurulmasını da içerir. Benzer şekilde, tüm insanların herhangi bir inanç edinmeme ve bir dine mensup olmama özgürlükleri vardır. Ateizm ve inkârcı-fikir özgürlüğü vakıflar, organizasyonlar, kulüpler, okullar ve bu amaçlarla kullanılan
diğer tüm yapı ve derneklerin kurulmasını ve işletilmesini içerir. [8]
Haksız Ayrımcılığa Karşı Olma Hakkı
Irk, cinsiyet, renk, ulusal köken, servet, inanç ya da politik bağları her ne olursa olsun tüm insanlara eşit hak ve fırsatlar tanınmıştır. [9]
Adalet Arama Hakkı
Tüm insanlar ve/veya tüzel kişiler, herhangi bir kısıtlama ve gecikme olmaksızın, başlarına gelen tüm haksızlık ve suçlamalara karşı adalet talep etme hakkına sahiptirler. Adalet arama sürecini ve giderleri azaltmak için, yasalarda belirlenen koşullara uygun gönüllü vatandaşlar tarafından idare edilen gayri resmi yerel tahkim ve uzlaşma merkezlerinin kurulması yerel hükümet tarafından teşvik edilir ve kolaylaştırılır. [10]
Bilgi Edinme Hakkı
Vatandaşlar belirli konulardaki hükümet bilgilerinin yayınlanması için dilekçe verme hakkına sahiptirler. Hükümet kayıtları oluşturulduğunda, kamu için ulaşılabilir hale getirilir. Özel durumlar, ulusal güvenlik ve gizlilik esasına göre yasama organı tarafından belirlenir ve yargı denetimine tabi olurlar.
Temiz Hava, Su ve Toprak Hakkı
Vatandaşlar temiz hava, su, toprak ve çevresel koruma haklarına sahiptirler. Hükümet, yenilenebilir enerjinin azami kullanımı ve en az çevresel etki ile, sürdürülebilir bir ekonomik kalkınmayı teşvik eder.
Serbest Dolaşım Özgürlüğü
Tüm insanlar cumhuriyetin kamu arazileri içerisinde serbestçe seyahat edebilir, sınırlarından yasal bir şekilde; engel ya da gecikme olmadan, giriş ve/veya çıkış yapabilirler. Bu haklar genişletilerek malların dolaşımı da buna dahil edilir. [11]
Mahremiyet Hakkı
Casusluk, kulak hırsızlığı, haneye veya bahçeye izinsiz giriş, kişisel gizliliği olan bilgileri elde etme ve/veya açığa çıkarma gibi özel yaşam alanlarında tüm insanların gizlilik ve özgürlük hakları vardır.[12] Bu haklar, başka insanların fiziksel zarar görmelerini engellemek için ihlal edilebilir. Bu haklar, acil bir durum var olmadığı sürece veya yasalarla belirlenmiş haklı bir nedene dayalı bir yargı izninin haricinde iptal edilemez. Bireylerin toplum içinde yüzlerini gizleme hakları yoktur.
Ticaret Yapma ve Servet Sahibi Olma Hakkı
Gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılan servet birikimi ve transferi yasalarla düzenlenmelidir. [13]
Doğal kaynaklar bir bütün olarak tüm vatandaşların mülkiyetidir, ve buralardan elde edilen gelirin tümü kamu projeleri ve kurumlar üzerinde kullanılacaktır. Sağlık, ilaç ve eğitim gibi hayati önem taşıyan sektörlerde sağlıklı bir rekabetin oluşturulması ve bunun devamının sağlaması için kamu ve kar amacı gütmeyen kuruluşların özel şirketlere karşı rekabet etmesi sağlanacaktır.
İnsan organlarını pazarlamak, kumar oynamak, para ve mal üzerinden faiz veya tefecilik yapmak, sigara, alkol ve uyuşturucu üretimi ve satışı yapmak, ve fuhuş gibi bireylerin veya grupların zayıflıklarını/çaresizliklerini istismar eden ve bu tür pazarlarda çalışanlara veya topluma aşırı derecede zarar veren pazarlar "zararlı pazarlar" olarak kabul edilir ve sıkı yasal düzenlemelere tabi tutulurlar. Sigara, alkol ve uyuşturucu maddelerin satışı ve/veya tüketimi yetişkinler için yasaklanamaz. Yasaklanan veya sıkı yasal düzenlemelere tabi tutulan maddeler veya hizmetler de yasalarla yasaklanır veya sıkı biçimde düzenlenir. [14]
Servetin bir kaç kişin elinde toplanmasını önlemek amacıyla, zenginlik ve miras için tekelleşmeyi engelleyen yasalar yapılacak ve varlık ve miras orantılı bir biçimde vergilendirilecektir. Vatandaşların fikri mülkiyetleri on dokuz yılı aşmamak koşuluyla patent yasaları ile koruma altına alınırlar.[15]
Sosyal Yardım Hakkı
Tüm vatandaşlar, özellikle çocuklar, yaşlılar ve engelli vatandaşlar, cumhuriyet imkanları dahilinde zaruri gıda maddelerine, temel sağlık hizmetlerine, eğitime, istihdam fırsatlarına, can ve mal güvenliğine hak sahibidirler.[16] Kuruluşlar veya alıcılar tarafından istismar edilmeleri durumunda bu haklar sınırlanabilir ya da geçici olarak askıya alınabilirler.
MADDE IV
Cumhuriyetin yasama yetkileri, halkın temsilcisi olan, her konuda açık tartışma ve istişare yoluyla anayasaya uygun olarak görev yürüten seçilmiş bir Ulusal Meclisine aittir. [17]
Anayasayı ve uluslar arası antlaşmaları veya laik federal hükümetin yasalarını ihlal etmemesi koşuluyla, devlet ve yerel yönetimler dini, sosyal, ekonomik, kültürel ve diğer kaygı ve görüşleri yansıtan yasalar yapabilir.
Cumhuriyetin toplam nüfusunun en az % 1'i nufusa sahip bölgeler bağımsız birer bölge olarak tanımlanırlar ve seçimler ilçelere bağlı olarak gerçekleştirilir.
Nüfusu % 1'inin altında bulunan bölgelerin nufusu % 1’e ulaşıncaya veya bu sayıyı aşıncaya kadar yakındaki bir coğrafi bölgenin nüfusuna eklenir.
Ulusal Meclis koltukları, ‘her ilçe için en az bir koltuk’ temeline göre tahsis edilecektir, %1'in katları nüfusa sahip ilçelere kat başına fazladan bir koltuk tahsis edilir.
İki partili sistemin engellenebilmesi ve azınlıktaki politik eğilimlerin temsili için için oy pusulaları tercihli oy kullanımına olanak veren bir biçimde tasarlanacak, öyle ki, seçmenler tercih ve önem sıralarına göre adayları oylayabileceklerdir.
Ulusal Meclis’e aday olmak için gerekli koşullar şunlardır: vatandaş olmak ve seçim için aday olduğu bölgenin sakini olmak. Aday olmak ve seçilmek için minimum veya maksimum bir yaş sınırı yoktur. [18]
Onsekiz yaşını doldurmuş her vatandaş seçmen olma hakkına sahiptir. Hapishane’de olmak veya suç işlemiş olmak seçimlerde oy kullanma hakkına engel olamaz.
Demokratik bir toplumda bilinçli seçmenlerin önemli rolünü göz önüne alarak, ilçelerde çalışan her adayın da dahil olduğu belediye binalarında toplantılar ve tartışma ortamları oluşturulmasına olanak sağlamak federal ve yerel yönetimlerin birer görevidir. Siyasi tartışmalara halkın katılımını teşvik etmek için, ilçedeki belediye binası toplantılarına en az dört saatlik katılan her seçmene, yasa ile belirlenmiş olan asgari ücretin altında olmamak koşuluyla, bir kereliğine tam-gün maaş ödenir.
Ulusal Meclis koltukları, ikamet ettikleri bölgelerde çoğunluğun oylarını toplayabilen adaylara verilecektir. Tek üyeli ilçelerdeki oylar alternatif oy bazında yapılacak, diğer yandan, birden fazla üyeli ilçelerdeki oylar tek transfer oy esasına göre yapılacaktır.
Ulusal Meclis üyeleri, yeniden seçilmedikleri sürece, yeni yılın ilk ayının ilk gününden başlayarak beş yıllık bir dönem hizmet verirler.
Görev ve sorumlulukların devir teslimi ve yumuşak bir geçişin sağlanabildiğinden emin olmak için, seçimler, mevcut Ulusal Meclis üyelerinin görev süreleri bitiminden doksan gün önce sonuçlandırılmış olmalıdır.
Ölüm veya istifa olması halinde, ayrılan Ulusal Meclis üyesinin kalan görev süresini tamamlamak için aynı ilçeden yeni bir Ulusal Meclis üyesi seçilir.
Yasa tasarıları üzerinde basit çoğunluk veya daha fazla oy sağlanması ile yasalaşan Meclis kararları için her Ulusal Meclis üyesi bir oy taşır.
Gözlemci Komisyonu
Devleti, tüzel ve özel ilgi alanlarının olası zararlı etkilerinden korumak için, Ulusal Meclis üyelerinin finansal işlemleri ve lobi faaliyetleri gözlem altına alınır. Zihinsel engelli ve sabıka kaydı olanların dışında kalan tüm yetişkin bireylerin vatandaşlık numaraları arasında, canlı bir televizyon programında gerçekleştirilecek bir çekiliş aracılığıyla, Gözlemci Komisyonu için Ulusal Meclisi üyelerinin üç katı sayı çoğunluğunda aday seçilir. Çekilişten sonraki ilk ay içerisinde seçilmiş Ulusal Meclis üyeleri, kazanan numaraların 1/3 ünü kamu yoklaması ve sorgulama sonrasında görev için onaylar. Her Ulusal Meclis üyesi de bu Gözlemciler tarafından izlenecektir. Her Gözlemci başına on kişi düşecek şekilde, rasgele atanırlar ve böylece bağımsız ve farklı Gözlemciler aracılığıyla dikkatli bir incelemenin gerçekleştirilmesine olanak sağlanır. Gözlemci Komisyon üyeleri, seçilmiş Ulusal Meclis üyelerinin harcama listesi ve tüm finansal işlemlerini izleme, inceleme ve mahkeme çağrısında bulunma haklarına sahiptirler, her altı ay süre ile bu finansal kayıtları yasaya göre kamu ile paylaşırlar. Şüpheli finansal işlemlerin tespiti durumunda, kamunun güvenini kötüye kullandığı için şüpheli duruma düşen Meclis Üyelerine dört gözlemcinin onayı ile ihtar çekilecek ve bir ay içerisinde görevden-alınmaları için Meclis tarafından bir duruşma belirlenecektir. Ulusal Meclis’in eski üyelerinden birinin görevdeyken yasadışı finansal işlem yaptığını, yancılık yaptığını veya görevini suistimal ettiğine dair delil sunan her vatandaş mahkemede söz sahibi olacaktır. İlk soruşturma ve muhtemel sebeplerin keşfi sonrasında, alt mahkemede eski Meclis üyesine karşı vatandaş davası başlatılmalıdır. [19]
Kamu görevlileri ile özel bir toplantı yapmak isteyen herhangi bir birey veya grup, yasanın bir gereği olarak, muhtaçlara gıda, barınma ve sağlık gibi gerekli ve faydalı olan bir yardımda bulunmalıdır. Kamu görevlileri böylesi yardımları kabul eden hayırsever organizasyonlara üye olmamalı ve buralardan mali yardım almamalıdır.[20]
Ulusal Meclis ve Gözlemci Komisyonu üyelerine medyan (orta) gelirin altında ödeme yapılmamalı ve bu ödeme medyan gelirin beş katını geçmemeli. Gözlemcilerin dönemi yeni Ulusal Meclis seçimi ile sona erer ve Gözlemciler birden fazla dönem için hizmet edemezler.
Ulusal Meclis’ne aşağıdaki yetkiler temin edilmiştir:
- Adalet ilkelerine uygun olarak; yasa çıkarma, inceleme, değiştirme ve yürürlükten kaldırma yetkisi. [21]
- Cumhuriyetin düzgün işleyişini sağlamak ve korumak için gerekli olan politika ve stratejileri üretme yetkisi. [22]
- Toplam beş yıllık bir hizmet süresi için bir başbakan ve bakanlar kurulunu tayin etme ve/veya yenileme yetkisi. [23]
- Başbakan veya onun bakanlarından herhangi birisinin görev süresini erkenden sonlandırma yetkisi. [24]
- Vatandaşlığa kabul şartları ve kriterlerini düzenleme yetkisi.[25]
- Ulusal Meclis de dahil olmak üzere, devletin her düzeyinde, ödeme ve tazminat tasarılarını düzenleme yetkisi. [26]
- Yüzde 20’yi geçmemek koşuluyla bireyler ve şirketler için vergi belirleme yetkisi. [27]
- Ağırlıklar, uzunluklar, zaman uyumluluğu ve cumhuriyet içerisindeki asgari ücret için kriterler belirleme yetkisi. [28]
- Altın veya gümüş karşılığının sağlanabilmesi şartı ile, legal ihale yoluyla para basma yetkisi. [29]
- Cumhuriyet adına faizsiz borç para verme ve/veya alma yetkisi. [30]
- Gelişme ve iyileştirme amacıyla kamu arazilerini kiralama yetkisi. [31]
- Vahşi hayatı ve doğal ekolojik dengeyi muhafaza etme ve kollama yetkisi. [32]
- Her devlet acentesi için fon tahsis etmek ve bütçeleri onaylama yetkisi. [33]
- Hükümetin tüm şube/bölüm/müdürlük denetimi için teftiş yetkisi. [34]
- Cumhuriyet adına yerel ve/veya yurt dışında yasal takibat başlatma ve dava açma yetkisi. .[35]
- Yabancı uluslarla/halklarla sözleşme ve antlaşmalar kurma yetkisi. [36]
- Kara, deniz ve hava için bir ordu kurma yetkisi. [37]
- Ülkenin savunulması adına nüfusun tüm parçalarının fedakarlıkta bulunması ve gerekirse bu uğurda acı çekmeye hazır olması için bildiri yayınlama yetkisi. [38]
- Cumhuriyet içerisindeki insanların güvenliği ve haklarının korunması için bir güvenlik gücü kurma yetkisi. [39]
- Yabancı ülkeler arasındaki silahlı çatışmalara son vermek için barışçıl yollarla arabuluculuk yapma yetkisi. [40]
- Yabancı ülkelerde zulüm gören mazlum insanlara sığınma hakkı sağlayarak onlara yardım ve/veya destekte bulunmak, veya onların böylesi bir isteği üzerine müzakerelerde bulunabilme yetkisi.[41]
- İhtiyaç halinde olan herhangi bir yabancı ülkenin ve/veya insanın kriz dönemini rahat atlatabilmesi adına insani yardım ve/veya destek sağlama yetkisi. [42]
- Cumhuriyet eğer fiziksel saldırı altında ise, ve/veya kendi güvenliği ve/veya vatandaşlarının güvenliği tespit edilebilir yakın bir tehdit altında ise, savaş ilan etme ve savaş kabinesi düzenleme yetkisi. [43]
- Açık bir saldırı ve/veya işaretleri beliren belirli bir saldırı tehlikesi durumunda, cumhuriyetin, halkın ve topraklarının müdafaası için orduya çağırma yetkisi. [44]
Ulusal Meclis, toplantı işlemlerinin düzenlemesini yapan, Ulusal Meclis üyelerin arasından bir sözcü seçer.
Ulusal Meclis, Cumhuriyetin ve vatandaşlarının mutluluğunu ilgilendiren yürürlükteki yasalar, ödenek ve/veya her türlü meselenin müzakere edilmesi için, en az her doksan günde bir, üç gün süre ile toplanır. Ulusal Meclis, bu toplantının süresini belirli ihtiyaçlara göre kısaltmak veya uzatmak için oy verebilir.
Ulusal Meclis, üyelerinin en az 1/3 çoğunluğu sağlandığı takdirde farklı zamanlarda da, sözcüye bağlı olarak, yıl içerisinde toplantıya çağrılabilir. Toplantı için yapılan bu çağrılar kamuya açık bir şekilde duyurulmalı ve tüm Ulusal Meclis üyelerine yazılı olarak bildirilmelidir.
Savaş ya da tehlike zamanlarında Ulusal Meclis, fiziksel olarak gerçekleştirilen toplantılardan muaf tutulabilir ve karar alımları Meclisin saygın üyelerinin imzalarının toplanması ve Meclis üyelerinin 2/3 oy çoğunluğunu sağlanabilmesi ile yapılır.
MADDE V
Barış Yurdu Cumhuriyeti’nin yürütme yetkileri Ulusal Meclis tarafından atanan bir başbakana kazandırılır. [45]
Başbakan, Ulusal Meclisinin onayına sunulmak üzere kendi bakanlar kurulunun seçimi ile sorumludur.
Başbakan, Ulusal Meclisinin onaylanan politika ve stratejilerini gerçekleştirmekle sorumludur.
Başbakan, şubelerin sorunsuz bir şekilde çalıştığından ve bütçe hazırlığının doğru yapıldığından emin olmak için gerekli düzenlemeleri ve yaptırımları oluşturan tüm hükümet şubelerinin idare ve yönetiminden sorumludur.
Başbakan, kamu hizmetleri ya da cumhuriyet içerisindeki insan hayatının iyileştirilmesi için gerekli olan planlama, bütçeleme ve tüm kamu projeleri ve faaliyetlerinin yerine getirilmesi ve yürütülmesinden sorumludur.
Başbakan, şunları içeren tüm özel sektör projelerinin/ faaliyetlerinin düzenlenmesinden sorumlu olacaktır: imalat, madencilik, enerji, tarım, ticaret, hizmet, inşaat, ulaşım, seyahat, eğitim, sağlık, teknoloji, hayır kurumları ve halk tarafından meşru biçimde talep edilen her türlü aktivite veya düzenlemeler.
Başbakan, yabancı uluslara/devlet adamlarına cumhuriyeti tanıtır ve cumhuriyeti ilgilendiren, Ulusal Meclisin onayı haricinde bağlayıcılığı olmayan müzakerelere/tartışmalara katılır.
Başbakan, belirlenmiş her Ulusal Meclis toplantısı öncesinde kendi faaliyetlerinin ayrıntılı bir raporunu sunar. Başbakan’nın kararlaştırılmış olan Ulusal Meclis toplantılarında bulunma zorunluluğu vardır. Başbakan, Meclis sözcüsünün isteği üzerine, planlanmamış olan oturumlara da katılmalı ve Meclis üyelerini ilgilendiren sorulara cevap vermeli, cumhuriyetin durumu üzerine aydınlatıcı bilgiler sunmalıdır.
MADDE VI
Cumhuriyetin yargı yetkileri bağımsız bir Yüksek Mahkeme ve onun alt mahkemelerine kazandırılır. Yüksek Mahkeme anayasa uyarınca, ulusal ve yerel yasamacılar tarafından geçişi verilen kabul yasaları üzerinde yargısal denetim hakkına sahiptir. [46]
Yüksek Mahkeme, Ulusal Meclis tarafından atanan on iki yargıçtan oluşur. Bu yargıçlar bütünlüğü korudukları, uygun bir şekilde yönetimi yürüttükleri, ve işlerine sürekli katılım gösterebildikleri sürece, görev başında olmaya hak kazanacaklardır. Yüksek Mahkeme hakimlerinin hizmet süreleri, ondokuz yıl içinde yeni bir anayasanın vadesinin dolmasıyla bitecektir. Bir kişi, Yüksek Mahkemeye iki kez atanamaz..
Yüksek Mahkeme, Federal Mahkeme yargıçlarının atanmasından, Başbakan, bakanlar ve/veya herhangi bir Ulusal Meclis üyesine karşı yapılan suçlama saldırılarından ve/veya yasai takibat yönetiminden ve/veya ihanet vakaları yönetiminden sorumludur.
Yüksek Mahkeme, devletler veya devlet ve federal hükümet arasındaki davalarda esas yargı yetkisine sahiptir.
Yüksek Mahkeme, ayrıca, alt mahkemelerin temyiz konularında da son söz sahibi olacaktır.
Yüksek Mahkeme kararları 2/3 veya daha fazla oya dayalı olarak bağlayıcılık kazanır. [47]
Yüksek Mahkeme üyesinin maaşı Meclis üyesinin maaşına eşit olacaktır.
MADDE VII
Bir mahkeme emri ile desteklenen belirli bir suç ile itham edilmiş tüm kişilerin anayasal hakları, Madde III’te belirtildiği gibi geçici bir süre askıya alınıp aşağıdakilerle değiştirilecektir.
Masum kabul edilme Hakkı
Tüm insanlar, suçlu oldukları kanıtlanana kadar masum kabul edilirler. Suçu isbat etme sorumluluğu suçlayan kişiye veya kuruma aittir. Suçlama için sunulan güvenilir kanıtların değerlendirilmesi sonucunda, mahkeme tarafından ileri bir tutuklama kararı verilmediği sürece kişi 24 saatten daha uzun bir süre göz atında tutulamaz. Hiçbir tutuklu fiziksel veya psikolojik işkenceye maruz bırakılamaz, ve/veya küçük düşürülemez, veya fiziksel ve psikolojik baskının herhangi bir formu ile itiraf için bir zorlamada bulunulamaz. Eğer mahkeme, sanığı ileri sürülen suçlamalardan masum bulursa, aynı dava üzerinde başka yasal işlemler yapılamaz veya aynı dava için suçlamalar öne sürülemez.[48]
Hızlı ve Adil Duruşma Hakkı
Bir suç ile itham edilen herkes önyargısız, tesirsiz, veya adaletsizlik oluşturabilecek dış etkenlerden serbest olma ve adil yargılanma hakkına sahiptir. Suçlanan kişinin de gereksiz geçikme olmaksızın hızlı bir şekilde yargılanma hakkı vardır.[49]
Avukat Tutma Hakkı
Bir suç ile itham edilen herkes bir avukat aracılığı ile temsil edilme hakkına sahiptirler. Eğer sanık bir avukat bulmaya veya finanse etmeye güç yetiremiyorsa, sanık için herhangi bir gider oluşturmaksızın bir avukat sağlamak hükümetin sorumluluğundadır. [50]
Yasalar ile Ahlak Kuralları arasında Ayırım
Ahlak dışı olan tüm eylemler yasadışı olmak zorunda olmadığı gibi tüm yasadışı eylemler de ahlakdışı olmak zorunda değildir. Başkalarına zarar veren davranışlar yasa ile yasadışı yapılabilir, ancak topluma zarar vermeyen veya az etkide bulunan davranışlar yasadışı olarak görülmez. Toplum adına hareket eden hükümet vatandaşların, toplumun, ailenin ve çocukların fiziksel/zihinsel sağlığını, insanlık onuru ve bütünlüğünü, uluslararası barış ve ekolojik sistemi korumak için yasalar üretir.
Suça Uygun Ceza
Mahkemeler, yargıçları tarafından karara bağlanan tüm hükümlerin ve cezaların işlenmiş olan suçun doğasına uygun ve orantılı olduğunu garanti altına almakla yükümlüdür. Bu sebeple, aşırı miktarda kefaret belirlenmez, aşırı para cezaları dayatılmaz, acımasız ve gerekçesiz cezalandırmalar da makul görülmez. [51]
Fiziksel Cezalandırma
Fiziksel cezalandırma yasadışıdır; ancak kalıcı yaralanma/yara izlerine veya vücut üzerinde aşırı acıya neden olmaması koşuluyla asli sebebinin toplum önünde teşhir amacı gütmesi durumunda fiziksel ceza tercih edilebilir. [52]
Yüzleşme Hakkı
Bir suç ile itham edilen kişi kendisini suçlayanlarla yüzleşme hakkına sahiptir. [53]
İtiraz Hakkı
Farklı bir yargıcın başkanlığında yürütülen yeni bir duruşmanın talebinde bulunarak, tüm insanların, kendi aleyhlerine buldukları bir mahkeme kararına itiraz etme hakları vardır. Olayların tam bir analizinin yapılmadığı veya her iki duruşmada da adil bir tavrın sergilenmediği inandırıcı delillerle kanıtlanmadıkça itiraz hakkı sadece bir kez gerçekleştirilebilir. Bu şartların sağlanması durumunda konuya Yüksek Mahkeme başkanlık edecek ve kararı tüm diğer hükümlerin yerine geçecektir. [54]
MADDE VIII
Hükümet, doğal kamu kaynaklarından elde edilen ürünlerin yasal satışlarından elde edilen gelirlerle ve hükümetin hizmetleri ve vergilendirmesiyle üretilen hazine ile finanse edilir. Doğal kaynaklar özel kurumlara veya yabancı devletlere satılamaz. Kaynakların işletilmesi için yapılacak ihaleler kamuya açık olmalı ve ondokuz yılı geçmemeli. İhaleler her ondokuz yılda bir tekrar meclisin onayına sunulmalı.
MADDE IX
Barışyurdu hükümetinin tüm şubeleri tam bir şeffaflık ve açıklık ile çalışacaktır. Zabıtlar halka açık olarak kayıt altına alınmalı, ve Ulusal Meclisin tüm toplantıları açık bir seyirci kitlesine ulaştırılmalıdır.[55]
Cumhuriyetin ve/veya vatandaşların genel refahı için güvenlik tehlikesi oluşturduğuna kanaat getirilmiş olan konular, şeffaflık ilkesi için biricik istisnadır. Bu gibi durumlarda, yapılan her çeşit müzakerelerin kayıtları en fazla bir yıl süre ile kamuya gizli tutulur, bu süre on yılı aşmamak koşuluyla sadece Yüksek Mahkeme onayı ile uzatılabilir. [56]
MADDE X
Devlet memurları, kamu çalışanları ve seçilmiş Ulusal Meclis üyeleri, devlete veya Ulusal Meclise hizmet ederlerken başka herhangi bir pozisyona sahip olmayacaklardır.
Tüm devlet memurları, kamu çalışanları, ve seçilmiş Ulusal Meclis üyeleri görevlerine başlamadan önce Cumhuriyet Yemini etmelidirler:
Cumhuriyet Yemini: “Ben [kişinin ismi buraya girer] tüm benliğimle Allah’ın ve bu cumhuriyetin vatandaşlarının önünde, yeteneklerimi en iyi şekilde kullanarak bana verilen [atanılan rolün/görevin adı buraya yazılır] görevimi en iyi şekilde sürdürerek, anayasanın ve cumhuriyetin bütünlüğünü koruyacağıma yemin ederim. Hayatımı cumhuriyetin yasa ve düzenlemelerine göre yaşayacağıma ve en yüksek ahlaki değerleri ayakta tutacağıma yemin ederim. Ben cumhuriyetin yararına çalışmak ve onun vatandaşlarının hayatlarını iyileştirmek için en iyi şekilde çalışacağıma ve sürekli çaba göstereceğime yemin ederim. Hiçbir biçim ve yöntem ile içinde bulunmuş olduğum konum ve yetkilerimi kişisel çıkarlarım uğruna kullanmayacak ve heba etmeyeceğim. Adil ve dürüst olanın ötesinde hiç bir kimsenin, grubun veya tüzel kişiliğin çıkarı için çalışmayacağıma yemin ederim. Her nerede olursam olayım barış, adalet ve eşitlik yasalarını korumak ve kollamak için mücadele vereceğim. Bu yeminim üzerine Allah’ı şahit tutarım, O bana rahmet etsin ve her zaman doğru olanı yapma cesaret ve ferasetini gösterebilmem için bana yol göstersin. [57]
Bu yeminin bozulması yasal işlem başlatma ve/veya görevden alma için esas alınır. Agnostik, ateist veya bir inkarcı Allah/Tanrı kelimesini “vicdanım” veya “vatandaşlık görevlerim” olarak değiştirebilir.
MADDE XI
Ulusal Meclisinin açıkladığı savaş-ilanı dışında, devletin hiç bir şubesi, veya cumhuriyet içerisindeki hiç bir kişi, doğrudan veya dolaylı olarak hiç bir ülkenin veya ulusun komplo ve/veya gizli yahut silahlı operasyonlar yoluyla istikrasızlaştırılması ya da zarar görmesi için finansta bulunamaz, sponsorluk yapamaz ve işbirliği içerisine giremez. [58]
MADDE XII
Devlet sanat, bilim, keşif, teknik alandaki yenilikler, toplum çalışmaları, yardımseverlik ve cumhuriyet kapsamındaki iyi iş etiğini destekler ve teşvik eder. [59]
Rol modeller sayesinde iyi vatandaşlığı yükseltmek için, Meclis, Başbakan ve Meclis liderleri tarafından televizyonda takdim edilmek üzere yıllık ödüller belirleyecektir. Bu ödüller beş vatandaşı ve vatandaş olmayan beş kişiyi aşağıdaki kategorilerin her biri ile birbirinden ayrıt eder ve böylece ödüllendirir: Sanatçılar, Sporcular, Yazarlar, Mavi yakalı işçiler, Eğitimciler, Girişimciler, Özgürlük-savaşçıları, Şahsi yardımseverler, Mucitler, Veliler, Barış-gönüllüleri, Finansal yardımseverler, Kamu çalışanları, Bilim insanları, Öğrenciler ve Gençler. [60]
Hükümet ayrıca, izinsiz çoğaltma ve ihlallere karşı fikir haklarının korunmasını sağlayacaktır. [61]
MADDE XIII
Barışkent, Cumhuriyetin kalıcı başkenti olarak gösterilmelidir. Çoğunluğun kullandığı dil Cumhuriyetin resmi dili olmalıdır. [62]
Barışyurdu'nun bayrağının boyutu doğaya olan saygımızı yansıtmak için altın oranında olacak. Ondokuz hexagonun ortasına siyah bir zemine yerleştirilen insan cenini sırayla şunları temsil ediyor: insanın doğasındaki entelektüel ve ruhi kalite ve insan hayatının önemi; Yaratıcımız tarafından beynimize konulan ondokuz mantık kuralı; hepimizin ortak ve bireysel çıkış noktalarımız olan Büyük Patlama ve analarımızın rahmi. Altıgenler peteği ve arılardan öğrenmemiz gereken çalışma ahlakı, sosyal dayanışma, verimlilik, saldırganlara karşı birlik gibi nice dersleri temsil eder. Gri zemini hikmet ve adaleti, turuncu rengi ise coşku ve iyimserliği sembolize ediyor. Yüzondört yıldız ise evrenimizdeki dengeli elementlerin sayısını, Kuran'daki surelerin sayısını, Allah'ın Sevgiyle Kuşatan sıfatını, ve bizim ilerici değer ve ülkülerimizi yansıtır.
MADDE XIV
Bir kuşak tarafından yazılan anayasa ve yasalar o kuşaktan sonra geçerliliğini yitirir. Her anayasa, bu da dahil olmak üzere, ondokuz yıl içerisinde (veya kırk) geçerliliğini yitirmelidir. Ondokuz yıl içerisinde (veya kırk) değişimi gerekli kılan bu hüküm kaldırılamaz veya değiştirilemez. Vade bitim gününden bir yıl önce, bu anayasa yasalara göre kamunun tartışmasına sunulacak ve bu anayasadaki bir kısım veya tüm maddeleri içeren yeni bir anayasa, Ulusal Meclis üyelerinin ¾ oranında sağladığı çoğunluk tarafından tasdik edilip onaylanmalıdır. Gerekli görülen çoğunluk sağlanamazsa anayasanın geçerlilik süresi otomatik olarak bir ondokuz yıl daha uzatılacaktır.
Yeni Anayasa için yapılacak tartışmaları ve referandumu adil ve özgür bir ortamda gerçekleştirmek ve gerekli makanizmaları oluşturmak için ülkedeki avukatlar ve hakimler arasından kura yoluyla seçilecek 12 kişilik bir hukuk komisyonu yetkiye sahip olacaktır. Bu 12 kişilik hukuk komisyonun seçilmesi işlemini yürütme görevi Dördüncü maddede sözü geçen Gözlemci Komitesinin yetkisi dahilindedir.
Bu Anayasanın geliştirilmesine yönelik değişiklikler, anayasanın mevcut maddeleri doğrultusunda, Ulusal Meclisinin 5/6 ve Yüksek Mahkeme üyelerinin 5/6 destek oylarına dayalı olarak yapılabilir. Tüm değişiklikler, gereğince listelenmeli ve bu anayasanın orijinal metnine ekleme yapılmamalıdır. [63]
Allah bizim güvencemizdir…
[1] Kuran 16:90-91
[2] Kuran 48:10
[3] Kuran 22:78. ( 49:14 ayeti, Yaratıcısının otoritesini kabul ederek O’nunla da barış yapmış olan ve Gerçeğin mesajını kabul eden barış gönüllülerini sıradan barış gönüllülerinden ayırıyor. Kurandaki bu barış gönüllülerine mümin denir, yani, ‘kabul eden kişi’ demektir.)
[4] Kuran 2:62; 2:135-136, 208
[5] Kuran 2:217; 5:07; 9:2; 8:61; 2:208
[6] Kuran 8:72; 16:91,92
[7] Kuran 71:5-9
[8] Kuran 10:99, 18:29, 88:21-22; 2:256
[9] Kuran 49:13; 5:8; 3:195; 4:124; 16:97
[10] Kuran 4:148, 42:39
[11] Kuran 29:56
[12] Kuran 24:27-29, 49:12
[13] Kuran 3:14
[14] Kuran 2:275; 5:90; 3:130;
[15] Kuran 59:7; 2:215
[16] Kuran 30:38, 59:7
[17] Kuran 42:38; 5:12
[18] Kuran 46:15, 49:13
[19] Kuran 2:188
[20] Kuran 58:12-13
[21] Kuran 4:58
[22] Kuran 12:47-49
[23] Kuran 4:59
[24] Kuran 58:11
[25] Kuran 60:10
[26] Kuran 28:27
[27] Kuran 8:41
[28] Kuran 6:152, 7:85
[29] Kuran 9:34
[30] Kuran 2:275, 2:282
[31] Kuran 7:74
[32] Kuran 5:1-2, 30:41
[33] Kuran 17:27-29
[34] Kuran 17:36
[35] Kuran 42:39
[36] Kuran 8:72
[37] Kuran 8:60; 9:36,122
[38] Kuran 9:41
[39] Kuran 22:41
[40] Kuran 49:9-10
[41] Kuran 4:75, 8:72
[42] Kuran 2:177
[43] Kuran 2:190-193
[44] Kuran 8:65, 9:41
[45] Kuran 27:32
[46] Kuran 4:58
[47] Kuran 42:38
[48] Kuran 10:68, 24:11, 49:12
[49] Kuran 4:58
[50] Kuran 26:12-14
[51] Kuran 16:126
[52] Kuran 24:1-18. 5:38; 13:4; 2:166; 6:94; 7:160; 7:167; 9:110; 47:15; 47:22; 21:93; 22:19; 23:53; 12:31; 12:50; 5:33; 7:124; 20:71; 26:49; 13:31
[53] Kuran 49:12
[54] Kuran 21:78-79
[55] Kuran 58:9
[56] Kuran 58:9-10
[57] Kuran 48:10
[58] Kuran 2:11-12, 2:204-205, 38:28
[59] Kuran 27:40, 34:13, 55:33
[60] Kuran 16:90; 2:177, 3:92; 5:2; 57:9; 25:63-6; 31:18; 23:1-11
[61] Kuran 3:188
[62] Kuran 17:9, 5:48
[63] Kuran 11:88
Öncelikle, bir Kur'an mümini olarak,''Daha barışçıl bir Dünya'da yaşamak'' adına giriştiğiniz/kalkıştığınız/çaba sarfettiğiniz bu çalışmanızdan dolayı sizleri tebrik eder ve alnınızdan öperim. Çoğu insanın bırakın böyle bir yola çıkmayı,laf ebeliğinden öteye gidemediği bir konuda, en azından somut verilerle ortaya bir taslak çıkarttığınızdan ötürü de sizi ayrıca kutlarım.
Lakin! Tabi lakinlerde vardır muhakkak!(olmazsa olmaz)
Her Anayasa,kaleme alındığı ülkenin topraklarında yaşayan bireylerin özgürlükleri üzerinde bir şamriyel vazifesi görür! Mesela 1961 anayasası ülke insanına çeşitli özgürlükler getirmişken, 1982 anayasasının nasıl limitçi ve kısıtlayıcı bir anayasa olduğuna hepimiz şahit olmuşuzdur. Bu bizim ülkemizde de böyledir, diğer ülkelerde de! Bknz.örneğin eski adı Birmanya(Burma) yeni adı Myanmar olan ülkede buna örnektir.
Anayasa taslağınızda da belirttiğiniz üzere, zaten hali hazırda olan diğer Anayasalar gibi, vatandaşların güvenliği, yaşam hürriyeti, özgürlükleri devletçe korunmaktadır! Zira bu durum, devletin egemen güçleri tarafından devamlı bir istismara tabi tutulmaktadır! Siz temelini İslam'dan ve Kur'an dan alan GERÇEK bir İSLAM ülkesi yaratmaya çalışıyorsunuz ve bunu takdirle karşılıyorum! Lakin, bu dahi erk sahipleri ve otoriteler için maalesef zaman içerisinde İSTİSMAR'a uğrayabilecek bir konudur!
Yani konunun özü aslında şudur! Devlet canlı bir organizmadır! Çünkü devleti yapan insanlardır! Özünde insan olan bir organizmada da önce istismarlar başgösterir ardından ana çizgiden uzaklaşmalar! Bknz Cumhuriyetimizin ilk yılları ve şimdi!
Bu taslak metninin insani zaafları en aza indireceğinden eminim! Lakin BARIŞ YURDU projesinde saptadığım (birkaç yoruma açık) çekincelerimi sunarak, size nacizane katkılarımı sunmak isterim.
1*Madde III, beşeri otoriteden doğabilecek zaafların istismarına çok açık bir maddedir! Bu madde aracılığı ile insanların hak ve hürriyetleri keyfi olarak engellenebilir! Böylesine hassas bir madde birkaç cümle ile özetlenecek kadar BASİT değildir!
2*Madde IV 7.fırkada belirtilen hususa gelince, ülkesinin gençlerine ve genç beyinlerine söz hakkı ve kendini ifade hakkı tanımayan bir ülke, ülke olamaz!Ve zamanla bozgunculuğa gider!
3*Madde VIII: Kamu kaynaklarının peşkeş çekilmeyeceğinden emin olamayız! Düzenleme yapılmalı!
4*Madde XIV: Kuşakların anayasa yapımında doğabilecek krizleri*manipulasyonları*değişiklikleri denetleyen Devlet üstü bir mekanizma inşa edilemezse, bu maddede istismara gayet açıktır!
Şimdilik saptadığım bunlar. Umarım bu eleştirilerimi dostça kabul etmişsinizdir. Sonuçta kağıt üzerindeki bir taslaktan fikir alışverişinde bulunmaktayız.
Sevgi ve muhabbetle kalın
Eylül 15th, 2011 at 10:52Ali R.Yürür
Ali Yürür kardeşim,
Yapıcı eleştirinizi aldım. Çok teşekkür ederim. İnceledikten sonra hepsini makul gördüm. Gerekli değişikliği yaptım. Lütfen bir daha bakınız ve önerilerinizi eleştirilerinizi tekrar iletiniz.
Sizinle tanışmak isterim.
Edip
Eylül 16th, 2011 at 00:43Rüya görüyor olabilirim ve hatta bana gülenler olabilir ama, insanlık tarihinde yer almış tüm önemli gelişmelerin genellikle alçakgönüllü ve gözlerden ırak olan adamların hayalleri ile başladığını biliyorum.
Eylül 16th, 2011 at 01:41Edip ağabey neden her anayasa 19 veya 40 yıl içerisin de geçerliliğini yitirir [19 - 40] neden
Eylül 16th, 2011 at 01:43Edip Merhaba,
Ellerine sağlık, özellikle XIV. madde çok güzel olmuş.
Mustafa
Eylül 16th, 2011 at 02:14Kur’an Bir şeriat/kanun kitabı değildir. O şeriat’ın kaynağıdır. Kanunlar, yasalar zamanın değişmesiyle değişirler. Hukuk canlı ve dinamik bir hüviyete sahiptir. Dinin akaid, ahlak ve ibadet gibi değişmezleri vardır. Bunun yanında muamelat, munekehat ve ukubat değişir. Mesela Kur’an’daki had cezaları sınır cezalardır. Verilebilecek en ağır, uç cezadır. Bunun berisinde daha hafif ceza vermenin şeriata aykırılığı söz konusu değildir. İslam miras hukukunda kadına verilen erkeğin yarısı kadar miras emri, o döneme has bir hukuktur. Kadına miras namına hiçbir şey verilmeyen bir toplumda Kur’an adeta şunu demektedir; Bugün yarısı, ileride erkek kardeşi ile aynısı. Sonra erkek kardeş rızası ile kızkardeş ile eşit bölüşseler, Kur’an buna hayır, olamaz mı der? Bunları çoğaltabiliriz. İslam yine insanlara bir siyasi yönetim biçimi, ismi bırakmadı. Siz ister krallık, ister demokrasi, ister anayasal monarşi, ister askeri cumhuriyet .vs. hangi yönetim biçimini seçerseniz seçin. O bunun adıyla ilgilenmez. O bu yönetimin niteliklerine bakar. Örneğin; Kanun önünde herkes eşit mi? Hukuk’un üstünlüğü var mı? Temel insan haklarına dayalı adil bir yönetim mi? Din ve vicdan hürriyeti en geniş anlamda uygulanıyor mu? Allah’ın emrettikleri yasaklanmıyorsa, yasakladıkları emredilmiyorsa o devlet meşru bir devlettir. Adına bakılmaz. Nitekim zenciye gülpembe demekle, beyaz olmaz. Kendine İslam devleti ismini veren bir ülke, eğer yukarıdaki temel prensiplere uymuyorsa ‘İslam Devleti/ ya da meşru devlet’ olamaz. Yani insanlar Allah’ın yasa koymadığı alanlarda onların uzantısı yasalar yapabilirler. Onların Kur’an’ın metinlerinden evrensel prensipleri bulurlar. Şârî’nin maksadını tahakkuk ettirmek için, bireyin ve toplumun yararlarını önceler, zararlarını engellemeye çalışırlar, hiç kimsenin ne zarar vermesine, ne de zarar görmesine müsaade etmezler. Burada önemli olan siyasi iktidarlar diktatörlüğe dönüşmeksizin, meşveret ve şura ile halka danışarak ümmetin işlerini düzenlerler. Hiçbir kimsenin veya Ehl-i beyt, Kureyş gibi kabilenin doğuştan bir üstünlüğü yoktur. İktidarlar seçimle gelir ve halka hesap verir. Burada devlet başkanının rab olması; onun kanun benim demesi, hukuk tanımaması, siyasi gücünü hak-hukuk tanımazlığa vardırmasıdır.
Eylül 16th, 2011 at 05:01Gayet güzel, lakin 19 mührünü vurmanız, anayasnızın laik yapısını zedelemiş(!)
İyi de bu anayasayı nasıl yürürlüğe koyacağız. Buna hayatiyet verecek siyasi kadro ve destek nerede?
Selamlarımı kabul buyurun...
Sevgili Edip Bey,
Ben teşekkür ederim. Böylesine güzel bir çalışmayla karşılaşmak beni hem istikbal açısından umutlandırdı, hemde mutlu etti.
Tanışma faslına gelince, Allah'ın izniyle o da olur elbet.
O vakite kadar, kalemlerimize ve düşüncelerimize kuvvet!
Tekrar saygılar/sevgiler
Eylül 16th, 2011 at 10:06Ali Rauf Bey Kardeşim,
Edip Bey'in açılımı benim de her zaman "2012 Anayasası Soyut Anayasa Olmalıdır" başlıklı yazımda dile getirdiğim ölçülerde. En azından teknik olarak. İçerik olarak değerlendirmek için önce değerlendiren kişinin dersini iyi çalışması gerekir.
Ancak bendeniz Anayasa Tekniği açısından, didaktik anayasa devrinin ülkelerde, uluslarda, medeniyetlerde son bulması, gerçek bir oydaşma / konsensüs oluşturacak (ortak) değerlerden süzülen metinler olması, ve bu haliyle zırt pırt değiştirilme gerekliliği doğmaması devletlerin istikrarı, kurumsallaşması açısından önem taşır diye düşünüyorum.
Edip Bey dostumuzun (teknik anlamda) anayasa açılımı, gazetemizin anayasa taslağı önerileri için ışık tutacaktır. Bu konudaki eski yazılarıda benzer kaygıları zaten dile getirmiştim.
Eylül 16th, 2011 at 10:18Sevgili Ahmet Fidan,
Teknik manada bir anayasayı eleştirmek/analiz etmek/yerine yenisini getirmek gibi konularda, bu işin teknokratlar tarafından(ya da daha basit manada anayasa profesörleri-hukukçular vs...) yapılması/işlenmesi/yürürlüğe konması, benim görüşüme göre, bir toplum için gayet zararlıdır!
Bir anayasa halk tarafından yapılır veya halkın oluşuturacağı ve self benliğiyle seçtiği bir zümre tarafından yapılır.Yani işin içine, öğretmeni,bekçisi, çöpçüsü, kodamanı vs...de dahil olmalıdır.
Böylece bu Anayasa geniş kitlelere yayılarak, toplumun kılcal damarlarına nüfuz edebilir.
Ben yukarıda yorumunuzun ilk paragrafına göre kendimi sınadığımda, mevcut bilgilerim ışığında kendimi bu konuda yeterli gördüm. Yine de siz değerli ağabeylerimin bu konu da benden daha yeterli olduğunuza hem fikirim.
Yorumunuzun ikinci paragrafıda zaten benimle aynı fikirde olduğunuzu ispat ediyor.
Ama şunu da açıkça söylemek isterim ki, bu anayasadan önce, üzülerek söylüyorum, Barış Yurdu'nun bir istiklal mücadelesi vermesi gerekir. Zira Dünya Konjonktürü baz alınarak, analitik açıdan sorunlar değerlendirildiğinde, bu mücadele Barış Yurdu için büyük ve hayati önem taşır! Ya yok olur! Ya da sonsuza dek var olur!
Bende diyorum ki, fikirlerimle,görüşlerimle, bu hayati kumara varım! Tartışılması gereken asıl konu tartışılmalı bence!
Sevgiler/Saygılar Ahmet Ağabey...
Eylül 16th, 2011 at 10:33Sevgili Yürür Dostum,
Sana katılıyorum. Zaten ben farklı şey söylemiyorum. Teknik anlamda irdelemek için desine çalışmış olmak, anayasa hukuku profesörü veya hukuk profesörü olmayı gerektirmediği gibi, akademik bir kimliği de gerektirmemekte. Adı üzerinde OYDAŞMA / KONSENSÜS metni. Tıpkı Birleşik Krallığın (İngilterenin) yazılı olmayan anayasası gibi.
Anayasa Taslağımızda zaten bütün yazarlarımızın katkısı olacaktır.
Tabi karıştırılmasın. Edip Bey dostumuzun metni şahsına ait bir metin olup bize ÖNEMLİ ÖLÇÜDE ışık tutacaktır. En azından tarz olarak.
Eylül 16th, 2011 at 10:38Sevgi ve saygılarımla.
Edip bey elinize sağlık sizi canı gönülden tebrik ediyorum. BARIŞ YURDU GÖNÜLLÜLERİNE SELAM OLSUN.
Eylül 16th, 2011 at 12:07bir doktora görün inad etme...
Eylül 16th, 2011 at 12:33başbakan veya başkan yerinede reyiz denilsin.
Eylül 16th, 2011 at 16:01Ölü haklarından haber var mı?
Eylül 17th, 2011 at 19:12herkesten kazandığı oranda değil kullandığı oranda vergi alınsın
Eylül 17th, 2011 at 19:18Ahmet,
Sizin yeni ayasa tartışmalarına aktif olarak katıldığınızı öğrenmek beni sevindirdi.
Bu konuyu seninle telefonla konuşmak isterim. Lütfen telefon numaranı email adresime gönder. Senin için en uygun saatlerle birlikte.
Selam,
Eylül 19th, 2011 at 07:55Edip
Tabi ki değerli dost,
Eylül 19th, 2011 at 08:49İletişim bilgilerim, http://www.ahmetfidan.com kişisel resmi web sitemin iletişim menüsünde bulunmaktadır.
Sevgi, saygı, sinerji vedahi selam ile.