content Güney Marmara Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni
15 Ağu

Banvit… Sözen… Spor… VS…

Spor denince her nedense ya futbol anlıyoruz, ya da basketbol... Diğer spor branşları, bize her nedense yabancı...
Zaten, spor dallarında ne kadar başarılı olduğumuz son Çin olimpiyatları ile birlikte doruğa tırmandı ya!..
70 milyonluk Türkiye olimpiyatlara 68 kişi ile katılırken, 11 milyonluk Yunanistan ise 160 kişilik bir sporcu kafilesi ile katılıyor.

Artık böylesine bir durumdan utanmalı mıyız, gülmeli miyiz, kararını siz verin...
Her fırsatta sidik yarıştırdığımız komşumuz ile her nedense olimpiyatlara katılma konusunda çok geri kalmışız da haberimiz yok...
Malum, olimpiyatlar sadece bir tek dalın değil onlarca spor dalının yarışıldığı bir arena... Çin olimpiyatlarında da 28 dalda dünya ülkelerinin sporcuları yarışacak.
Biz de ata sporumuz olan güreş başta olmak üzere sadece birkaç dalda şansımızı deneyeceğiz.

Öte yanda, ülkemizde spor yapmak, spor ile uğraşmak, herhangi bir spor dalında faaliyet göstermek, her nedense hâlâ lüks bir uğraş olarak görülüyor.
Okullarımızda ne kadar spor ağırlıklı bir etkinlik gerçekleştirildiği zaten ortada.
Belediyelerin ise spora katkıları, ancak futbol takımlarına parasal destek verip, karşılığında adlarını kulüp önlerine işletmekten öteye gitmiyor.
Semt sahaları ne yazık ki ülkemizde işlerliğini sağlayamayan bir spor eksikliği olarak 21. yüzyılda bile dikkat çekiyor.

Sadece birkaç büyük kulübün kendi alt yapılarında yetiştirmek için zaman zaman seçme düzenlemeleri ve buraya katılabilenler arasında yetenekli çocukları keşfedip, karın tokluğuna bu çocukları spora yönlendirmekten öteye geçemedi. Eh bazen de yine ilçe spor müdürlüklerinin ve kimi belediyelerin düzenlediği birkaç haftalık yaz spor okulları da sayarsanız, ülkemizdeki toplam spor etkinliklerinin çok fazla olmadığını da görürsünüz.

Ne yazık ki, spor etkinlikleri ülkemizde milli bir girişim olarak görülmediği için, parti propagandalarına bile “gençler spora yönlendirilecektir” gibi ne anlama geldiği bile anlaşılamayan daracık bir cümle ile geçiştirilir.
Sanırsınız ki, gençleri toplayıp spor yaptıracakları yerde, onları spor karşılaşmalarını izlemeye götürecekler!..
İşte, devletin spora bakış açısı böyle olurken, ülkemizde gittikçe gelişen özel sektörün spora yaklaşımı ise her geçen gün giderek artıyor. Bunun doğal sonucu olarak da, özel sektörde gelişme gösteren sportif faaliyetler, katkı sağlanan spor branşında gelişmeyi ve uluslararası boyutlarda ise başarıyı da beraberinde getiriyor.
Ülkemizde, Eczacıbaşı, Tofaş ve Renault ile başlayan özel sektörün spor alanlarına girmesi, daha sonra bu alanlarda elde edilen başarılar karşılığında diğer özel sektör temsilcilerine de örnek olurken, bugün bir hayli kuruluş, sporun içerisinde yer almaya başladı.

Bölgemizde de hepimizin bildiği gibi bir Banvit gerçeği var. Basketbola verdiği destek ile bugün Bandırma’nın adını, sadece Türkiye genelinde değil, artık Avrupa ve dünya genelinde duyuran bir kurum olurken, yine bölgemize gelen uluslararası arenada isim sahibi basket takımlarını izleme şansını da yakalamamız, gerçekten çok büyük bir nimet.
Basketbolün başta Bandırma olmak üzere Güney Marmara’da sevilmesine de çok büyük katkısı olduğu bilinen Banvit, bu sevgiyi aynı zamanda bölge insanının katkısına dönüştürmek için alt yapı çalışmalarına da çok büyük ağırlık veriyor.

Bandırma’da oluşturduğu basketbol sahası ile sokak basketbolu olayını başlatan, bunun ardından Gönen ve Erdek’te de aynı etkinlikleri gerçekleştiren Banvit, yine bu ilçelerde de birbirinden güzel sahalara yatırım yaparak, o ilçenin gençlerine hediye etmesi, gerçekten takdir edilecek bir kurumsal davranış olarak öne çıkıyor.

Önceki gün de Erdek’te, birçok genci imrendirecek bir basketbol sahasının açılışını, başta Balıkesir Valisi olmak üzere, basketbolün en tepe noktasındaki kişiye açtıran Banvit, bu yatırımlarının devam edeceğinin de mesajını veriyor.

Bu arada Erdek Belediye Başkanı Hüseyin Sarı’nın yaptığı konuşmada, bir tesbiti çok dikkat çekiyor... Diyor ki Sarı; "Bazı zenginler vardır, kamuya biraz hizmet verdiği zaman ne kazanacağını düşünen. Ama gerçekten bir Banvit var ki, bu bölgedeki gençlere ve spor yapmak isteyen herkese, bunun yanı sıra yerel yönetimlere hiçbir karşılık beklemeden hizmet ediyor. Banvit ailesinin kapısını kamu yararı için ne zaman çalsam hiçbir şey talep etmeden bölgeye sahip çıktılar. Böyle büyük ve profesyonel firmaların daha da artmasını istiyoruz."
Evet, burası çok önemli işte... Karşılıksız destek.

Yıllar yılı devletin yapması gerekeni özel sektör olarak üstlenen Banvit, birkaç yıl sonra belki de sadece yine Güney Marmara’dan çıkan basketbolcular ile liglerdeki mücadelesini sürdürecek.

Öte yandan bakıyorsunuz, devletin gençleri uyuşturucudan, kumardan, ya da benzeri belalardan kurtarmak için spora ağırlık vererek, hem sağlıklı bir bedene, hem de sağlıklı bir kafa yapısına sahip olmasına yönelik girişimlerde bulunacağına, aksine Prof. Dr. Edibe Sözen gibi sosyoloji uzmanları aracılığı ile küçük yaşlarda, o da azınlıkları dini ibadetlere yönlendirmesi, kafalarda bazı soru işaretlerinin de uyanmasına yol açıyor.
Sporun başlangıcını bugün 4-5 yaş seviyesine çeken dünya ülkeleri, uzun uğraşlar sonucunda dünyada her türlü spor karşılaşmalarında başarıyı yakalamaya başlarken, bizlerin bu yaşlarda dini eğitime yönlendirmeye çalışması da, zaman zaman “İran mı oluyoruz?” korkusunun da canlanmasına yol açıyor...
İbadet mutlaka olmalı ama spor ne yazık ki sadece belli bir dönemde oluyor. Keşke, devlet de Banvit’i örnek alsa... Ne iyi olurdu... Ama nerede!!!.

Etiketler : , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank