Banvit Keseri Kendine Yontuyor!
Dünya Gazetesinden Tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım, Hürriyet Gazetesinden Vahap Munyar’ın Banvit Yönetim Kurulu Sayın Ömer Günerer ile yaptıkları röportajları okuduk.
Sayın Ömer Günerer’in büyükbaş hayvancılığımızla ilgili ileri sürdüğü reçete ülke hayvancılığımızın nasıl kurtarılacağının değil Banvit’in büyük baş besicilikten nasıl yüksek kazanç sağlayacağının çözüm önerileridir. Banvitin çözüm önerileri Çiğ Süt-Damızlık Sığır Yetiştiricilerinin (800 bin kişi) üretim, kazanç sağlama menfaatleri ile tamamen çelişmektedir. Banvit ve Banvit gibi büyük besi işletmeleri temsilcilerinin zaman zaman basına akseden çözüm önerileri ülke hayvancılığını kurtarma değil kendi faaliyetlerinin global sermaye ile rekabete açılmasından kaynaklanmaktadır. Biz de ülke hayvancılığımızın global rekabete açılmasından yana değiliz. Global sermayenin kesilmiş et, kasaplık canlı hayvanlarıyla rekabetine açılması hem bizi hem banvit ve onbir firmayı tedirgin ederken, buzağı ithalatının da açılmasını banvit’in önermesi keseri kendine yontmasıdır. Kesilimiş et, kasaplık canlı hayvan ithalatınnın hayvancılığımıza darbe olarak nitelenirken buzağı ithalatının önerilmesi ve kabul edilecek olması da hayvancılığa darbedir.
Tarım Bakan’ı Sayın Mehdi Eker’in Spekülatörlükle suçlanmış on bir firmanın spekülatörlük yapabildiklerine inanmıyorum. Bunların spekülasyon ile et fiyatlarını yükseltebilecekleri mümkün olmamakla beraber, 2008 yılında çiğ süt fiyatlarının sanayicilerce dibe vurdurulup 600 TL olan buzağı fiyatlarının 350-400 TL inmesi, süt ineklerinin kasaba gönderilmesi karşısında suskun kalıp çiğ süt üreticilerinin besleyemedikleri buzağıları mal bulmuş mağrip gibi celeplere, cambazlara toplattıklarını da biliyoruz. Yine Banvit ve besicilikte dev diğer on bir firmanın 2008 yılında çiğ süt üreticilerinin ‘’sarı kız hakkını helal etmiyor ‘’ mitinglerinde sessiz kaldıklarını da biz çok iyi hatırlıyoruz. Büyük besiciler için ucuz hammadde (buzağı) yi artık çiğ süt-damızlık üreticisi celeplere satmıyor ve kendisi besliyor, artık doğan buzağı çiğ süt-damızlık üreticisine kazanç sağlıyor, celeplerin kucağına düşmüyor! İlanların, röportajların sebebi budur.
Bir süt ineğini Veteriner’e spermalama ile hamile bıraktırmak, o buzağıyı annesinin karnında 9 ayı geçen sürede beslettirmek zordur ve bu zorluğu zahmeti çeken Gerçek Üreticilerdir. Banvit ve on bir büyük besici firma ise buzağı doğduktan sonra satın alıp besleyen Fason Üreticilerdir.
Geçtiğimiz yıllarda Çiğ süt-damızlık üreticisinin, ürettiği çiğ süt olması gereken fiyatlarda süt sanayicilerince satın alınıyor olabilse idi kendi doğurttuğu buzağılar işletmede canlı besi ağırlığına kadar beslenebilir ve banvit gibi on bir besi işletmelerine fason iş kalmazdı. Şimdiler de Çiğ süt-damızlık üreticilerinin elinde yeni doğmuş buzağıların para etmesi banvit ve onbir besi firmasının işine gelmemektedir.
Ülkemizde büyük sermayenin çiğ süt-damızlık üretimi değil de niçin besi işine girdikleri bizim meçhulümüz değildir. Büyük sermaye çiğ süt-damızlık yatırımına giremez, girmez. 7,5 trilyonluk 0 (sıfır) faiz ile hasbel kader çiğ süt-damızlık üretimine giren acemi yeni yatırımcıların feryadını ilanlar ile değil küçük puntolarla ileriki zamanlarda duyabileceğiz. 2007-2008 yıllarında Çiğ süt alım fiyatlarının süt sanayicilerince düşürülmesi ve dolayısı ile buzağı fiyatlarının da düşmüş olması ile kazancına kazanç katlayan banvit ve on bir firmanın artan buzağı fiyatlarından şimdi şikayetçi , 2008 yılında çiğ süt fiyatlarını indiren süt sanayicilerinden bu güne kadar şikayetçi olmamalarının sebeblerini kamuoyunun takdirine sunuyoruz. Ülkenin süt inekleri kasaba, buzağılar da haraç mezet fiyatlardan banvit ve on bir firmanın padoklarına girerken banvit ve büyük besici on bir firmanın ‘’ hayvancılığımız nereye gidiyor’’ ilanını veya demecini, roportajını medyada göremedik. Şimdi bizim canımız çiğ süt fiyatlarından yanıyor, büyük besicilerin ise önüne ucuz buzağı gelmemesinden yanıyor. Biz sefaletin, geçimin kavgasını verirken, büyük
besicilerimiz azaltılan kazançlarının kavgasını ilanlara, röportajlar ile kamuoyuna taşıyabiliyor. Bizim feryadımız değil parası olanın sesi daha iyi duyuruluyor!
Büyük Besi işletmeleri sahipleri 17 bin-20 bin kapasiteler ile övünmekteler. Hodri meydan diyoruz: buyrun kapasitenizin yarısı olan 8-9 bin süt ineği sayısında bir çiğ süt-damızlık işletmesi kurun da boyunuzun ölçüsünü süt sanayicileri alsınlar, veya Dünya’nın kaç bucak olduğunu size süt sanayicileri göstersinler!
Biz asla sermaye düşmanı değiliz. Büyük sermayenin şikayetlerini korkmadan ilan verecek güçlerini ceplerindeki paradan aldıklarını biliyoruz. Sıkıştıklarında fabrikalarını satıp iş değiştirme imkanlarının da olduğunu biliyoruz. Ama Türk Köylüsü bizlerin işimizi değiştirme imkanımız yok!
Bu ülkede buzağıyı annesinin karnında besleyen ve doğurtan 800 bin kişinin işletmelerini sattıklarında gidecekleri yer şehirlerde ‘’ banvitlerin ‘’ asgari ücretli işçileri olacaklardır. O da açık kontenjan var ise!
Şimdi Banvit’in temsilcisi Sayın Ömer Günerer’in Dünya Gazetesi Yazarı Sayın Ali Ekber Yıldırım’la ropörtajından alıp siyahlaştırdığımız kısımlardaki öneri ve değerlendirmelerini tek tek ele alalım:
‘’ Kırmızı ette bir geleneksel yapı var. Yetiştirici 200-300 kiloluk buzağıyı alıp kendi damında besliyor 400-500 kiloya ulaşınca celep alıp kesiyor ve pazara sunuyor. Bizim sistemimiz daha farklı. Biz 60-70 kilo iken alıyoruz 12 ay besledikten sonra kesiyoruz. ‘’
Kırmızı ette geleneksel yapıda kesilen erkek danaların canlı kilo ağırlıkları 400-500 kiloya ulaşması ile yaşlarınının 18 ayı geçmiş olması söz konusudur. Bu beslenme şekli hayvanın kilo alması ile yaşının ilerlemesi arasında bir doğru orantı ve doğallık söz konusudur.
Sayın Ömer Günerer’in ‘’ Biz 60-70 kilo iken (buzağı)alıyoruz 12 ay besledikten sonra kesiyoruz’’ demecindeki gerçek ise hayvanın 60-70 kilo ağırlığında olması onun bir aylık buzağı olmasıdır ve 13. Ayında kesime gelmesidir. Sayın Ömer Günerer 13. Ayında kestikleri erkek dananın ulaştırdıkları canlı ağırlıkları demecinde belirtmemiş ama geleneksel besideki canlı ağırlık rakamlarının fevkaladenin fevkinde bir ağırlığa ulaştırdıklarına inanmaktayız. Bu canlı ağırlık rakamı 600 kğ.dır.
Geleneksel beslenmede 600 kğ canlı ağırlığa 13. Ayda ulaşılması mümkün değildir. Endüstriyel işletmelerde erkek buzağılar bir aylık iken 13. Ayına ulaşana kadar padoğunda hiç kıpırdatılmadan, ilk iki ayında buzağı maması (süt tozu)ile beslenme sonraki aylarda ise hiç yeşil ot ve gökyüzünü görmeksizin kesif yem ile endüstriyel metodlar ile büyütme şeklidir. Bu büyütme şekli yaş ve kilo alımında yanlış orantı ve doğallık söz konusu değildir. Böyle suni büyütmelerde 13. Ayda kesime getirilen hayvanların karkasları içinde göz ile görünüp ayırt edilebilinen en az 30-40 kğ iç yağ vardır! Sayın Ömer Güvener 12. Ayda kesime getirilebildiklerini ekonomik bulsa da Organik ürüne yönelen çağımızda Organik Ürün Tüketecilerinin takdirine bırakıyorum.
Aynı endüstriyel metodlar ile erkek değilde dişi buzağılar bu şekilde beslenseler hamile kalmaları veya doğum yapmaları çok güç olurdu!
‘’ İşletmemizden kestiğimiz hayvan kadar yerine yenisini koymaya çalışıyoruz. Fakat hayvan yok.’’
Banvit’in temsilcisi Sayın Ömer Günerer’in ‘’ fakat hayvan yok’’ cümlesinde demek istediği ‘’ buzağısını doğar doğmaz satan yok’’ olarak algılıyoruz ve gerçek şudur: Banvit’in temsilcisi Sayın Ömer Günerer 2008 yılında yeni
doğmuş buzağılarını banvit ve onbir firmaya buzağı sağlayan celeplerine, cambazlarına 350 TL’den satılan ortamın özlemini çekmektedir.
İktidarın hayvancılık Politikalarını eleştirmede banvit ve on bir firma ile asla aynı parelel de değiliz. Aslında Banvit ülkemizin hayvancılık politikalarını eleştiren ilanlar vereceğine süt sanayicilerine bir ricada bulunup ‘’ Şu çiğ süt fiyatlarını 75 kuruştan 40 kuruşa indiriniz ‘’ dese ve süt sanayicileri bunu uygulamaya başladıklarının birinci ayında Buzağılar yine 2008 yılındaki gibi 350 TL’lere iner!!! Böylece büyük besicilere gün doğar!
''Biz bu işe girdiğimizde 2007'de buzağıyı 400 liradan alıyorduk.Şimdi 1200 liradan alıyoruz. İngiltere'de buzağı 80 Avro, Belçika'da 110 Avro. Biz diyoruzki damızlık birlikleri, besiciler, kamu kesimi bir araya gelelim öncelikle buzağı fiyatını bir yerde tutalım. Türkiye'nin ne kadar damızlığa ihtiyacı varsa ona karar verilsin, damızlık ithalatı bu plan çerçevesinde yapılsın. Ne kadar besi materyaline ihtiyaç var, bu da belirlensin ve ona göre ithalat yapılsın. Ama kesinlikle kesilmiş et ve kasaplık hayvan ithalatı yapılmasın. Çünkü kesilmiş et ve kasaplık hayvan ithalatı yerli besiciliği bitirir.''
2007 yılında celepler ve cambazlar bizden 300-350 TL’den satın aldıkları buzağıları banvit ve on bir büyük besici firmalara 400 TL’lerden satıyorlardı. Kıyma’nın kilosu 10 TL, Çiğ Sütün satın alış fiyatı 39 kuruş idi. Ekonomik besisini tamamlamış erkek dana canlı ağırlık fiyatı ise 5 TL idi. Şimdi ise canlı ağırlık ekonomik besi ağırlığını tamamlamış erkek dananın canlı ağırlık fiyatı 8,5 TL’dir. 2007 yılında kesif yem ise kilogramı 50 kuruş idi. 2007 yılında 400 TL’ den satın aldığınız erkek buzağıların 1200 TL’ye çıktığından şikayetçidir! Şimdi önce buzağının fiyatı 1200 TL’derken hangi ağırlıktaki buzağının olduğunu açıklanmamış ama bir önceki parağraftaki açıklamasında 60-70 kğ’lık buzağılar kasdediliyor ise 60-70 kğ ağırlığındaki buzağıları 1200 TL’den satın alarak 12 ay besleyip satınca kazanç sağlanıyormu sağlanmıyor mu şimdi inceleyelim:
12 ay beslenme süresi*30 gün*10 kğ günlük yem*0,6 TL yem kilo fiyatı= 2160 TL-harcamalar
Buzağı fiyatı 1200 TL+ 2160 TL harcamalar= 3360 TL (beslenme giderleri ve satın alma bedeli toplamı)
Satış fiyatı: 600 kğ canlı ağırlık*8,5 TL canlı ağırlık kilo fiyatı= 5100 TL’dir.
5100 TL den 3360 TL’yi çıkartıığımızda 1740 TL brüt kazanç gözükür.İşçilik, elektirik su mu dediniz? Onu da hesaplayalım.
200 besi hayvanına 1 kişi işçi tahsis edelim: asgari ücretten sigorta vs. dahil 1100 TL diyelim.
200 hayvanx 1740 tl bürüt kazanç= 348.000 TL- 1100 TL işçilik = 346.900 TL’dir bu rakamı tekrar 200 hayvan sayısına böldüğümüzde 1734,5 Tl bir hayvanın bürüt kazancıdır. Elektrik ve su içinde 2 tl düşün, haydi desinler ki işçi 1100 değilde 2200 TL' ye mal olduğunu iddia etsinler 34,5 TL küsüratı atalım, Hayvan başına 1700 TL Kazanç sağladıkları halde gazetelere ilan verebilmektedirler! Niçin
Buzağıyı 1200 TL’den satın alsalar, 12 ayda her erkek dana başına 1700 TL kazanç sağladıkları halde ‘’ Buzağı ithal edelim ‘’ teklifini yapabilmektedirler. Amortisman giderleri ne olacak mı dediler? Kuruluşu dört yılı geçen işletmeler de amortisman hesabı yapılmaz. Finans gideri mi dediniz, o da devede kulak kalır!
10 bin hayvan sayısını 1700 Tl ile çarptığınızda 17 milyon TL kazanç söz konusudur. Bu miktardaki kazanç yetmiyor olmalı ki gözler çiğ süt-damızlık sığır üreticilerinin süt ineklerinin ana rahmine koydurdukları spermalardan doğacak buzağılarının kazancına göz dikilmektedir. Buzağıların iç piyasa da 1200 TL etmesi ve bu fiyattan satın almaları büyük besiciler için sürdürülebilir kazanç iken bu şikayet, ilanlar, ropörtajlar kazancın azalmasından dolayıdır. Azalan kazancı tekrar eski seviyesine gelmesi için buzağı ithalatının önerilmesi hayvancılığımızın değil büyük besicilerimizin hayrınadır.
Büyük besiciler; İngiltere'de buzağı 80 Avro (160 TL) , Belçika'da 110 Avro(220 TL). dir diyor ve ve oralarda hayvancılığın, besiciliğin kazancı çok diyorsanız Lütfen Belçika’ya, İngiltere’ye sermayenizi taşıyıp oralarda besicilik yapın. Örnek gösterdiğiniz oralarda bu kazancı da bulamazsınız!
Ülke hayvancılığına gölge etmeyin başka ihsan istemiyoruz.
Biz gazeteci, Tarım yazarı değil Çiğ Süt-Damızlık Üreticisiyiz. Bize söylenenleri , anlatılanları değil bildiklerimizi, yaşadıklarımızı yazıyoruz! Büyük besiciler ile röportaj yapacak müstakbel yazarlarımız bir daha ki seferinde 1200 TL’den satın alınan buzağılar ile besicilikten zarar edip etmediklerini büyük besicilere sorarak kamuoyunu daha iyi aydınlatmaya katkıda bulunmalı, hayvancılığımıza bir iyilik etmelidirler!
Kasaplık canlı hayvan,kesilmiş taze ve dondurulmuş et, besilik canlı hayvan ithalatı derhal durdurulmalı banvit ve onbir firmanın ‘’ buzağı ithalatı da yapılmalı’’ görüşlerine itibar edilmemelidir. Çiğ süt-damızlık üreticisinin yem sanayicilerine borcunu azıcık kapatan çiğ süt fiyatları değil şimdilerde buzağıların satış bedelleridir.
Kasap et derdinde koyun can derdindedir. Çiğ süt fiyatlarının düşük tutulmasından 800 bin kişi can çekişmektedir.
Biz üretici olarak can derdindeyiz. Can’lar hem buzağılarımız hem süt ineklerimiz hem de kendi can’larımızdır. Bu canların toplamı ülke hayvancılığımızdır, hayvancılık sektöründe uğraşanların ayakta kalmasıdır.
Sayın Ali Ekber Yıldırım röportajın sonunda spekülatörlükle suçlanan Banvit'in Yönetim Kurulu başkanı Ömer Görener, cesaretle et ve kasaplık hayvan ithalatına karşı çıkıyor. İthalatın belli sınırlar içerisinde ve ülke ihtiyaçlarını gözeterek, yerli üretime zarar vermeden yapılmasını istiyor.
Bu değerlendirme için biz de diyoruz ki;
Spekülatörlükle suçlanan Banvit'in Yönetim Kurulu başkanı Ömer Görener, cesaretle et ve kasaplık hayvan ithalatına karşı çıkıyor.iken buzağı ithalatı yapılmasını istemesi, yerli üretime zarar verecek, fason üretim yapan kendilerinin kazançlarına kazanç katmak istemektedir diyoruz. Hayvancılık canlı üretim demektir. Buzağı ithal edip besleyip onu kesime satmak demek fason üretim demektir. Fason üretim için buzağı ithalatını savunmak hayvancılığımıza darbedir.
Sayın Görener, Biz diyoruzki damızlık birlikleri, besiciler, kamu kesimi bir araya gelelim öncelikle buzağı fiyatını bir yerde tutalım. diyor.
Sayın Ömer Görener buzağı fiyatının sabit tutulacak değerini açıklamamış. Röportajı yapan Sayın Ali Ekber Yıldırım Beyefendi de sormamış. Aslında Sayın Ömer Görener, Damızlık Birlikleri, besiciler, kamu kesimi ile değil çiğ süt alım fiyatlarına yön veren ve hayvancılığımızı yöneten,yerlerde süründürten Ambalajlı süt sanayicileri ile bir araya gelerek buzağı fiyatlarının nasıl ‘’ bir yerde tutulacağı’’ na karar verebilirler. Hayvancılığımızı, damızlık birlikleri, besiciler, kamu kesimi değil tüm bunları Ambalajlı Süt Sanayicileri yönetiyor. Banvit Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Ömer Görener doğru adrese yönelmelidir.
Çiftçi-Çiğ Süt Üreticisi
Ben size katılmıyorum Çapar Bey,
Yazınızda siz de her şeyi kendinize yontmuşsunuz. Biraz daha objektif bir yazı beklerdim.
Saygılar...
Aralık 19th, 2010 at 14:48Ben size yerden göğe kadar bu ve buna benzer yazılarınızda tüm kalbimle katılıyorum Çapar Bey...yazıyı açıklamaya gerek yok hayvancılık adına az biraz piyasa hakkında bilgisi olan size hak verecektir...Sayın Candaş a soruyorum Çapar Bey burda yüzbinlerce üreticiyi temsil eden aktif bir önder dir diğer yanda adı geçen kuruluş sadece bir aileyi temsil etmektedir keser in yönü sizce hangi yönde olmalıdır?...
S.Emre TÜYSÜZ
Ziraat Mühendisi(zooteknist)
emretysz@gmail.com
TEL;0539 604 42 48
Aralık 19th, 2010 at 16:23Tüm konularda olduğu gibi bu konuda da olayı dar çerçevede ele almak, doğruyu bulmamıza engeldir. Kısa vadede karlı çıksa bile bu tür yanlı yorumlar sonunda yorum sahipleri kendileri ile çelişir ve piyasa kurallarına uygun olmadığı için sonu kendilerine de yaramaz.
Tarım ürünleri için ;
Aralık 19th, 2010 at 16:47ithalat sadece çok gerekiyorsa , teknoloji ve damızlık bazında kalmalıdır . Bu bile kırk kere düşünülerek kısa ve uzun vadeli kar ve zararlartı göz önünde bulundurularak yapılmalı . Ve bu ithalatlar piyasa fiatlarını ayarı için kullanılmamalı . Üreticinin maliyetlerini düşürecek ve verimliliğini artırmaya yönelik olmalı .
En doğrusu ise , mevcut ırklarımızı , yerli yemlerle ,ucuz girdi temini ile uygun kredi ile ihya etmeye yönelik olmalı .
üreticinin ürününü en yüksek fiattan satarken , tüketiciye de dünya fiatlarına uygun ürün sunulabilmeli. Bu ince ayarı yapabilmek çok da zor değildir .Yeterki yapmak istensin .
Sayın Cihan Candaş,
Aralık 19th, 2010 at 18:37Merhaba
Yazar’ın yazdığı yazının özü: Buzağı ithalatı yapılmamalıdır.
Banvit’in görüşü buzağı ithalatı yapılmalıdır.
Sizin görüşünüz nedir; Buzağı ithal edilmeli mi, edilmemeli mi ?
Pelin Pampal
Saman 7,5 tl,yonca 0,5 tl,silaj 0,220 tl,elektrik tarımsal değil,mazot zaten belli,süt maliyetine satılıyor,buzağıyı hibe mi edelim,devlet desteği 1,5 yılda bir gelir,destek hayvan başına çevrilmiş
Aralık 21st, 2010 at 13:577 ton süt verenle 2 ton süt veren aynı desteği alıyor,yeni mezun veteriner maaşları 5000 tl oldu
ilaç,ekipman,yem pahalı ve yazılanlara birileri katılmıyor..GÜNEŞ BALÇIKLA SIVANIRMI?
Cihan Candaş olsa olsa ASÜD üyesidir Hilali ahmere çalışan süt üreticisi olacak değil ya...
sayın çapar kanat
Aralık 21st, 2010 at 16:57diğer onbir firmanın ismini yazmamışsınız?
selâmlar.
Reşat Bey ...
Yeni mezun veteriner maaaşı kim 5000 tl veriyor ...çok samimiyim buraya yada bana özelden mesaj atarsanız...istanbul,izmir ve kahramanmaraş ta 3 tane veteriner arkadaşım var...hemen işe başlasınlar...
Aralık 21st, 2010 at 19:40Sayın Emre TÜYSÜZ
e-mailinizi gönderin bilgi vereyim Temel bir maaş
Aralık 21st, 2010 at 20:20araç tahsisi ve tohumlama başına primler ile
5000 tl ye geliyor.
Zaten tohumlama sertifikası olan bir vet hekimin
bir süt sığırı işletmesinde sözleşmeli çalışması için asgari tutar 2300 tl daha düşük ücretle çalıştırmak kanuni değil..
İyi günler.
Sayın Reşat...
Bu konu burda tartışma konusu olmasın fakat ben sizin bu fiyat tutarınıza katılmadığımı ve çoğu kez bazı rakamların internet ortamında 'rast gele ' söylenmesinden dolayı rahatsızlığımı dile getirmek istedim...sizin de belirttiğiniz gibi 'araç tahisis^' bu veterinerin cebine giren net para değildir...bu bir veterinerin işletmeye olan maliyetidir...kaç tane yeni mezun yada toy veteriner arkadaşımız ..gerçek maaşı üzerinden sigortalanıyor ve işe başlatılıyor buda ayrı bir konu konumuz bu değil...
Aralık 21st, 2010 at 21:43