Bandırma Yatırım Cenneti Oluyor
Aradan geçen iki aydan sonra, büyük bir özlemle gittiğimiz Bandırma Belediye Meclisi salonuna adım atar atmaz, büyük bir şok yaşadığımı itiraf etmeliyim.
İşimin geç bitmesi nedeniyle, toplantının başlamasından yaklaşık 10 dakika sonra ancak Meclis salonuna girdim. Allah Allah!.. Divan kürsüsünde 3, konuşma kürsüsünde bir mikrofon duruyor ve salonun içinden de o sırada konuşma yapan Belediye Başkanı Recep Eraydın’ın gümbür gümbür sesi duyuluyordu. İletişim çağında, Bandırma Belediye Meclisi salonunda müthiş bir gelişme yaşanıyordu.
Kimilerine garip gelebilir. Salona bir ses tesisatı yaptırılması için taa Durgut Ergin zamanında başlayan yazılarımız, en yoğun şekilde Halil Ünlü döneminde oldu. Çünkü, Sayın Ünlü sadece en ön sıradakilerin zor da olsa duyabileceği bir ses tonuyla konuştuğu için, arkada bulunanların ne söylediğini duyma imkanı bulunmuyordu. Defalarca salona bir ses tesisatının kurulması önerisinde bulunduk. Bu önerimizi Cemal Öztaylan’ın belediye başkanlığı döneminde de sürdürdük. Fakat olmadı olmadı.
Trilyonluk yatırım yapan Bandırma Belediyesi, 2-3 milyarlık bir yatırımı yapamıyordu. Ya da yapmak istemiyordu. İşte, salonda böylesine gümbür gümbür bir ses tesisatını görünce, yeni Başkan Recep Eraydın’a içimizden koskoca bir “helal olsun başkan” demek geçti.
Hani, ırmakları geçip de sığ bir derede boğulmak vardı ya, en azından böylesine bir boğulmaktan kurtardı belediyeyi. Üstelik de topu topu 1 saatlik bir süreçte kurulmuş. Kendisi söyledi.
Her zaman yaptığımız gibi, salona girdiğimizde kim gelmiş kim gelmemiş kontrolünü yaparken, bir anlamda belediye meclisinin müzmin devamsızı Mustafa Albayrak’ın bir kez daha olmadığını gördük. Zaten onun yokluğuna alışkanlığımız vardı da, bu kez Zeki Ersin’in olmaması garip geldi. Bildiğimiz kadarı ile meclisin en devamlı üyeleri arasında yer alan biri olması nedeniyle, yokluğunu garipsedim. Diğer yoklar arasında CHP’li Yalçın Cömert ile AKP’li Mücahit Bilgen ile yeni meclis üyesi Metin Kavas yer alıyordu. Kavas da tatilde olduğunu mazeret olarak göstermiş!..
Biliyorsunuz geçtiğimiz günlerde, CHP’den istifa edip AKP’ye geçen meclis üyesi Haldun Man nerede oturuyor acaba diye bakınırken, en ön sırada iki başkan yardımcısı olan Mehmet Aslaner ile Talip Yıldız’ın arasında görünce şaşırdım. Herhalde, eski partili arkadaşlarının ayrılmasından dolayı hakkında söylediklerine nisbet olsun diye, başta iki başkan yardımcısı olmak üzere tüm AKP’liler nasıl sahip çıktıklarını gösteriyorlardı. Zaten, AKP’lilerin bu tür stratejileri uygulamakta, hep CHP’lilerden bir adım önde olmalarının nedenini merak ederdim. Demek ki, bundan kaynaklanıyormuş. Sahiplenme...
Buna karşılık AKP’den ayrılıp da, şu an bağımsız kalan meclis üyesi Ömer Faruk Can da, CHP’lilerle yan yana oturuyordu. İlginç bir değiş-tokuş!..
Meclisin bir önceki oturumunun tutaklarının okunmasının ardından gündem maddelerine geçmeden, Başkan Recep Eraydın Bandırma’da yapılan çalışmalar ile ilgili sunum şeklinde meclise bilgilendirmede bulundu. Hem görsel, hem de işitsel olarak.
Cemal Öztaylan döneminde başlayan bu sistem gerçekten çok yararlı oldu. Aynı sistemi şimdi Recep Eraydın’ın da sürdürmesi çok iyi. En azından, Bandırma’nın neresinde ne olduğunu görerek, duyarak öğreniyoruz.
Daha sonra da devlet memurluğuna döndüğü için meclis üyeliği görevinden istifa etmek zorunda kalan Dr. Zeki Karaman’ın yerine komisyon seçimleri yapıldı. Karaman’ın İnceleme Araştırma Komisyonu’ndaki görevine meclis yeni üye Kazım Cura’yı getirirken, Tarife Komisyonu’ndaki görevine de Haldun Man’ı seçti. Ancak, Cura’nın seçilmesi oybirliği ile gerçekleşirken, Man’ın seçimi oyçokluğu ile oldu. Yani CHP’liler eski partililerine oy vermedi. Sanırım bir nevi öç alma gibi birşeydi bu durum!..
Bandırma Belediye Meclisi’nin geçen dönemden devam eden ve en hatip üyelerinden olan CHP’li Yaşar Kırbıyık, sanırım mikrofondan ilk konuşan üye olmak arzusu ile söz istedi. Zaten söze de, böylesine bir hizmeti kendilerine sunduğu için Başkan Recep Eraydın’a teşekkür ederek başladı.
Şimdi, tam 3,5 yıl Bandırma Belediye Meclisi’nde yaşanan son derece gergin ve çekişmeli sahnelere alışınca, böylesine uyumlu bir ortama alışmakta zorluk çekiyoruz. Eskiden, meclis toplantılarında bize bir hayli malzeme çıkarken, bundan sonra toplantıların ardından da malzeme sıkıntısı çekeceğimiz de bir başka gerçek olarak bize dönüyor sanırım.
Ama şu var ki, yeter ki biz malzeme sıkıntısı çekelim de, meclis toplantıları kavgaya gürültüye, kalp kırıklığına, ağır sözlere hatta hakaretlere yol açan tartışmalara sahne olmasın.
Tam böyle düşünürken, meclis gündeminde yer alan bir maddede, cami yapılması için bir yerin devredilmesinde bir anda sorun çıktı. İmar Komisyonundan gelen rapora göre Başkan Eraydın, arsanın devredilmesini isterken, CHP’liler de Yalçın Cömert’in olmaması nedeniyle muhalefet şerhi koydular. Anlaşılan, Cömert yok oy da yok!..
Derken, bir sonraki maddenin görüşülmesinde yine CHP’liler Yalçın Cömert’in imar komisyonu raporunda imzası yok diye karşı çıktılar. Burada da bir tartışma çıktı. İmza vardı yoktu diye... CHP’liler yok diye ısrar ederken, AKP’liler de var diye karşı çıkıyorlardı.
Sonunda, divanda yer alan Necdet Sidat yerinden kalkarak, hemen yanında bulunan İmar Müdürü’nün önündeki dosyayı alıp, ilgili sayfayı çevirerek, CHP’lilere uzatması da ilginç bir görüntü oluşturdu. Ama yine de CHP’liler ikna olmadı. Karadenizli Temel’in sempatik sözü üzerine “her ihtimale karşı furdim oni” fıkrasındaki gibi, onlar da her ihtimale karşı red oyu kullanmayı tercih ettiler.
Maddeler görüşülmeye devam ederken, sıra Sakatlar Derneği Bandırma Şubesi’nin Bandırma Belediyesi’nden özürlüler için araç talep ettiği maddeye sıra geldi. Burada bir bilgilendirmede bulunan Başkan Recep Eraydın’ın yaptığı araştırmaya göre kaç tane kolu sakat, kaç tane bacağı sakat, kaç tane zihinsel engelli, kaç tane fiziksel engelli sakat olduğunu önündeki notlardan okurken, kişileri tane olarak adetlendirmesi de garip kaçtı doğrusu.
Bunu başkan belki bilmeyebilir ama bu notu araştırıp da önüne koyanın kabahati var diye düşünüyorum. Hani, Allah’tan elinde pertavsızla dolaşıp da yanlış arayan birilerine denk gelirse, canlı varlıkların tane ile nitelendirilmeyeceği söylenebilir.
Sonuçta, bu maddeye ilişkin Başkan Eraydın Ulaşım A.Ş.’nin özürlüler için üretilen bir araçtan alıp, belirlenen saatlerde kentteki özürlüleri ücretsiz olarak taşıyacağının taahhüdünde bulunduğunu belirterek, kendilerine ayrıca teşekkür etti.
Sonra da, Recep Eraydın gündemde yer alan maddelerde bilgi vermek amacıyla bir takım açıklamalarda bulundu.
Ancak bu açıklamaları yaparken, Recep Eraydın’ın son derece heyecanlı olduğu da dikkati çekiyordu. Yalnız bu heyecan öylesine farklı bir heyecan ki, bir anlamda çocuksu bir sevincin verdiği heyecan gibi de nitelendirilebilinir.
Başkan özellikle Tesco Kipa firmasının Bandırma’yı bir merkez üssü seçip, büyük bir yatırım yapma girişiminin olduğunu vurguluyordu. Yaklaşık 1,5 yıldan beri belediye ile pazarlık yaptığını söylediği Kipa’nın, İzmir merkezli olması ve özellikle Ege ve Akdeniz’de büyük marketler zinciri oluşturması, Bandırma’yı da bir geçiş noktası olarak görüp, büyük bir marketi de bizim kentte kurmak istemesi, kentin geleceği açısından ciddi bir önem taşıyor.
Detaylarını dünkü gazetemizde okuduğunuz gibi, şu anki yeni garaj sahasını kendisine en uygun yer olarak düşünen Kipa, buraya Carrefour gibi çok büyük bir alışveriş merkezi kurup, burada bulunan otobüs garajını da Minerkom’un bulunduğu araziye taşıtacak. Bu 65 dönümlük arazide en yeni otobüs garajı yapılırken, çevresine de otomobil galerileri ve TIR parkı da yaptırmayı düşündüklerini dile getirdi Eraydın.
Bu arada eski garajın bulunduğu boş araziye de Bandırma Belediye Sarayı yaptırmayı hedeflediklerini de söyledi. Altı dükkanlarla dolu olan bir saray hiç de fena bir fikir değil. Üstelik Kipa, yeni garajda yapacağı alış veriş merkezine 4-5 sinema salonu ve muhtelif dükkanlar da yapacak. En az 400 kişinin istihdam edileceğinin de garantisini verirken, bunun yüzde 75’inin de Bandırma’dan karşılanması taahhüdünü de veriyormuş.
Yani böyle bir yatırıma karşı çıkmak mümkün mü? Tabii ki değil. Üstelik yeni garajı da 29 yıllığına istiyorlar. Yatırım maliyeti de 15 milyon YTL tutarında.
Bandırma Belediyesi’nin böylesine bir yatırımı kendi imkanları ile yapma imkanı olmadığına göre, hiç de fena bir teklif değil.
Böylesine bir teklifin meclisin enine boyuna görüştükten sonra kaçırmaması gerekir diye düşünüyorum. Bu tür fırsatlar, kırk yılda bir gelir ve geldiğini anlamadığınız zaman kaçıp da gidebilir. Ve, değeri de ne yazık ki kaçıp gittikten sonra anlaşılır.
Kipa’nın Bandırma’da böylesine bir yatırım yapması, kentin hem geleceğini şekillendirme açısından hem de potansiyelini harekete geçirme açısından son derece yararlı bir duruma dönüştürmek de yine bizlerin elinde.
Meclis toplantısında, yaşanan hareketli dakikaların kalanını da yarına devam edelim diyorum.