Bandırma’da Gıda Kontrolü Olmaz!..
Malum Ramazan ayındayız. Allah herkesin Ramazan’ını kabul etsin.
Bu ayda küskünler barışır, yardımlaşma artar, dayanışma üst noktalara ulaşır.
Bir de, Ramazan ayının özelliğinden sahurdan iftara kadar dinimizce farz olan oruç tutulduğu için, gıda maddeleri tüketiminde bir hayli artış görülür.
Gün içerisinde herhangi bir yiyecek yenilemediği için de, oruç tutanlar, her ne kadar doktorların aksi yönde görüş bildirmesine karşın, midelerini en güzel yiyeceklerle doldurmak ister.
Bu nedenle de, gıda ürünlerinde çeşitlilik ve tüketiminde de yükselme görülmesi bu nedenledir.
Yalnız, yıllar yılı Bandırma’da ister ramazan ayı olsun ister olmasın, doğru dürüst bir gıda denetiminin yapıldığına ne tanık oldum, ne de olana rastladım.
Bir zamanlar Sağlık Bakanlığı’nın kontrolünde olan gıda ürünleri imal eden, satan, depolayan ve benzeri yerlerin denetlenmesi, zaman zaman belediye zabıtaları ile de yapılıyordu.
Daha sonra 5179 sayılı GIDALARIN ÜRETİMİ, TÜKETİMİ ve DENETLENMESİNE DAİR KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMENİN DEĞİŞTİRİLEREK KABULÜ HAKKINDA KANUN ile Tarım Bakanlığı’na devredildi.
Zaten ne olduysa da bundan sonra oldu. Eskiden hiç olmazsa iyi kötü de olsa, ara sıra da olsa fırınıydı, lokantasıydı, pastanesiydi benzeri gıda ürünü üreten yerler denetleniyordu. Tarım Bakanlığı’na geçti geçeli bu denetlemeler de ortadan kalktı.
Çünkü, eleman yok.
Ya da, denetlenmemenin gerekçesi olarak bana söylenen bu.
Efendim, bu tür yerlerin denetlenmesi için de, Bakanlığın elinde gıda mühendislerinin olması gerekiyormuş ve hem bakanlığın elinde, hem de Bandırma’daki uzantısı olan İlçe Tarım Müdürlüğü’nde, bu denetimi yapacak yetkili uzman yok.
Gerçi bizim ülkemizde insanın herhangi bir değeri olmadığı için, insan sağlığına yönelik üretilen gıda maddelerinin denetlenmesinin de gereği bulunmuyor.
Eğer, bu ülkede insanın en küçük bir değeri olsa ve insan sağlığına yönelik çalışmalar bulunsaydı, meslek yaşamı boyunca bu tür yerlerdeki pislikleri televizyonlardan milyonların gözü önüne seren Uğur Dündar’ın yaptığı programların sona ermesi gerekirdi.
Belki 30 yılı aşkın bir süredir, başta İstanbul olmak üzere, Türkiye’nin çeşitli kentlerinde yaşanılan gıda terörünü yansıtan usta gazetecinin, ortaya çıkarttığı bu gerçekler karşısında, devletin aldığı herhangi bir önlem duydunuz mu?
Haa, göstermelik olanlardan bahsetmiyorum. Ciddi önlemlerden bahsediyorum.
Bakın, göstermelik önlemlerden, ilgili kanununda nasıl bir madde yer alıyor;
BEŞİNCİ BÖLÜM
Sağlığın Korunmasına İlişkin Hükümler
Sağlığın koSağlığın korunmasırunması
Madde 18 - İnsan sağlığının korunması amacıyla, gıda maddelerini ve gıda ile temas eden madde ve malzemeleri üreten ve/veya satan işyerleri;
a) Bakanlıkça çıkarılacak ilgili yönetmeliklerde belirtilen asgarî teknik, hijyenik ve güvenlik şartlarını taşımak zorundadır.
b) Gıda kodeksine uyulmaksızın gıda maddelerini imal edemez, mübadele konusu yapamaz ve muameleye tâbi tutamaz.
c) İnsan sağlığına zarar verecek muhteviyatta gıda maddeleri üretemez, içerisine zararlı bir madde katamaz, böyle bir maddenin kalıntısını bulunduramaz ve gıdaya zararlı özelliğe yol açacak herhangi bir işlem uygulayamaz.
Eminim ki, size de komik gelmiştir. Gülmüşsünüzdür.
Şimdi, biz kanuna böyle bir madde ekleyince, Türk insanının sağlığını korumuş oluyoruz.
Sadece bu kadar. 8-10 satırlık kanun maddesiyle...
Sakın denetleme falan demeyin. Asla ve kat’a olacak şey değildir bu.
Hele ki, Bandırma gibi bir yerde. Kesinlikle mümkün değildir.
Çünkü, yıllar yılı kaymakamından, belediyesine, sağlık müdürlüğünden, tarım müdürlüğüne kadar müracaat edip de, gıda kontrollerinin yapılmasını ve bunun da basın-yayın aracılığı ile kamuoyuna duyurulması için bulunmadığım girişim kalmadı.
Hepsinden de red cevabı aldım.
Aksini iddia eden, buyursun söylesin!..
Ve artık ben iddia ediyorum ki, özellikle Bandırma’da gıda denetimi diye bir şeyi unutun.
Bandırma’da ilgili bakanlıkların birimleri bulunur ama elemanı yoktur.
Olmayan elemanla da, insan sağlığını birebir yakından ilgilendiren gıda denetimi yapılamayacağı için de, yediklerimiz içtiklerimiz Allah’a emanettir.
Öte yandan, eskiden belediyelerin denetiminde olan bu gıda maddeleri üretiminin denetimi şimdi bu kurumdan da alınınca, zabıtalar da işsiz kaldı.
Gerçi, gazetemizin sayfalarında mutlaka görmüşsünüzdür, özellikle Edremit ve Burhaniye belediyeleri, halkının sağlığı için, zabıtaları sık sık gıda denetimine gönderiyor ve usulüne uygun olmayan yerleri ya uyarıyor ya da ka-patıyor.
Aslında, bilmiyorum bu gıda maddesi üreten yerlerdeki pislikleri, örümcek ağlarını, hamam böceklerini, yerlerden akan kanalizasyonları, tavanlardan sarkan pislik dikitlerini görmek için illaki gıda mühendisi mi olmak gerekiyor?
Zabıta neden bunları yapamaz?
Ya da Edremit’te, Burhaniye’de, Ayvalık’ta yapıyor da, Bandırma’da neden yapılmıyor?
Sanıyorum, oradaki belediyeler ile Bandırma Belediyesi farklı kanunlara tabi olarak yönetiliyor.
Aslında çok isterdim, Bandırma Belediyesi’nin de, körfezdeki belediyelerin uymak zorunda kaldıkları kanun ile yönetilmesine!..
Kısmet değilmiş!.. Sanırım, TBMM’den Belediye Kanunu geçirilirken, Bandırma Belediyesi’ne bir ayrıcalık tanınmış ve bu kanunun kapsamına alınmamış.
Gerçi, şu an hangi kanuna tabi olarak çalışıyor bilmiyorum, ama 5393 sayılı kanuna tabi olmadığını biliyorum.
Olsaydı eğer, Bandırma Belediyesi’nin zabıtaları da diğer körfez belediyelerinin zabıtaları gibi gıda denetimi yapmaya yetkili olurdu.
Oradaki tüm belediyelerin zabıta teşkilatları böyle bir denetim yaptıklarına göre, bizim bir ayrıcalığımız var demektir.
Nedenini sorduğumda, zabıtanın böyle bir yetkisi-nin olmadığını, en yetkili kişilerden öğrendim...
Demek ki, Tarım Bakanlığı’nın elemanı olmadığı için, belediye zabıtasını yetkili görmediği için, sağlık bakanlığı da “artık bizi ilgilendirmiyor” dediği için, bundan böyle Bandırma’da kesinlikle ve kesinlikle herhangi bir gıda denetimini görmek mümkün değil.
Öncelikle, her türlü kansorejen madde içeren gıda ürünlerini, denetimsizlik nedeniyle bol bol tükettiğimiz için, sabah-akşam dua etmeliyiz.
Dedik ya, yaşamamız tamamen Allah’a kalmış bir olay. Çünkü, kulları üzerlerine düşen herhangi bir denetim görevini yerine getirmekten kaçınıyor.
Haa, bir de anlayamadığım, ben bir basın mensubu olarak bunları istediğim için de, kötü kişi oluyorum.
Burada dile getirdiğim birimlerin yöneticileriyle ve ilgilileriyle zaman zaman tartışmalar yaşıyorum.
Neden efendim bu gıda denetimlerinin üzerinde bu kadar duruyormuşum, diye...
Ben de size soruyorum, Bandırmalıların sağlıklı bir şekilde gıda ürünü tüketmelerini istemek kabahat mi?
Anlaşılan birilerinin tatlı huzurunu kaçırıyoruz.
Alışmışız yattığımız yerden para kazanmaya da...
Köpekler ne yapıyormuş?
Bandırma'da vatandaşlar sokak köpeklerinden şikayetçiymiş ve köpeklerin sokaklardan toplanması için belediyeye başvurmuşlar.
Belediye de vatandaşların bu şikayeti üzerine bir firma ile anlaşarak, köpekleri toplamaya başlamış.
Ancak, köpeklerin toplanmasına karşın, Bandırma sokaklarında bir türlü azalmaması karşısında durumu merak eden Karadenizli bir vatandaş da ilgili birime uğramış ve veterinere sokaklardan toplanan köpekleri ne yaptıklarını sormuş!
Veterinerden, köpeklerin kısırlaştırılıp daha sonra tekrar sokaklara bırakıldıklarını öğrenen Karadenizli vatandaş, isyan etmiş ve;
''Doktor Bey, bu köpekler bizi düzmiy, ısiriy'' demiş!..