Balkon
Her çocuk gibi okulun biteceği günü dört gözle beklerdim. Bir mahkum gibi her gün takvimden geçen güne bir çizik atardım. Okullar kapanır kapanmaz sürekli gezerdim. En çok yaylaya gitmeye severdim. Çardakta amcam ve halamla uyumak, üşüyerek uyumak, erkendenbazlama kokusuyla kalkmak, arkadaşlarımla dağlarda tepelerde dolaşmak, futbaldan, voleybola bir çok oyun oynamak beni tarifsiz bir şekilde mutlu ederdi.
Birde deniz tatili olurdu. bir haftalığına da olsa annem bizi alır ve Hatay/ Dörtyol' daki teyzeme götürürdü. Annemin hemen hemen tüm akrabaları oradadır. Ama biz ne zaman oraya gitsek teyzem de ve o küçük evinde kalmak zorunda kalırdık. Başkasını gittiğimiz de teyzem küserdi. Gezeceksekte hep birlikte gezerdik. Ben her çocuktan farklı olarak denizi sevmezdim. Benim için rezillikten başka bir şey değildi. bir de üzerine teyzemin küçük evine gitmek işkence gelirdi. Teyzem evini bugün bile çok sever. Küçük olduğuna aldırmaz. Orda mutludur. Üç çocuğu ve biz bir de dayımın kızlarıyla o evde kalmaktan büyük mutluluk duyardı. Biz de mutlu olurduk ama sürekli evin içinde olmak istemezdik. Hiç arkadaşımız olmadığı içinde aşağıya inmemize izin vermezlerdi.
Teyzem bizi mutlu etmek için çeşit çeşit pastalar,dondurmalar, börekler, yemekler yapardı. Herşeyi kendi yapamayı severdi. Özellikle beş çayını hepimiz dört gözle beklerdik. Çünkü teyzem çayın yanına mutlaka hepimizin sevdiği bir şeyler yapardı. Ve o küçük balkona tıkış pıkış oturur güler eğlenirdik. Balkon küçücük olduğu gibi çocuklar çıkıp tırmanmasın diye etrafı telle çevrilmişti. Bildiğiniz modern hapishane hayatı yaşıyorduk. Teyzemin balkonunu bu hale getirmesi ama bizim buna rağmen mutlu olmamız hep şaşırtmıştı beni.
Ve o günden sonra kendi evimde dahil tüm balkonlara kafayı takar oldum.
En büyük zevkimiz balkon aşağıya çöp atmak, sofra çırpmak, tükürmek, mangal yapmak, halı dövmek, halı yıkamak vs.. O anlar sadece kendimize odaklanıyoruz. Çevremizi asla düşünmüyoruz. Dikkat edin komşuların en büyük kavgaları hep bu sebeplerden çıkar.
Bir de yeni moda çıktı. Balkonu camekanla kapatmak. Balkon dediğin balkondur arkadaş ne alemi var onu camlarla çevrelemenin. Hadi çevreledin ne o oturma odası gibi koltuk takımı koyup duvara saat takıp sehpalarla şekil vermenin. O arayı oda haline getirip hadi balkona geçelim demek komik olmuyor mu?
Balkon dediğin zaman bildiğin bir çeşit temiz havaya çıkarsın. bir masa ve etrafında sandalyeler olur. Hep birlikte çıkar çayını kahveni içer etrafı izlersin. Camekanda pencereden bakmışsın hissini verdikten sonra bana o balkonun gereği yok ki...
Ben bu balkon meselesine taktım takmaya ama anladım ki biz millet olarak istediğimiz kadar balkon kullanmayı bilmeyelim, onu anlamının dışına çıkartalım, ve tüm bunları yapanlardan şikayetçi olalım herkes kendi balkonun da mutlu...