Bakın Bizi Aldatan Kim
İlaç endüstrisinin daha çok kâr etmek için yaptığı ‘oyunlar’ a hergün bir yenisi ekleniyor. Gerçi ilacı gazoz, sakız, parfüm… gibi herhangi bir tüketim ürünü olarak gören sektörün bu dalaverelerine alışmıştık, ama dünyanın en büyük ilaç şirketine karşı ‘bilimi maniple ettiği iddiasıyla’ dava açıldığı haberini okuyunca ‘Bu kadarı da olmaz’ diye şaşırmamak da elde değil. Davanın ‘bir numarası’, Pfizer’ in bizde de satılan Neurontin isimli ilacı. Pfizer, öyle merdiven altında fason ilaç üreten ‘kendi halinde’ bir firma değil, bugüne bugün dünyanın en büyük ilaç firması. Her sene milyonlarca kutu ilaç satıp milyarlarca dolar kâr ediyor. Dünyanın en çok satılan ilaçlarının birçoğu Pfizer’ in.
Neurontin Amerika’ da FDA’ nın onayı ile 1994 yılında epilepsi (sara) hastalığı tedavisinde kullanılmak üzere piyasaya veriliyor. Kısa zamanda da pek çok doktor tarafından benimseniyor ve reçetelerde boy göstermeye başlıyor. İlacı kullanan hasta sayısı her geçen gün hızla artıyor. Buna rağmen, firmanın pazarlama bölümü satışlardan hiçbir şekilde mutlu olmuyor. Hatta dünyadaki tüm epilepsi hastaları ilaçlarını bırakıp Neurontin’ e başlasalar bile bunların ‘tabiatları gereği’ tatmin olmaları gene de imkânsız.
Düşünüyorlar… taşınıyorlar… ve sonunda ilacın daha çok satılması için akıllarına müthiş bir fikir geliyor. O da ilacın, çok daha yaygın olan başka hastalıklar için de kullanılmasını sağlamak. Buna ‘off-label’ yani ruhsat dışı kullanım adı veriliyor. Aslında çok doğru bir uygulama olmasa da birçok ilaç bu şekilde kullanılabiliyor, ancak bir ilacın prospektüsünde belirtilmeyen hastalıklarda kullanımı için pazarlama faaliyetleri yürütmek kesinlikle yasak.
Gelin görün ki, firmanın pazarlama bölümü yasak-masak dinlemiyor ve illegal promosyonlarla ilacın baş ağrısı, migren, bipolar bozukluk, sinirsel ağrılar başta olmak üzere en az bir düzine hastalık için de reçete edilmesini sağlıyor.
Öyle ki, çok sınırlı kullanım alanı olabilecek bir epilepsi ilacı sanki dünyada epilepsisi olmayan insan kalmamışçasına leblebi gibi satılmaya başlıyor. Neurontin, kısa zamanda blockbuster yani hasılat rekorları kıran bir ilaç olmayı başarıyor. 2003 yılında en çok satılan ilk 50 ilaç arasına giriyor. Sadece Amerika’ daki yıllık satış rakamları 2 milyar doları geçiyor. Bu arada satışların yüzde 90’ ının ruhsat dışı hastalıklar için gerçekleştiğini tahmin etmişsinizdir sanırım.
Milyonlarca dolarlık harcamalarla satışlar artıyor, ama bu yasadışı promosyonlar da cezasız kalmıyor ve Pfizer 2004 yılında bundan dolayı suçlu bulunarak 430 milyon dolar ceza ödemeye mahkum oluyor. Belki yöneticiler bu karara ‘Tamam, bu işten bu küçük cezayla sıyrıldık’ diye seviniyorlar, ama olay burada bitmiyor.
Geçtiğimiz günlerde Boston’ da firma hakkında yeni bir dava daha açılıyor. Pfizer, şimdi de bilim dünyasının açıkça aldatmak ve bilimsel gerçekleri gizlenmek gibi taammüden adam öldürmekten farksız çok ağır bir suçlama ile karşı karşıya.
Açılan davada, şirkete ait binlerce dokümanı inceleyen uzmanlara göre yapılan oyunlar şunlar: İlacın başka hastalıklar için etkili olmadığı sonucuna varan çalışmaların yayınlanmasının geciktirilmesi veya durdurulması… negatif sonuçların pozitif algılanmasını sağlamak için çalışmaların dizaynı ile ve verilerle oynanması… sonuçları nötralize etmek için negatif bulguların pozitif sonuçlarla harmanlanması…
Bu dokümanları inceleyen uzmanlardan biri olan Kay Dickersin görüşlerini ‘Bu yapılanlar etik dışı, bilime zarar verici ve halk sağlığı için de çok tehlikeli’ sözleriyle özetlerken, avukat Thomas Grene ise ‘Pfizer’ in bilimi suiistimali ve etik dışı davranışı, doktorların çok önemli hastalıklar için etkisiz ilaçları milyonlarca hastaya yazmalarına ve milyarlarca doların hastaların ve sigorta şirketlerinin cebinden ilaç firmasının kasasına girmesine yol açtı’ şeklinde açıklamalarda bulunuyor.
Buna karşılık Pfizer ise verileri maniple ettiği iddialarını reddediyor ve ‘’Araştırma sonuçları bunların nerede yapıldığına ve sonuçlarının ne olduğuna bakılmaksızın, olumlu ve olumlu yönleri kısıtlılıkları da tartışılarak objektif, doğru, dengeli ve tam olarak bildirilmiştir.’’ diyor.
Diyor, ama eldeki deliller bunu doğrular nitelikte değil. Meselâ, yayınlanmayan ve sonuçları olumsuz olan önemli bir araştırma için ‘Biz onu en az iki dergiye gönderdik, ama yayın için kabul edilmedi; ne yapalım yani?’ diyorlar. Ancak, bu dergilerden birinin editörü araştırmayı ‘firmanın birçok bölümdeki önyargılarından’ dolayı reddettiklerini bildiriyor. Pfizer’ in de, bu redde büyük bir memnuniyetle karşı çıkmadığı anlaşılıyor.
Gelelim neticeye
Cardura… Duocid… Felden Flash… Deltacortil… Lipitor… Lustral… Norvasc… Zitromax ve tabii ki Viagra. Bunlar ilaç devi Pfizer’ in tüm dünyada peynir-ekmek gibi satılan, herkesin bildiği onlarca ürününden sadece bazıları.
Eldeki deliller ve uzman görüşleri ne kadar çok ve kuvvetli olsa da insanın gene de böyle bir dünya devinin daha çok kazanmak için illegal yollara başvurmuş olması ihtimaline inanası gelmiyor.
Hele de Viagra’ yı üreten bir firmanın!