Bakan Yardımcılığı…
Malum olduğu üzere 60. AKP hükümetinin son günlerinde bakanlık sayısı yeniden düzenlenirken bakanlıklara bakan yardımcılıkları ihdas edilmesi konusunda bakanlar kurulu kararı alındı.
Nitekim 61.AKP hükümetinin ilk toplantısında bu yönde karar alınarak başbakan Erdoğan bakanlardan yardımcılıklarına atanmasını istedikleri kişilerin adlarını on beş gün içersinde kendisine iletilmesini istedi.
Bu karar bürokratların devlet yönetiminde geri plana alınmaları yönünde atılan ilk adımdır. Bunu başka kararların izlemesi muhtemeldir.
AKP neden bu yönde karar aldı, neden bakan yardımcılıkları makamlarını ihdas etti? Bilindiği gibi Türkiye Cumhuriyetini idare ve kontrol eden hâkim kurumlardan bir tanesi de bürokrasidir. En alt kademesinden en üst noktasına kadar bürokratlar kendilerini vatandaştan önde, ülkenin asli unsuru ve sahibi imiş gibi davranırlardı. Eskisi kadar olmasa bile hala öyleler. Amaçları çözüm üretmekten çok makamlarını ve mevcut düzeni korumak olmuştur.
Bakanların eskiden yanlarına aldıkları danışmanlar çözüm üreten kişilerden ziyade çeşitli işlerini gördürdükleri kişilerden öte gitmezdi. Dolayısıyla yine bütün inisiyatif bürokratlarda olurdu. Bakanlık koltuğuna yeni oturmuş milletvekili hele ömründe hiç bürokrat olmamışsa müsteşarlar, genel müdürler arasında boğulurdu. İşi öğreninceye kadar çektiği çile yanına kar kalırdı. Geçmişte bir bakan tanıdığım “devlet memuruyla fazla uğraşmaya gelmez, insanı çuvala sokar” derdi.
Yeni uygulamanın ilk örnekleri belediyelerde uygulanmaya çalışılıyor. Belediye başkanları beldenin nüfusuna göre kendisine dışarıdan belediye başkanlıkları seçebiliyor. Ne var ki bu makamlar çoğunlukla kötüye kullanılıp “yandaş” kişiler atanarak makam sahibi yapılıyor. Dilerim bakanlıklardaki uygulamalar böyle olmaz, fikir üreten, konusunda hem ilmi hem de pratik tecrübesi olan kişilerden seçilirler.
Zannediyorum AKP bu uygulama ile Ankara’da kastlaşmış bürokrasiyi geri plana almayı amaçlamaktadır. Yine ayrıca seçilmişlerin kendi kadrolarını oluşturmaları yolu açılmış olacaktır. Yani böylelikle hangi seçilmiş gelirse gelsin yerinde çakılı duran bürokratların bir takım yeniliklere ve hükümet uygulamalarına direnmelerinin önüne geçilmiş olacaktır.
* * * * *
Geçen yıl ara verilen festivaller bu yıl yeniden gündeme oturmaya başladı. Yapılanlar özellikle Anadolu kasaba ve şehirlerindekiler festivalden çok panayır ve konserler şeklinde olmakta. Nitekim artık belediyeler oturup festival komiteleri kurup çeşitli meşakkatler çekmek yerine bu tür konularla uğraşan ajanslarla anlaşıp paket programlar satın almakta. Böylece ne harcayacağını bilip ayağını ona göre denk almakta. Ajansın sunduğu paket programların arasına (ki ajansların yaptıkları ses sanatkârlarını organize edip konser verdirtmekten başka bir şey değil) sözüm ona çeşitli etkinlikler serpiştirmekte.
Görünen o ki bu festivaller festival olmaktan çok ticari bir faaliyete dönüşmüş durumda. Bir yıl boyunca sadece televizyonlardan seyrettiği şarkıcıları yakından görme fırsatı bulan halk doğal olarak rağbet etmekte. Böylelikle belediye başkanları da gösterilen ilgiden dolayı keyifleri yerine gelmekte, gelecek yılın festivalini, dört gözle sabırsızlıkla beklemeye başlamaktalar. Sözün kısası belediye memnun, halk memnun, ajanslar memnun. Kazanan şarkıcılar hepten memnun.
Bize de hayırlı olsun demek düşer.
