Bak Şu Fareye
Kurban olam kalem tutan ellere” diye bir türkü vardır bilirisiniz, bilmeyenler klavyede yazıp mause ile aşağıdaki linki tıklasınlar.
Hayata bazen bir bardak çay ya da bir fincan kahve ile mola veriyoruz. Mause (Fare) elimizde.
Bugün, tıpta uzun süre bilgisayar kullananlarda ortaya çıkan bir hastalıktan bahsetmek istiyorum. Buna kısaca, ‘Fare-klavye hastalığı' da deniliyor.
Sabah uyandığımızda, günün her saatinde yatarken elimizde sıkı sıkı tuttuğumuz fareler var ya işte onlar bizden, bize en yakınlar. Uzun süre birlikte olunca, en çok el verdiğimiz farenin acımasızlığı başlıyor. Mouse Pad (farelik) farenin hareketi için uygun ve iyi bir yüzey sağlıyor. Ancak ne yaparsak yapalım bilek yorgunluğu bir gün kapımıza dayanıyor. Okullarda ders olarak konulmalı mı zamanı kullanmanın önemi ve hoyratça kullandığımız bileklerimizin, sağlığımızın önemi…
Ameliyata kadar yolu olan hafife alınmaması gereken sıkıntılı bir hastalıkmış. Klavye ve fare kullananlarda ortaya çıkan Karpal Tüneli hastalığı tedavi edilmezse uzun sürede ciddi rahatsızlıklara yol açabilen, uzun süre fare ile yaşanan uyuşmalar ve kilitlenmeler zincirinde çırpınışlar. Eskiden titiz ev hanımı ya da bahçıvan hastalığı olarak bilinirmiş. Eczanelerde bileklik bulmak zor. Medikallerde ise sağ el bilekliği sıkıntısı var. Sol el bilekliği bulabilirsiniz, sağ el bilekliği için birkaç gün beklerseniz şaşırmayın.
Sürekli bilgisayar başında zamanını geçirenler ya da mesleği gereği günün büyük bir kısmını masa başında bilgisayarla geçirenleri için büyük bir tehlike olduğu söyleniyor uzmanlar tarafından. Hareketsiz kalındığı için vücudun çeşitli yerlerinde baş gösteren hastalıkların yanı sıra el ve kollarda da büyük bir hastalık oluşma ihtimali yüksek görünüyor. Uzmanlar sık sık uzun süre klavye ve fare kullananların Karpal Tüneli isimli yeni bir hastalık türüyle karşı karşıya kalabileceği uyarısında bulunsalar da sarmış sarmalamış durumda ellerimizi.
Hayatımızı inanılmaz ölçüde değiştiren teknolojinin ödememiz gereken bir faturası bir bedeli var ne yazık ki; Atalarımız, ”Her nimetin bir külfeti var.” sözünü boşuna söylememişler.
Fare-klavye hastalığı sizin, bizim, onların kapısını çalmadan nelere dikkat etmeli? Hastalığını önlemek için bilgisayar kullanan herkesin titizlikle uyması gereken bazı kurallar nedir? Gözden kaçanlar neler acaba?
Gereksiz bilgisayar kullanımından vazgeçmek, mesela oyun oynamamakmış. Biz gereksiz kullanmadık ki hoşça vakit geçirmek ve ruhumuzu dinlendirmek için oyunlar oynadık.
Bilgisayar karşısında doğru oturmadık. Masanın çok yüksek veya alçak olmasına dikkat etmedik.
Bilgisayar kullanırken dik oturmadık, ekrana veya klavyeye doğru eğilmedik.
Vücudumuzu nasıl kullanacağımızı öğrenmeden ve körpe bedenlere öğretmeden arkadaş olduk klavye ve fare ile.
Uzun süre bilgisayar kullandık bilek destekleri gibi ergonomik gereçlerden yararlanmadık.
İdeal kullanımın bile uzun zaman aynı şekilde sürdürülmesini de unutarak arada gevşeme egzersizleri yapmadık, pozisyon değiştirmedik.
Tuşlara döver gibi değil, yumuşak dokunmayı ihmal mi ettik, fareyi sıkı değil hafif kavramanın bize zarar vermeyeceğini düşünmedik.
Omuzda telefon ahizesi ile hiç ama hiç bilgisayar kullanmadık. Bakın şu farenin yaptığına!
Bu tedbirler ile rahatlamayanlarda bilgisayar kullanımının belirli bir süre tamamen yasaklanması, gevşeme egzersizleri, fizik tedavi, ağrı kesici ve romatizma ilaçlarına başvurulması da gerekebiliyormuş. Aman Dikkat!
Artık 3D Özellikli Mouseler farklı ergonomik tasarımı ile bizleri çağın hastalığı haline gelen bilek yorgunluğundan kurtarıyormuş. ( Yıllar sonra bu teknolojiye de tebessüm edebiliriz.) Bilek yorgunluğumuzu etkin bir şekilde azalttığı bilgileri var. Denemek lazım.
“Kurban olam kalem tutan ellere”
“Kurban olam fare tutan ellere” yüzyıllar sonra hangi ellere kurban olacağız dersiniz?
Hayatımıza giren teknoloji ürünleri zarar vermesin lütfen organlarımıza… Biz sizi sahiplendik fareler bırakın bileklerimizi...
Sağlıklı günlere. Sevgiyle…