Bak Sen Şu Encümen-i Daniş’e…
Mustafa GÖKTAŞ
ANALİZ
Önce Encümen-i Daniş nedir, nereden çıkmıştır tarihe bir bakalım…
“Osmanlı Devletinde Tanzimat döneminde kurulan bir bilim kurula Abdülmecit zamanında 1851 yılında çıkarılan bir fermanla Encümeni Daniş toplandı ve çalışmalara başladı. Çeşitli bilim ve teknik eserleri telif ve tercüme etmek, Türkçenin getirilmesi için çalışmalar yapmak başlıca görevi idi. Kırk asıl üyesi vardı. Bunların bir bilim dalında uzman olmaları ve bir yabancı dil bilmeleri gerekli idi. Cevdet Efendi (Paşa) le Fuat Efendi'nin (sadrazam) birlikte hazırladıkları Kavâ id-i Osmaniye (Osmanlı dilbilgisi) Encümeni Dâniş'in ilk eseri olarak padişaha sunuldu. Osmanlı tarihinin bir bölümünü yazma görevi de Cevdet Paşa'ya verildi. Cevdet tarihi böylece meydana geldi. Encümeni Dâniş, 1862'den sonra dağılmıştır..”
Bu bilgiyi buldum.
Şimdi bizim bu gün ortaya çıkan Daniş’lere bakalım.
Basına yansıyan hali ile hepsi devletin en üst düzeyinde görev yapmış ve EMEKLİ olmuş insanlar.
Bir araya gelmişler memleket nasıl kurtulur, ne yaparsak iyi olur, nasıl olursa işler daha güzel yürür gibisinden birbirleri ile sohbet yapıp, kararlar alırlarmış ve onu da devletin makamlarına iletirlermiş… (!)
Eğer bunlar Emekli olmadan evvel bir araya gelmiş olsalar gam yemeyeceğim.
Belki devletteki görevleri esnasında bir araya gelmemişlerdir ama emekli olduktan sonra demek ki, bu DANİŞ ayağına, ha bire bir araya gelip, akıl fikir üretmiş, beyin jimnastiği yapmışlar (!)
Bu işi pek garipsediğimi bilmenizi isterim.
Niye Emekli olduktan sonra ve niye bu şekil toplantılar?
Hepiniz devlete hizmet etmiş insanlarsınız.
Bir yanlış, kel alaka iş gördünüz ise, emekli olduğunuz kurumun başına bildirirsiniz.
Niye öyle değil de, Encümen-i Daniş denerek bir kurul oluşturup bir araya gelip orada fikir jimnastiği yapıp buradan çıkan neticeyi de devletin yetkili birimlerine toplu olarak iletme zarureti hissetmişler.
Ne hisli, ne duygulu insanlar bunlar canım(!)
Gözlerim yaşardı…
Devletin böyle bir kurumu ve oluşumu yok.
Kendi kendilerine vazife çıkartmışlar.
Bu bir kusur mu?
Ne var yani, iyi niyet var (!)
Ondan sonra 28 Şubat işleri…
Ooo Basına yansıyanların haddi hesabı yok.
Beni orası bağlamıyor.
Beni rahatsız eden, bunların birçoğu normal emekli zamanında bile emekli olmayıp, yaş haddini bekleyen ve yaş haddinden emekli olan büyüklerimiz.
Yani 65 yaş meselesi…
O yaştan sonra siz bir araya gelin, Memleket nasıl kurtulur? (Asiye nasıl kurtulur) diye çaba sarf edin.
Niye daha önce değil de, Devlet ile işiniz bittikten sonra?
Bu işte, kafama takılan?
Ülkemizin her zamankinden fazla birlik ve beraberliğe, sükûnete, barış ve huzura ihtiyacının olduğu dönemlerde bir bakıyorsunuz ortalık karışmış.
Neden, niçin, niye, kim için, neye, kime hizmet için karışıyor, karıştırılıyor?
Bunlar enine boyuna sorgulanmalı ve tartışılmalı.
Kimse durumdan kendine vazife çıkartıp, milletin ve devletin huzurunu bozmasın.
Yapacağı bir şey vardıysa, Devletin içinde iken niye yapmamış?
Bence bu Encümen-i Daniş’çilerin tamamını devlet incelemeye alsın, devlette iken nasıl çalışmış, neler yapmış, bu Daniş’de neler yapmışlar?
Didik didik edip sorgulasınlar.
Bakın göreceksiniz çok değişik meseleler aydınlığa çıkacaktır.
Ben Darbelere hep karşı oldum
Bu işin sivili, askeri olmaz.
Darbe darbedir.
Ve yanlıştır.
Demokrasi çok güzel bir müessese…
Ama onu tüm kurum ve kuruluşları ile eşit, hakça uygulayabilmek esas olan.
O uygulama hatası olduğu için bu gün ülkemizde her alanda sıkıntı çekiyoruz.
Demokrasinin çağdaş, uygar batı ülkelerine bakılarak yeniden ele alınıp ayarlanması lazım.
Gerisi laf-ı güzaf.
O zaman Encümen-i Daniş’e de, Demir dökümcü Maniş’e de, Bizim komşunun evinde ki KANİŞ’e de gerek kalmayacaktır.
Çünkü İnsan hakları ile hayvan hakları aynı mecrada, uygarca, çağdaş bir şekilde uygulanacak haksızlık, adaletsizlik ortadan kalkacaktır.
O kalkınca da huzur, refah, mutluluk gelecek, yaşanılası topluma hep birlikte kavuşacağız.