content
23 Ağu

Bahçeli Değil, Bohçalı Mübarek!

Mustafa GÖKTAŞ

Demokratik açılım meselesi gündeme geldiği günden bu yana Muhalefet durumunda olan MHP ve onun lideri Devlet Bahçeli azgına ne geliyorsa söylüyor.
O söyleyince yardımcıları da galeyana geliyor onlarda söylüyor. Arkadaşlar Dağa çıkarlarmış. Yapılanlar külliyen yanlışmış, MGK toplantısı sonucunu Mondoros Mütarekesinebenzetmeler. Gittikçe çirkinleşen söylemler.Gerçi biz alıştık bu söylemlere. Onlara bakacak olursanız Ülkeyi tek onlar düşünüyor, tek onlar sahipler, tek onlar varlar ve tek onlar vatansever, hamiyetperver, kadirşinas, Müşvik, devleti ve milleti için gözü kapalı can verecek olanlar.

Gülüyorum halimize. Bu bencillik, bu kendini beğenmişlik nedir böyle? Gerin beyler. Biz sizin iktidarınızı da gördük. Rahmetli Türkeş’ten devraldığınız partiyi iktidara taşıdığınızda icraatlarınız ortada. Ne yaptınız, hangi önemli işe imza attınız? Vatan millet Sakarya söylemi içinde kim ne yaptı? Kim devleti ve milleti için ne yaptı? Kim torbasına akıttı? Çok değil daha 1–2 yıl önce partinin önde gelen ismi ve bakanlık yapmışları yüce divanda yargılandı.

Ozan Arif durup dururken mi sizi ağır bir dille eleştirdi?
Erciyes Kurultayını iptal ettiğinizde Ülkücülüğün abidelerinden Ozan Arif: ““Böyle pespaye, böyle bir gülünç bir nedenle kurultayı iptal ederek ve buna rahmetli Başbuğ’un ismini karıştırarak Allah’tan korkmadıklarını da gösterdiler. Partiyi de kapatmak isterlerse şaşırmam” demedi mi?
Aynı Arif: “Kurultayın iptalinin, merhum Türkeş’in vasiyeti olduğu uydurmasına hiç kimsenin inanmadığını” belirtip , “Ülkücüler, ihanet karşısında bigâne ve seyirci kalamaz” demedi mi?
Yine Ozan Arif sözlerine devamla ““Rahmetli Alparslan Türkeş’in bir diğer emaneti de Türk kurultaylarıdır. Mevcut MHP yönetimi bu kurultaylara da sahip çıkmadı. Türkeş, gurbetçilerden para topladı, yine de bu kurultayları yaptı. Sonunda ne oldu, Türk kurultaylarını yapmak kendini Türk değil, Türkiyeli olarak görmek isteyenlere kaldı. Şimdi bu kurultayları onlar düzenliyor. Böyle güzel bir organizasyona bile sahip çıkamadılar” demedi mi?
Vee….

Ozan Arif, “Erciyes Zafer Kurultayı’nın iptal edileceği sinyalleri aslında 57. Hükümet döneminden bu yana geliyordu. Sanatçılar sahneye çıktığında binlerce insan sahnenin etrafında toplanıyordu. Devlet Bahçeli kürsüye geldiğinde ise insan sayısı azalıyordu. Devlet Bahçeli o yerin kemalini kaldırabilecek bir insan değil… 3 Mayıs Türkçülük Günü’nü de Milliyetçilik Günü diye sulandırdılar” tespitini yapmadı mı?
Daha sonra , “Ülkücüler zulmü affedemez Felaketin açmadığı gözün kör olmaya mahkûm olduğunu ifade eden Ozan Arif “Ayak oyunları ile bir yere gelenlerin ülkücü yüreklerin bir araya gelmesinden korkması kadar doğal bir şey yoktur. Kargadan da bülbül sesi beklemem. Ancak bunun görmeyen Ülkücülere bu bile az, bunu da söylemek isterim. Ülkücü ihanet karşısında bigane ve tarafsız kalamaz. Kendilerine yapılan zulmü affedebilirler, ancak ülkücü harekete yapılan zulmü affedemezler. Vurdumduymazlık, bigânelik, hatta yeri geldiğinde merhamet Ülkücü harekete ihanettir. Hiçbir tepki göstermeyen ülkücü ’Ozan Ülküdaşız’ demesin. Ülkücü hareketi, ülküsüz yüreklere teslim edenler sonradan dizlerini dövmesinler” diye konuşmadı mı?
Ozan Arif, “MHP’nin mevcut yönetimi ilk olarak Ülkücüleri partiden uzaklaştırdı, ikinci olarak ise ’merkezin ortasındayız’ diyerek MHP’nin felsefesini bitirmek istiyor. Devlet Bahçeli geçtiğimiz senelerde ’MHP’nin vizyonu ve misyonu değişti’ dedi, bu sözlerin üzerinde kimse durmadı. Yakında ’Başbuğun vasiyeti’ diye partiyi de kapatmak isteyecekler, böyle bir şey olursa şaşırmamak gerekir. Fare deliğinden fil geçirmeye çalışıyorlar” demedi mi?
Hiç unutmam, Erciyes kurultayı iptal edildiğinde o zaman konuşanlardan biride Ülkü Ocakları eski Üsküdar Bölge Sorumlusu Mehmet Taşdelen’di… Taşdelen özetle, “Merhum Alparslan Türkeş’in vefatından bu yana 10 yıla yakın bir süredir yaşananların, Milliyetçiliğin bir takım temel taşlarından vazgeçilmesi anlamını taşıdığını ifade etti. Taşdelen, “Bununla ilgili bir örnek verecek olursak Türk Dünyası İşbirliği kurultaylarına da sahip çıkılmadı. 10 yılı aşkın bir süredir yani Alparslan Türkeş’in ölümünden bu yana Türk Milliyetçiliğinin önemli geleneklerine sahip çıkılmıyor” demişti.

Yine o günler, Aydınlık Türkiye Partisi (ATP) Genel Başkan Yardımcısı İrfan Topçu, kurultayın Alparslan Türkeş’in fikirleri açısından önem taşıdığını vurgulamış. Hiçbir zaman şekli değil, ancak fikri mirasların olabileceğini dile getirmişti. Topçu, “Türkeş’in şekli değil, fikri mirasları söz konusudur. Kendisinin en önemli fikri mirası Türk dünyasının her anlamda muzaffer olmasıydı. Özellikle de Batı karşısında. Dolayısıyla esas miras buydu. Olaya bu açıdan bakıldığında Erciyes Zafer Kurultayı da önemliydi. Biz olayı basından takip ettik. Kararı il başkanlığının aldığı söyleniyor. MHP’nin karar verme yeteneği mi kaybolmuş acaba diye düşünmeden edemedik. MHP’nin içinde hoş olmayan organize bir hareketin olduğu kamuoyu tarafından da uzun zamandan beri seziliyor. Bunlar hoş şeyler değil” diye de konuşmuştu.

Aynı şekilde o zaman ATP Genel Başkan yardımcısı olan Birol Cevizoğlu , "Türkeş 'i hatırlatan her şey unutturuluyor!" demişti.
MHP Mersin Eski İl Başkan Yardımcısı Savaş Şimşek de o günler eleştirilere katılmış, "Başbuğumuzun emanetlerini koruyacağım, gösterdiği yolda yürüyeceğim" diyenlerin bugün Ülkücüleri, Türk Milliyetçilerini MHP 'nin kapısından bile geçirtmemek için karar aldıklarını” belirtmişti.

Bunları bir kenara bırakın, Ülkücü kökenli Gazeteci Yazar Sebahattin Önkibar Yeniçağ Gazetesindeki köşesinde Bahçeli’yi daha ağır eleştirmiş ve seslenmişti.

Önkibar, “Bahçeliye derin emir, ülkü ocaklarını tasfiye et!” başlıklı yazısında, Ülkü ocaklarını kapatmak için bahane aradığını ve ülkücü kadroları tasfiye ettiğini vurgulamış, yazınınsonunu ise, “haftada bir başkasının yazdığı bir metni kürsüsünde okuyarak vaziyeti idare eden birinden MHP deryasına değil kaptan miço bile olmaz!” diye bağlamıştı.
 Gelelim şimdi Zurnanın Zırt dediği yere….
Yani Bahçeli’nin Bohçasına..
Anasol-m iktidarı döneminde Ulaştırma Bakanlığı yapan MHP nin önemli ismi Enis Öksüz Vakit gazetesinde Serdar Arseven’e o zamanki yaşananları aktarmış ve Arseven de bu açıklamaları haberleştirmişti.

Kısaca o zaman Öksüz, “Atayacağımız bürokratları bile ABD belirleyecekse, burada bulunmamızın” anlamı yok diyordu. İthal bakan durumundaki Kemal Derviş’e destek verilmesi karşısında da İstifa ediyordu. Ve unutmuyorum, O Röportaja, Enis Öksüz"ün Bahçeli"ye yönelttiği ağır ve anlamlı sorular damgasını vurmuştu.

Enis Öksüz o dönemde MHP lideri Bahçeli"ye şu can alıcı soruları yöneltmişti:
1- İdam cezasının kaldırılmasını sağlamak için MHP"li 5 komisyon üyesini çekmediniz mi? Böylece Apo"nun idamını önlemiş olmadınız mı?
2- Rahşan Hanım"ın ülkücülere yönelik yenilir-yutulur olmayan hakaretlerine Bülent Ecevit sesini çıkarmazken; sırf Ecevit"i eleştirdi diye Ali Güngör"ü partiden atan siz değil misiniz?
3- Türk Kurultayı"nda demir dövmek yerine, dava arkadaşını döven anlayışa nasıl güvenelim? Sadi Somuncuoğlu"ndan, Ali Güngör"den ve Enis Öksüz"den ne istediniz?
4- Tayip Erdoğan"la yan yana yürümeyi içine sindiremeyen siz, “ABD"nin tahsilât memuru” Kemal Derviş"le aynı yolda yürüdüğünüz için pişman değil misiniz?
O gün bugün tısss yok….
Var mı, duydunuz mu?Ben duymadım, siz duyduysanız aktarın.

Bahçeli ile ilgili Eleştiri getiren o kadar çok sayıda ÜLKÜCÜ kökenli ve ülkücülüğü halen devam eden insan var ki, hangi birine burada yer verelim.

Bir defa Bahçeli Demokrasinin gereği olan çok sesliliği hazmedemiyor.

Bakın karşısına kim aday çıkarsa bir şekilde susturulmak isteniyor.

Aynı şekilde teşkilatlarına bakın. Seçilmiş gelmiş teşkilatları alıp yerlerine kendisinin tarafını tutacak olan isimleri atamadı mı? Yine bu yüzden çok önemli bölgelerde önemli oy kaybına uğramadı mı?
Neyse o bugünkü işimiz değil. Bu günkü işimiz Bahçeli’nin işine geldiği gibi konuşup tavır takınması.

Bakın ben bu gün geçmişten örnekler verdim.

En önemlisi Öksüz’ün soruları.

İktidarda iken farklı, muhalefette iken farklı olmayacaksınız.

Ve her şeyden önemlisi, tüm bu ülkede yaşayanlardan daha fazla milliyetçi, vatansever, kahraman olmayacaksınız.

Biz unutmadık Anasol-m dönemini.

Kimse unutmadı.

Bugün yaşanan Silivri cezaevinde yatanlar ve dava sürecide o günkü bazı olaylara ışık tutuyor.

Bak Anasol-m nin yıldız adamı Mesut Yılmaz bile ''Demokratik Açılım'' çalışmalarına ilişkin herkesin hükümete yardımcı olması, hükümetin de devlet sorumluluğuna uygun davranması gerektiğini” söylüyor…
Yaa….
Vatan millet Sakarya, bizim torbaya da akar ya…
Yemiyor artık millet abi, Dağa da çıksan, damada çıksan fark etmiyor.

Doğudan her gün bir şehit haberi geldiğinde anaların, babaların, sevgililerin, geride kalan gözü yaşlı eş ve çocukların feryadı yükseliyor. 25 senedir kan akıyor. Bu 25 sene içinde vatanını milletini devletini çok ama çok sevenler olarak ne çözüm ürettiniz? Ne yaptınız? İktidarda iken ne yaptınız?Abarıp, kabarıp bağırma ile öfke ve şiddetle sorun çözülmüyor.

Olayları germenin kimseye faydası yok.

Gelin el ele verelim.

Meseleyi toplumun tüm katmanları ile beraber çözelim.

Tartışalım.

Kimse bu devleti, milleti, vatanı yıkamaz, bölemez, parçalayamaz… Hiç meraklanmayın.

Artık şu sırtınızdaki Bohçadan da işinize geldiği gibi yeni bir söylem çıkartıp gündem yaratmayın. Bakın o bohçadaki bazı meseleleri de siz çıkartmadınız ama ben çıkarttım.

Daha o bohçada çok mevzu var. Yama tutmaz oldu. O yüzden yazımın başlığını Bahçeli değil Bohçalı mübarek koydum.
Bilmem anlatabildim mi?
Bu günlük bu kadar…

Etiketler : , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank