content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

29 May

Babuşçu’nun Basın Toplantısı…

Dün sabah AK Parti İl Merkezi'nde İl Başkanı Aziz Babuşçu, 29 Mart seçimlerini değerlendirdiği ve CHP'li belediyelerle ilgili iddiaları gündeme getirdiği bir basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısına il yöneticileri, Çatalca, Silivri, Sarıyer, Kartal ve Maltepe AK Parti ilçe başkanları da katıldı.

Babuşçu, basın toplantısını 27 Mayıs darbesine gönderme yaparak açtı. 27 Mayıs'ın bir zamanlar bayram olarak bile kutlandığını ve bugün kimsenin aklının ucundan bile geçirmediğini ancak, birilerinin milli iradeye karşı darbe tezgâhları yaptığını söyledi. Babuşçu, aynı zamanda 29 Mart seçimlerinden dersler çıkardıklarını ve yurttaşların kendilerini örtülü olarak uyardığını söyledi.

Babuşçu'ya 'vatandaşın örtülü uyarısından ne anladıklarını' sorduğumda, nerede hata yaptıklarını, halkla ilişkilerin neresinde eksikleri olduğunu, teşkilatın kendisine duyduğu özgüvenden dolayı ortaya çıkan rehaveti, konuştuklarını söyledi. Başkan Babuşçu, vatandaşın örtülü uyarısının ne anlama geldiğini değil, uyarının ortaya çıkmasının nedenlerini teşkilata bakarak bulmaya çalışıyordu. İnanın AK Parti teşkilatı son dört seçimin en büyük performansını gösterdi İstanbul'da. Kendine duyulan özgüvenden dolayı kaybettiklerini düşündükleri seçimleri, vatandaşın örtülü uyarısı olarak görmesi de mümkün değildi. Birbiri ile çelişen açıklamalar yaptı.
Örtülü uyarı, belediyelerde yapılan yanlış uygulamalardan kaynaklanıyor muydu?
Örtülü uyarı, Başbakan Erdoğan'ın üslubundan dolayı olamaz mıydı?
Örtülü uyarı, AB çizgisinden sapan iktidardan merkez seçmenin kaçmasının nedeni olamaz mıydı?
Örtülü uyarı, ayyuka çıkan yolsuzluk iddialarından olamaz mıydı?
Örtülü uyarı, daha düne kadar mütevazı bir hayat sürenlerin, son birkaç yıldır gösterişli bir yaşama yönelmelerinden geldikleri çevreyi unutmalarından kaynaklanıyor olamaz mıydı?
Örtülü uyarının nedeni, parti içersinde ortaya çıkan birbirini çekemeyen, ayak kaydırma oyunları, dedikoduları olamaz mıydı? 
Vatandaşın örtülü uyarası, özellikle yaşam standardı yüksek, eğitimli, kültürlü kesimin var olanı yitirme korkusundan kaynaklanıyor olamaz mıydı?
Örtülü uyarının nedenlerini araştırırken, asıl görülmesi gereken büyüme döneminin konjektürel durumu ile küçülme döneminin konjektürel durumunu karşılaştırmak gerekmiyor muydu?
Neden, AK Parti'nin en yüksek tavan yaptığı, 2007 seçimleriydi? Neden çünkü AK Parti mağdurdu. E-muhtıra, Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığının engellenmesi, 367 çoğunluk şartı, partinin kapatılmak istenmesi gibi nedenler partinin yükselmesine neden olmuştu.

2009 seçimlerinde ise tam tersi koşullar…

Örtülü uyarı, mağdur olan AK parti değil, aksine yurttaşı küçümseyen, özgüven diye ifade edilen, kendini beğenmişlik olarak sokağa yansıyan bir davranış biçimine dönüşmesine olabilir miydi?
Tüm kamuoyu anketlerinde AK Parti yüzde 50 ile 60 arasında görülmesinin rehaveti başka bir adıyla şımarıklığın ortaya çıkışı, örtülü uyarıyı mı ortaya çıkarmıştı?
Yine aday tespitlerinde kentin gerçeklerinin göz ardı edilmesi, yine o aşırı güvenden kaynaklanan teşkilatın bile tercihlerinin yok sayılması…

Geleneksel kadrolara sahip çıkılarak, merkezden uzaklaşılması… Örnek Beylikdüzü'nde AK Parti'nin il genel meclisinde oyunun 34 bin, belediye meclisinde 31 bin, belediye başkanlığında 29 bin olması ve bizzat partiye oy verenlerin, belediye başkanına oy vermemesi gibi.

CHP'li belediyeler personel
çıkartıyordu, AK Partili belediyelerde ne yapıyordu?

Yine basın toplantısında İstanbul'da göreve yeni gelen belediyelerde personel kıyımı yaşandığını iddia eden AK Parti İl Başkanı Aziz Babuşçu, seçimlerde CHP'lilerin verdikleri sözlerin sıkı takipçisi olacaklarını belirterek önümüzdeki süreçte yerelden başlayacak muhalefetin sinyallerini de veriyordu.

CHP'li belediye başkanlarının personel kıyımı başlattığını söylerken unuttuğu ve bilmediği bir gerçek vardı. Bölgemizde iki AK Partili belediyenin 'hizmet alımı' yaptığı şirketlerin sözleşmelerini fesh ederek işten çıkardığı personel toplamı nereden bakarsınız 600'ü geçiyordu. Babuşçu ise CHP'li belediyelerin işten çıkardığı personel sayısının yaklaşık 400 olduğunu ifade ediyordu.

Doğru bilgilendirilmediği için yaptığı basın toplantısında söyledikleri tersine dönebilirdi. Beş yıldır İstanbul'da yerel yönetimlerin yaptıklarına yönelik olarak, muhalefetin sessiz bir beş yıl geçirdiğini, etliye sütlüye karışmadığını yakından biliyorum. AK Parti'nin dünkü düzenlediği basın toplantısıyla bu dönemin kapandığını görüyoruz.

Babuşçu’n un CHP'li belediyelerde yapılan uygulamaları, 28 Şubat uygulamalarına (darbesine) benzetmesi ise yeni tartışmaların habercisidir.

Külünk'ün 2006 yılında
adaylıktan çekilmişti.
Bu sefer çekilmez!

AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşçu'ya il başkanlığına aday olup olmadığını ve Metin Külünk'ün il başkanlığına adaylığı ile ilgili ne düşündüğünü sorduğumuzda aday olduğunu şöyle açıklıyordu.

"Teşkilatımla 27 Haziran'da ki kongreye hazırlanıyorum." Babuşçu, Külünk'ün adaylığı ile ilgilenmediğini ve her partilinin il başkanlığına aday olmaya hakkı olduğunu ifade ediyordu.

Benim görüşüm ise, 2006 yılında yapılan il kongresinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan gelen telefonla adaylıktan çekilen Metin Külünk'ün o kongrede şansı varken, bu kongrede şansının olduğunu zannetmiyorum. Çünkü 2008 yılından sonra yapılan kongrelerde dizayn edilen il delegelerinin fire vermesinin imkânsız olduğunu düşünüyorum.

Bu, Külünk'ün aday olduğunda oy alamaz anlamına gelen bir tespit değildir. Seçilebileceği bir oy alamayacağı gerçeğidir.

Ancak, Külünk'ün bu defa geçen dönem olduğu gibi adaylıktan çekileceğini zannetmiyorum.

Neden mi? Bu seferde adaylıktan çekilirse, yanında durabileceği insan sayısının azalacağını ve güvenilirliğini kaybedeceğini de bugünden anımsatmak isterim

Etiketler :

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank