Babalar ve Oğullar…
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca dün sabah 'yolsuzluk ve rüşvet' iddiasıyla yapılan operasyonlar neticesinde 37 kişi gözaltına alındı. Bu 37 kişinin içerisinde ne yazık ki hâlen babaları bakanlık görevinde olan isimler de var. İçişleri Bakanı Muammer Güler'in oğlu Barış Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın oğlu Salih Kaan Çağlayan ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar da ne yazık ki gözaltına alınanlar arasında bulunuyorlar. Bu kişiler gerçekten yolsuzluk ve rüşvet suçu işlemişlerse, elbette cezalarını çekmelidirler. Tabiatıyla genç ve iyi eğitilmiş insanımızın içine düştüğü bu durum çok üzücüdür. Lâkin ben en çok da bu oğulların babalarının durumuna üzülüyorum. İçişleri Bakanı Muammer Güler'i de, Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ı da, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ı da yıllardır yakından tanıyorum. Oğullarının işledikleri iddia edilen bu suçlarla hiçbir ilgilerinin olmadığına eminim.
***
Muammer Güler, Gaziantep Valisi olarak 6 yıl görev yaptı. Gidiniz Gaziantep'e, aradan bunca zaman geçmesine rağmen, onun ne kadar dürüst ve namuslu bir devlet adamı olduğunu size anlatacaklardır. Bir kısmı benim bakanlıklarım sırasında geçen Gaziantep Valiliği, dürüstlüğün ve çalışkanlığı tecessüm etmiş hâli gibiydi. Aynı başarıyı ve dürüstlüğü, başta İstanbul Valiliği olmak üzere diğer görevlerinde de göstermiştir. Şimdi, bu kadar dürüst ve başarılı bir İçişleri Bakanı, sırf oğlu hakkında iddia edilenlerden dolayı müşkül duruma düşürülmüştür. Erdoğan Bayraktar, Türkiye'nin gelmiş geçmiş en çalışkan, dürüst ve başarılı icraat adamlarından biridir. Siyaset adamı gibi değil, teknik bir projeci ve yönetici gibi çalışmış; elinden trilyonlarca liralık projeler geçtiği hâlde, hakkında ciddî bir ithamda bulunulamamış, dürüst ve namuslu bir teknik adamdır. Başbakan'ın öncülüğünde kısa sürede verdiği eserler ortadadır. Zafer Çağlayan, Ankara Sanayi Odası Başkanlığı da yapan, fabrikası, işyeri olan, bakan olarak da koşuşturup duran bir siyaset adamıdır. Bakanlığı döneminde ihracatta büyük artış sağlanmış ve başarılı olmuştur.
***
Ben bu bakanların oğullarını hiç tanımam. Kendilerine isnat olunan suçları işlememiş olmalarını temenni ederim. İnşaallah kısa sürede suçsuzlukları ortaya çıkar. Lâkin gerçekten suç işlemişlerse, kimin yakını olurlarsa olsunlar suçlarının cezalarını çekmelidirler. Bu arada bu operasyonların, tam da seçimlerden önce, siyasî bir maksatla yapılmadığını ümit ediyorum. Eğer hedef, oğullarının işledikleri iddia edilen suçlarla, önce babalarını, daha sonra Hükûmeti ve Başbakan'ı yıpratmaksa, bunun bedeli sadece AK Parti İktidarı tarafından değil, Türkiye bakımından da ağır şekilde ödenecektir.